İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Konya Şube Başkanı Ali Çınar, 2 Şubat 2004 tarihinde Konya’da meydana gelen ve 92 kişinin ölümü, 30 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan Zümrüt Apartmanı faciasının 9. yılı dolayısıyla bir mesaj yayınladı
İnşaat Mühendisleri Odası(İMO) Konya Şube Başkanı Ali Çınar, 2 Şubat 2004 tarihinde Konya’da meydana gelen ve 92 kişinin ölümü, 30 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan Zümrüt Apartmanı faciasının 9. yılı dolayısıyla bir mesaj yayınlayarak, benzer olayların tekrar yaşanmaması için alınması gereken tedbirleri sıraladı.
ZÜMRÜT’Ü UNUTMADIK
Konya’nın birçok noktada dönüm noktası olan Zümrüt Faciası’nın hala hafızalardaki yerini koruduğuna dikkat çeken Çınar, “Gelişen olayların neticelerini ağır atlattığımız elim ve acı verici hadiselerin yaşandığı, hatırlamak istemediğimiz bir tarih 2 Şubat 2004… Zümrüt Faciası, Konya’nın tarihinde kötü bir anı olarak maalesef kalmıştır. Bir bayram gününde böylesine acı bir haberle sarsıldık ve enkaz alanına intikal ettiğimizde gördüğümüz manzara bizi oldukça derinden yaralamıştı. O anki durum, yaşadığımız hadise ve manzara gerçekten çok kötüydü. O manzarayı unutamadık, içimiz hala sızlıyor, yüreklerimiz hala yanıyor” dedi
TAŞIYICI SİSTEM BİNANIN OMURGASIDIR
Yapılardaki taşıyıcı sistemin, insanın iskelet sistemi ve omurgası gibi olduğunu belirten Çınar, “Kullandığımız yapıların dekorasyon gibi kısımlarında birçok kez değişiklik yapabiliriz ancak yapının taşıyıcı sistemi bir defa yapılır. Taşıyıcı sistemin tasarımından, uygulama aşamasına ve denetim mekanizmasına kadar her ayrı kısım, yapılaşma sürecinde emniyet açısından en önemli süreçtir. Burada biz inşaat mühendisleri olarak, çok büyük sorumluluk ve misyon yüklenmekteyiz. Bunun için gerçekten çok çalışıyoruz. Yapıların kullanım alanlarında yapılmak istenilen değişikliklerde, ilgili idarelerden izin alınmalı ve binanın statik proje müellifi olan inşaat mühendislerine mutlaka başvurulmalıdır” diye konuştu.
EĞİTİME ÖNEM VERİYORUZ
Konya’nın da deprem bölgesinde olduğuna işaret eden Çınar, “Depremin bir yaşam gerçeği olduğunu hatırlamalı ve depremlerle yaşamayı öğrenmeliyiz. Bu konu için İnşaat Mühendisleri Odası Konya Şubesi olarak, yapılarda sadece mühendislerin değil, tüm inşaat yapım sürecinde usta, kalfa, demirci, duvarcı, kalıpçı gibi çalışanların mutlaka eğitilmelerini ve sertifikalandırılmalarını amaçladık ve bu amaç doğrultusunda 2002 yılından itibaren, kalfa, demirci, duvarcı, kalıpçı ustalarına eğitimler vermeye başladık. 2004 yılında yaşadığımız zümrüt faciasından sonra bu eğitimleri artırarak devam ettirdik. Yapılarda sertifikalı usta uygulaması 2012 yılı itibariyle ülke genelinde uygulamaya geçti. Konya’da biz bu uygulamaya on yıl önce geçerek gerekli hazırlıkları da önceden tamamlamış olduk. Denetleme mekanizmalarını devlet ve kamu kuruluşları eliyle daha da verimli hale getirebilmenin yolları mutlaka bulunmalıdır” şeklinde konuştu.
DEPREM ENVANTERLERİ HAYATİ ÖNEM TAŞIYOR
Zümrüt Faciası’nın aynı zamanda akıllara Konya’da bulunan yapıların ne denli güvenilir olduğu sorusunu da getirdiğini kaydeden Çınar, “Biz inşaat mühendisleri olarak her platformda bu konuyu gündeme getirdik getirmeye de devam edeceğiz. Şehrimizdeki mevcut yapı stokunun deprem envanterinin çıkarılması için acilen ilgili kurum ve kuruluşların bir masa etrafında toplanarak ortak bir çalışmanın startını vermeleri gerekir. Kullanım ömrünü doldurmuş binaların tehlike arz ettiğini hiçbir zaman unutmamalıyız. Elbette bu iş kolay olmayacaktır ancak şehrimizin akıbeti için önemsenmesi ve mesafe kat edilmesi gereken bir mevzuudur. Konyalı inşaat mühendisleri olarak bu çalışmada üzerimize düşeni memleketimiz için yapmaya hazır olduğumuzu bu vesile ile bir kez daha vurgulamak isterim” ifadelerini kullandı.
TEKRAR YAŞAMAK İSTEMİYORUZ
Artık bu gibi elim ve üzücü olayları tekrar yaşamamak için tüm kamuoyunu duyarlı olmaya davet eden Çınar, “Yapıların taşıyıcı sistemlerindeki ciddi önemli değişikliklerde ve o yapının fonksiyonel değişikliklerinde vatandaşlarımızın ilgili ve yetkili kurumlara başvurmaları önem taşımaktadır. Vatandaşımızın bu konuda bilinçlenmesi ve otokontrol sisteminin sağlanması için, ülkemizdeki tüm yetkililer, ellerini taşın altına koymalıdır. Kamuoyu bilinci artırılmalı, kamu ve devlet kuruluşları bu konuda halkı bilinçlendirmek için yeterli seviyede girişimlerde bulunmalıdır” sözlerine yer verdi.