Ali Ağaoğlu’ndan en büyük pastayı kapan Hürriyet, bu kez en uca kaydı ve haşarı kızı Ayşe Arman’ın kaleminden, “Ağaoğlu’nun ipini kim çekti” sorusuna cevap aradı.
Ali Ağaoğlu, Türkiye’de inşaat sektörünün gelişen yüzüne talipti. Gerçekleştirdiği çıkış bunu yapabileceğini de gösteriyordu aslında.
Hükümet, iki yıllık bir hazırlıktan sonra bitip tükenme noktasına gelen TOKİ’yi canlandırdı ve 2005’ten itibaren inşaat sektörü, Türkiye’de büyümenin lokomotifliğini yaptı. TOKİ kendi yaptığı inşaatlardan öte, esas yaptığı çalışma gelir ortaklığı çerçevesinde yürüttüğü çalışmalarla değer kazandı.
Bu gelir ortaklıkları sonucunda Türkiye’den deve dişi gibi inşaat şirketleri çıktı. Ağaoğlu, bunların en göze batanı oldu. İlk zamanlar, yaptıkları ile ön plana çıkma yolunu seçti.
2008 yılında Ali Ağaoğlu’nun, daha medya önüne pek çıkmadığı dönemlerde idi. Hazırlayıp sunduğum ekonomi programı için bir röportaj yapmak istemiştim. Ataşehir’de yaptığı ilk projenin tanıtımı vardı. Ali Bey’i röportaj yapmak için güçlükle ikna ettiğimi hatırlıyorum.
Giyiminden, tavırlarına çok sıradan idi. O kadar sıradan idi ki, kameraman arkadaşım, adını ilk kez duyduğunu söylediği Ali Ağaoğlu için, “Dışarıda görsem cebimdeki parayı hayır için veririm” demişti.
Aradan bir yıl ya geçti ya geçmedi, bir baktık her yerde Ali Ağaoğlu adı geçmeye başladı. Kimi zaman kucağına aldığı çıtır kızlarla, kimi zaman pahalı arabalarıyla, en çok da yere göğe sığmayan kibiri ile.
İşini konuşturan biri nasıl olmuştu da yaptığı müptezellikleri, matah bir şeymiş gibi satar olmuştu.
Sizi bilmiyorum ama benim cevabım biri ona, “Sen Türkiye’nin Donald Trump’ı ol” demişti. Ağaoğlu’nu yerli Trump olmaya ikna etmişti.
Sonrası malum.
Biz yıllardır Ağaoğlu konusunda okuyucularımızı uyardık. Bu pazarlanan kişilik modelinin Türkiye’de bir alıcı kitlesi vardı elbette. O da bunu fark ettikçe, müptezelliklerini artırdı.
KIZINI “SEVGİLİM” DİYE, GENEL MÜDÜRÜNÜ “KAZMA” DİYE TANITTIĞI GÜNLER
2010 yılının kış sezonunda basın toplantısı için Uludağ’daki oteline davet etmişti. Bir grup gazeteci ile gitmiştik.
Basın toplantısına başlarken, yanındaki genç kızın yanağına uzanıp “şap” diye öptü ve gazetecilere, “Yeni sevgilim” diye tanıttı. Kendinin sağında oturan bir beyi tanıştırırken de, “Bu kazma da benim otellerimin genel müdürü” dedi.
Birinci şoku atlatamadan bu ikinci şoku yaşamak bana ağır gelmişti. Salondan “Bu ne ya”, “ne oluyoruz?” gibi seslerin yükselmesi üzerine Ağaoğlu, işin dozunu fazla kaçırdığını anlayınca, bu kez birden ciddileşti.
“Yeni sevgilim” dediği kişinin kızı olduğunu söyledi. Ortamı toparlamak için de 10 dakika “kazma”nın faziletlerini anlatmıştı. Onun bir hakaret anlamı olmadığını söyledi durdu.
O tarihten sonra da dizginlerin Ağaoğlu’nun elinde bulunduğu bir ortamda olmamaya çalıştım.
Biri kimlerle yatıp kalktığını anlatıyorsa, sonradan görmüşse, harcayacak çok parası da var demektir. Bunun farkına varan yayın organları Ali Ağaoğlu’nun etrafında pervane oldular. Onun her yaptığını büyük hayranlıkla sayfalarına ya da ekranlarına taşıdılar.
Ne kadar ekranlarda, gazete sayfalarında, internet sitelerinde yaptıklarına yer verildi ise, Ağaoğlu da o kadar cömertçe onlara para savurdu. Savurdukça malum Ağaoğlu yandaşı gazeteciler, onu daha çok pohpohladı, koltuktan verildikçe o da daha çok lütufta bulundu.
Bir saadet zinciri oluştu ki sormayın.
Birileri için bunun nereye gideceği belki bilinmiyordu, ama biz Rotahaber olarak okuyucularımızı makul sınırlarda kalarak uyardık.
Bizim bu uyarılarımızı, mesleki birikimimizin getirdiği tecrübe olarak görme yerine kimileri, “nemalanamıyorsunuz ondan” diye kolayca itham etme yoluna gittiler. Bunlar arasında tanıyıp bildiğimiz dostlarımız bile vardı.
Her ne ise… Biz aldırmadık. Uyarma görevimizi yapmaya devam ettik, önümüzdeki dönemde de uyarımızı yapacağız. Umarız, Ali Ağaoğlu’nun yaptığı densizlikler, sektöre zarar verecek bir boyuta ulaşmaz.
GÖKLERE ÇIKARANLAR, ŞİMDİ “İPİNİ KİM ÇEKTİ?” DİYE SORUYOR
Ali Ağaoğlu’nun dağıttığı pastadan herkesten daha fazla pay alma peşinde koşanlar, Maslak 1453 projesinde duvara toslamasından sonra bu kez, ters tarafa dönmede bizden daha hızlı davrandılar.
Ali Ağaoğlu’ndan en büyük pastayı kapan Hürriyet, bu kez en uca kaydı ve haşarı kızı Ayşe Arman’ın kaleminden, “Ağaoğlu’nun ipini kim çekti” sorusuna cevap aradı. Ağaoğlu, yeni projesinden 1 milyar TL’ye yakın bir satış yapmışken, Hürriyet’in Ağaoğlu’nun ipinin çekildiğini ilan etmesi dikkat çekici olsa gerek.
Hürriyet önce göklere çıkardı, parasını emdi. Şimdi gideceğine hükmetti ve ilk tekmeyi de onlar vurdu.
Ne demeli?
Dönek medyanın tavrı, pespayeliklerini matah bir şeymiş gibi kamuoyu ile paylaşmayı marifet saymak da işadamlarına ders olsun.
unaltanik@gmail.com
Tweets by tanikunal
http://www.facebook.com/pages/%C3%9Cnal-TANIK/243661199010805
Ünal Tanık
Rotahaber