Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) 11 Ağustos’ta yayınladığı Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliğindeki değişiklik, yerli üreticiler tarafından “Güneş devi uyanıyor” şeklinde yorumlandı
GSR Enerji Proje Yöneticisi İzzet Seferbeyoğlu, 21 Temmuz’da yapılan değişiklikle vatandaş için elektrik üretip fazlasını şebekeye satmanın mümkün hale getirildiğini hatırlatarak, “Şimdi ise 600 MW’lık santrallerin bağlantı yapılacağı trafo merkezleri belirlendi. Yani artık, Türkiye’deki güneş enerjisi sektörünün önünü açacak bütün çalışmalar tamamlanmış oldu. Uyuyan dev uyanıyor” dedi.
Verilen kararlar uygulamaya geçtiğinde sera gazı salınımının düşeceğini açıklayan Seferbeyoğlu, ayrıca cari açık azalacağını, yerli üretim ve dolayısıyla istihdamın artacağını dile getirdi. Seferbeyoğlu, “Hatta ilerleyen dönemde Avrupa’ya elektrik satmak mümkün olacak” diye konuştu.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) 11 Ağustos’ta Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliğinde yaptığı son değişiklik, yenilenebilir enerji sektöründe bir devrim olarak algılandı. Sektörün uzun süredir beklediği değişiklikle birlikte artık 600 MW’lık santrallerin bağlantı yapılacağı trafo merkezleri yerleri de belirlendi.
Yönetmeliğin son halini değerlendiren GSR Enerji Proje Yöneticisi İzzet Seferbeyoğlu, yönetmelikle üç konunun netliğe kavuştuğunu söyleyerek, “Trafo merkezleri bağlantı kapasiteleri yatırımcılara duyuruldu. 21 trafo merkezi, 27 bölgeye ayrılmış 37 ilde bulunuyor. Toplam güneş enerjisi bağlantı kapasitesi ise 600 MW.. Yatırımcılar 500 KW üstü güneş enerjisi santrali kurulumu yaparak belirlenen trafo merkezlerinden şebekeye elektrik satabileceklerdir. 2013 sonuna kadar yapılacak 600 MW’lık santral, 1,5 milyar Euro’luk bir iş imkanı demektir” dedi.
Şebekeye elektrik satışı mümkün olacak
Seferbeyoğlu, daha once 21 Temmuz’da yayınlanan yönetmelikle 500 KW altı yenilenebilir enerji sistemi kurulumlarında üretilen elektriğin bir kısmı kullanılıp geri kalan kısmı ise satılabildiğini hatırlattı. 11 Ağustos’ta yayınlanan son yönetmelikle enerji santralleri kurulumu konusunda tüm eksiklerin tamamlandığını belirten Seferbeyoğlu, 11 Ağustos’ta üç önemli karar alındığını söyleyerek, “Birincisi Enerji Bakanlığı güneş enerjisine dayalı üretim tesislerinin 31.12.2013 tarihine kadar bağlanabileceği trafo merkezleri bağlantı kapasitelerini Resmi Gazetede yayınladığı ilanla yatırımcılara duyurdu. Bu 21 Trafo Merkezi, 27 bölgeye ayrılmış 37 ilde bulunmaktadır. Toplam güneş enerjisi bağlantı kapasitesi ise 600 MW’dır.
İkinci olarak EPDK Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmeliği yayınladı. Bu yönetmeliğe göre güneş enerjisi ile elektrik üretiminde kurulu gücü 31 Aralık 2013 tarihine kadar 600 MW’yi aşamayacak. Ayrıca lisans için başvuru yapan bir üretim tesisinin kurulu gücü en fazla 50 MW olacak. Yönetmelikle, halen işletmede olanlar dahil 2015’e kadar işletmeye girecek yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik üretim tesislerine ilk 10 yıl için kira, irtifak hakkı kullanma izni bedellerinde yüzde 85 indirim uygulanacak. Ve son olarak “Rüzgar ve Güneş Enerjisine Dayalı Lisans Başvurularına İlişkin Ölçüm Standardı Tebliği Taslağı” yayınlandı. Yatırımcılar 500 KW üstü Güneş Enerjisi Santrali kurulumu yaparak belirlenen Trafo Merkezlerinden şebekeye elektrik satabileceklerdir. 2013 sonuna kadar yapılacak 600 MW’lık santral 1,5 milyar Euro’luk bir iş imkanı doğuracak” şeklinde konuştu.
Sera gazı salınımını düşürmek için Türkiye çok önemli
Söz konusu değişikliklerin Türkiye’ye çok önemli katkıları olacağını kaydeden Seferbeyoğlu, bu katkıları maddeler haline şöyle açıkladı:
“1- Her yıl olduğu gibi bu Nisan ayında, diğer ülkeler ile birlikte Türkiye 2009 yılı sera gazı envanterini kapsayan 2011 yılı raporunu Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Sekreteryası’na iletti. Verilen envantere göre, Türkiye başta karbondiksit olmak üzere toplam sera gazları salımlarını 1990 yılına göre yüzde 98 arttırarak neredeyse iki katına çıkarmış oldu. İklim değişikliği ile mücadele için yapılan bilimsel çalışmalar, küresel salımların 2050’ye kadar neredeyse onda bire indirilmesini, 2020’ye kadar da yarıya yakın bir azaltım yapılmasını şart koşuyor. Ülkelerin hem Kyoto Protokolü çevresinde yaptıkları azaltım, hem de Kopenhag Uzlaşması’ndaki taahhütleri bu hedefin çok uzağında olsa da, Türkiye’nin 2 katlık bir artış yapması durumu daha da zorlaştırıyor. Bu anlamıyla, Türkiye olmadan bir çözüm zor gözüküyor.
Cari açığın kapanması sağlanacak
2- Türkiye’nin enerji ithalatı harcaması 2011 yılının ilk 6 ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 41 artışla 17 milyar 604 milyon dolardan 24 milyar 827 milyon dolara yükselmiştir. Zaten cari açığımızın yüzde 70’den fazlası enerjide dışa olan bağımlılığımızdır. Öncelikle 600 MW’lık kurulumla başlayacak ve binlerce MW lık kurulumla devam edecek süreç, güneş zengini Türkiye’ nin bu açığı kapatmasında önemli katkı sağlayacaktır.
Yerli imalata verilen destekle Türkiye yerli panel üretecek
3- Yenilenebilir Enerji Kanunuyla örneğin fotovoltaik güneş enerjisinde yerli imalata üretilen elektriğin KWh’ı başına 0,067 dolar ek teşvik verilmektedir. Böylece teşvik miktarı fotovoltaik güneş enerjisi sistemlerinde KWh başına 0,2 dolara ulaşmaktadır. Bu durumda Türkiye’de de yerli panel üretimleri gerçekleşecektir. Aynı zamanda diğer ülkelerin uyguladıkları destekleme mekanizmalarından alınan dersle, yeni ürün geliştirmede edindikleri tecrübeleri değerlendirebilecek avantajlı bir noktadadır. Bu durumda devletin Ar-Ge çalışmalarına vereceği destek önemlidir.
Güney illerindeki tüketim ve üretim dengelenecek
4- Güney illerimizdeki elektrik tüketim artışı, Türkiye ortalamasının yaklaşık iki katıdır. Tüketimin en çok olduğu saatler ve aylar aynı zamanda güneş enerjisinin de en çok olduğu günler ve saatlerdir. Bu durum tüketime yakın üretimi sağlamaktadır, dengelemeye de katkısı olmaktadır.
Avrupa’ya enerji satabileceğiz
5- Avrupa da elektrik üretiminde doğalgaza olan bağımlılığı nedeniyle elektrik üretiminde dışa bağımlıdır. 500 milyar Euro’luk Desertec projesi Kuzey Afrika’da yapılacak güneş enerjisi santralleriyle Avrupa’nın elektrik ihtiyacını karşılamayı sağlayacaktır. Türkiye de zengini olduğu güneşten ürettiği elektriği Avrupa’ya satabilir. Bu deneyimle Ortadoğu’da da güneş enerjisi santralleri kurabilen bir altyapıya sahip olabiliriz.