Türkiye’de konut 150 metrekareden düşükse değerine bakılmaksızın yüzde 1, 150 metrekareden büyükse yine değerine bakılmaksızın yüzde 16 KDV uygulanıyor. Ancak önceki gün Resmi Gazete’de yayınlanan yasa ile konutlardaki KDV’yi değiştirme yetkisi Bakanlar Kurulu’na verildi. Daha önce yapılan açıklamalara göre, Bakanlar Kurulu 150 metrekareden küçük konutlar için konutun bulunduğu bölge ve değerine göre KDV’yi yüzde 1 ile yüzde 18 arasında belirleyebilecek. Kademeli KDV’nin karışıklık yaratacağını belirten Dumankaya inşaat Yönetim Kurulu Üyesi Uğur Dumankaya, “Bence hepsini yüzde 18 yapacaklar” dedi. KDV artışının konut fiyatlarına yansıyacağını belirten Uğur Dumankaya, uygulamanın piyasayı yüzde 25 daraltacağını belirtti.
Konutlarda uygulanan KDV’nin değişmesiyle birlikte devlete çok büyük görevler düştüğünü belirten Uğur Dumankaya sözlerine şöyle devam etti:
KDV’nin artmasından sonra konut fiyatları daha düşük gösterilebilir. Özellikle markasız konut üreticileri bu yönteme başvurabilir. Bu da hem devletin gelir kaybına neden olur, henj de bizim gibi kayıt içinde olan firmalara haksız rekabet yaratır. Konut satışlarının çok iyi izlenmesi gerekir.
Yanlış bir uygulama değil
Uygulamanın çok da yanlış olmadığını belirten Uğur Dumankaya şu açıklamalarda bulundu:
Devlet yüzde l’lik KDV’yi 1987 yılında dar gelirli insanları konut sahibi yapmak için getirdi. Ancak ondan sonra yapılan lüks konutlar da aynı KDV’ye tabi oldu. Bu, haksızlığın giderilmesi için düşünülmüş bir uygulama.
Türkiye’de 150 metrekareden küçük konut üreten inşaat şirketleri bunları yüzde 1 KDV ile satıyor. Ancak bunlar için alınan malzemelere yüzde 18 KDV ödeniyor. Şirketler aradaki farkı da devletten KDV iadesi olarak alıyor. KDV iadelerinin çok geç ödendiğini belirten Uğur Dumankaya. KDV artışının bu sorunu da bir anlamda çözeceğini söyledi.
Uğur Dumankaya. yasanın 1 Haziran 2012 itibariyle ruhsatı alınmış, ihalesi yapılmış konutları kapsamayacağını belirterek, bunun sektöre uyum zamanı kazandıracağını ifade etti.
Herkes müteahhit oluyor
Türkiye’nin inşaatta biraz vahşi batıya benzediğini söyleyen Uğur Dumankaya sözlerine şöyle devam etti:
Kuralların olduğu ama pek fazla denetlenmediği bir şef var yukarıda. Bir facia olduğu zaman giriyor devreye. Ama bu işi herkes yapabiliyor. Eczacı olabilmek için üniversite bitirmek gerekiyor. Berberlik yapmak için bile kalfa olmak şart. Ama inşaat gibi maddi ve manevi herşeyinizi emanet ettiğiniz sektöre herkes girebiliyor.
Türkiye’nin bir iki yıl içinde kârın düştüğü, teknoloji ve hizmetin öne çıktığı bir döneme gireceğini belirten Uğur Dumankaya, “O zaman kurallar işleyecek. Herkes kayıt içine girecek. İnşaat sektöründe bu sürece kendini hazırlayanlar, teknoloji ve finansmanı iyi yönetenler ayakta kalacak. Bizim gibi firmalar yani markalı olanlar, kayıt içinde olanlar bu süreçte diğerlerinden ayrışacak” diye konuştu.
Kentsel dönüşüm adı parasal dönüşüm değil
Kentsel dönüşümün bir an önce devreye alınması gerektiğini belirten Uğur Dumankaya, ancak bu işin planlı ve programlı bir şekilde yapılması gerektiğini söyledi. Dumankaya sözlerine şöyle devam etti:
Toplumsal uzlaşma içerisinde sivil toplum kuruluşlarının da devreye girebildiği bir sistem olmalı. Kolay bir çalışma değil ama Türkiye için hayati bir konu. Kentsel dönüşüm parasal dönüşüm olarak algılanıyor. Ancak bizim yani markalı konut üreten firmaların öyle bir derdi yok. Ben kentsel dönüşüm olmadan da iş yapıyorum.
Posta
