Vergi muafiyeti sağlayan teknokentlere yönelik yeni teşvikler yürürlüğe girdi. Halen Türkiye’de 3’ü aktif 45 teknokent bulunuyor. Aktif teknokentlerde sınırlı sayıda kiralık yer var. Ancak bir yandan da hızla kapasiteler artırılıyor, yeni binalar oluşturu
Türkiye’de geçmişi 1990’lı yıllara uzanan ve teknokent ya da teknopark olarak adlandırılan teknoloji geliştirme bölgelerine (TGB) ilgi giderek artıyor. Mevcut vergi muafiyetlerine ilave olarak geçen yıl yapılan düzenlemeyle yeni teşviklerin getirilmesi yatırım iştahını artırdı. Daha önce 10 yıl olarak öngörülen ve 2013’te dolması beklenen vergi muafiyetlerinin yürürlük süresi 2023 yılına kadar uzatıldı.
Teknokentlerde faaliyet gösteren firmalara kurumlar vergisi, katma değer vergisi (KDV) ve damga vergisi muafiyetleri sağlanıyor. Çalışanlar da gelir vergisi ödemiyor. Yine firmalar, SGK (Sosyal Güvenlik Kurumu) primi işveren payının yüzde 50’sinden muaf.
Bu avantajlar geçen yıl Mart ayında yapılan yeni düzenlemeyle daha da genişletildi. Örneğin, yeni şirketleri desteklemek için teknokentlerin bütçeleri yeterli gelmediğinde Sanayi Bakanlığı devreye giriyor ve ödenekleri artırıyor.
Yeni düzenlemeyle aynı personelin dışarıdaki Ar-Ge faaliyeti de teşvik kapsamına alındı. Ayrıca işbirliği imkanları da genişletildi. KOBİ’leri teşvik etmek için KOSGEB’in “Teknogirişim” adıyla uygulamaya koyduğu 100 bin TL’lik hibe desteği de teknokentlerin cazibesini artırıyor.
Türkiye genelinde 45 teknopark bulunuyor. Ancak şu anda bunların 31’i aktif. Bu bölgelerde çoğunluğu teknoloji ve Ar-Ge alanında olmak üzere bin 800 civarında firma faaliyet gösteriyor. Bu firmalarda 16 bine yakın kişiye istihdam sağlanıyor.
Teknokent şirketlerinin başta ABD, Japonya, İsrail, İngiltere, Almanya olmak üzere gelişmiş ülkelere yaptıkları teknolojik ürün ihracatı 2011 sonu itibariyle 544 milyon dolara ulaşmış durumda.
Halen en yoğun talep gören teknokentler Ankara’da bulunuyor. Onları Kocaeli, Gebze gibi sanayi bölgelerinde kurulanlar izliyor. İstanbul ise devasa teknokentine kavuşmak için gün sayıyor. Bu proje tamamlandığında Avrupa’nın üçüncü büyük teknokenti olacak.
Teknokentlerin çoğunda kiralanabilecek yer yok. Ancak yoğun talep doğrultusunda yeni ofis binaları oluşturulması için hummalı bir çalışma var. Yüzlerce ofis, projesi olan girişimcilerden talep bekliyor. Özellikle son dönemde Ar-Ge merkezleri kurma konusunda artan eğilim de teknokentlerin önemini artırıyor.
Türkiye Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Derneği Başkanı ve aynı zamanda ODTÜ Teknokent Genel Müdürü Mustafa İhsan Kızıltaş, teknokentlere yönelik teşviklerin çok arttığına dikkat çekiyor. Ardından da buna örnek olarak KOSGEB ve AB gibi kuruluşların hibe desteklerini gösteriyor. Kızıltaş, önümüzdeki 5 yıl içinde teknokentlerde faaliyet gösteren firma sayısının ikiye katlanacağını öngörüyor. Bu talebi karşılamak için de yeni teknokentlerin kurulacağını ve kapasitelerin artacağını dile getiriyor.
Türkiye genelinde teknokentlerdeki yatırım imkanlarını, öncelikli sektörleri, yeni teşvikleri ve kiralama şartlarını araştırdık.
Öğrenciler şirket kurabiliyor. Türkiye’nin en köklü teknoparkı ODTÜ Teknokent’in kuruluşu 1980’li yıllara uzanıyor. Uzun fizibilite çalışmaları sonucunda 2000 yılında ilk binası hizmete girmişti. Halen ODTÜ Teknokent’te 255 Ar-Ge firması faaliyet gösteriyor. ODTÜ Teknokent Genel Müdürü Mustafa İhsan Kızıltaş, diğer teknoparklardan farklı bir modele sahip olduklarını vurguluyor.
Kızıltaş, buna örnek olarak da öğrencilerin oyun yazılımı ve animasyon teknolojileri alanındaki fikirlerini, projelerini geliştirdikleri, kendi şirketlerini kurma imkanı buldukları “ön kuluçka merkezi”ni gösteriyor. Halen ODTÜ Teknokent’te boş yer yok. Kızıltaş, ancak performans kriterlerini yerine getiremeyen firmaların ayrılmasıyla yenilere yer açıldığını söylüyor. Ayrıca halen inşaatı süren yeni binaya da firma kabul edilmeye başlamış. ODTÜ Teknokent’te kira bedeli, metrekare başına 15- 22 TL arasında değişiyor.
Para