MOSDER’in de kurucu üyeleri arasında yer aldığı, Avrupalı mobilyacıları tek bir çatı altında toplayan EFIC, Çin karşısında Avrupalı mobilyacıların nasıl önlem alması gerektiğine yönelik bir bildiri açıkladı
Türkiye Mobilya Sanayicileri Derneği’nin de kurucu üyeleri arasında yer aldığı, Avrupalı mobilyacıları tek bir çatı altında toplayan, Avrupa Mobilya Sanayicileri Konfederasyonu (EFIC) Çin karşısında Avrupalı mobilyacıların nasıl önlem alması gerektiğine yönelik bir bildiri açıkladı.
EFIC Başkanı Markus Wiesne; “Uzak Doğudan gelen mallar karşısında kendi değerlerimizi kullanmalıyız. Güçlü yönlerimize odaklanmamız gerekiyor. Bununla kastettiğim kalite, gelişmiş tasarım, hızlı üretim, son teknolojilerin kullanımı, daha iyi stok kontrolü ve daha hızlı pazara sürme süreleri.” dedi.
Yayınlanan bildiride, son yıllarda Avrupalı üretici için büyük tehdit oluşturmaya başlayan Uzak Doğu ülkelerinin haksız rekabete yol açan ucuz ürünlerine karşı, Avrupa’lının kaliteli ürününü ön plana çıkarma çabasında, alınması gereken önlemler bazı başlıklarda toplatıldı. EFIC Başkanı Markis Wiesner belirlenen başlıklar altında şu açıklamalarda bulundu;
“Rekabetçi gücümüzü artırmak”
“Avrupa Mobilya Sanayicileri Konfederasyonu ithalat kısıtlamalarının veya açık pazarlardaki anti damping işlemlerinin bu gelişim karşısında sınırlı veya hiçbir etkisi olmadığını düşünmektedir. EFIC, Avrupa şirketlerinin mevcut güçlerini destekleyerek rekabet gücünü artırmaya odaklanmaktadır. Avrupa mobilya sektörünün tasarım, kalite, esneklik, son teknoloji ve yenilikçi materyaller konularındaki gücü buna uygun olarak teşvik edilmeli ve ilerletilmelidir. Destek programlarına erişim kolaylaştırılmalı ve bu programlar sektörün küçük ve orta ölçekli işletmelerinin ihtiyaçlarına uygun olarak adapte edilmelidir.”
“Mülkiyet haklarını iyileştirmek”
“Stratejilerimizin ürün geliştirme ve tasarım üzerine odaklanması halinde ilgili hakların da sürekli olarak korunması gerekir. Buna daha iyi ithalat kontrolü ile yeniden ithalatların önüne geçilmesi dahildir. Avrupa patentlerinin ve “Made in” konusundaki mevzuatların uygulanması hakkında da ilave önlemler alınmalıdır.”
“Müşterilerimize daha fazla şeffaflık sunmak için kimlik kartları”
“Şu anda çeşitli AB komitelerinde görüşülen “Kimlik Kartı” uygulaması da rekabet şartlarını daha adil hale getirmeye yardımcı olabilir. Mobilyalar için hazırlanacak bu ürün bilgilendirmesi şu şekilde olacak; eksiksiz ürün tanımı, menşei, insan veya çevreye zararlı olabilecek herhangi bir ürün materyali veya maddesinin listesi, ilgili ürünün kalitesine etki edebilecek kullanılan tüm materyaller ve ürün prosedürleri hakkında bilgiler ve bir kullanım kitapçığı. Bu ürün bilgilendirme belgelerinin ithal edilen ürünler için de zorunlu hale gelmesi halinde, tüketiciler ithal edilen ürünler hakkındaki gerekli tüm bilgileri kolayca alabilecek ve potansiyel olarak güvenli olmayan ürünlerin pazara girişi daha en baştan engellenebilecektir.”
“Satış noktası – sürdürülebilirlik”
“Örnek oluşturarak liderlik etmek günümüzün en etkili satış gücü arasında olabilir. Gittikçe daha fazla tüketici ürünlerinin neden yapıldığını ve hangi koşullar altında üretildiğini bilmek istiyor. Fakat sürdürülebilirlik konusundaki müşteri beklentileri güzel olsa da eşitlikçi rekabet koşullarını yaratmak için yeterli olmayacak. Bu sebepten dolayı mevzuatının rekabeti daha adil hale getirmesini bekliyoruz. Bu değişikliklerin yaşama geçmesi için politik dünyayı teşvik etmek yetmiyor; tüm seviyelerde daha güçlü bir şekilde hedefe odaklanmak gerekiyor. Zaman içerisinde oluşan yeni trendleri anlamak çok önemli. Biz Avrupalı mobilya üreticileri masaya yaratıcılığımızı getirebiliriz. Uzak Doğudan gelen mallar karşısında kendi değerlerimizi kullanmalıyız. Güçlü yönlerimize odaklanmamız gerekiyor. Bununla kastettiğim kalite, gelişmiş tasarım, hızlı üretim, son teknolojilerin kullanımı, daha iyi stok kontrolü ve daha hızlı pazara sürme süreleri.”
“İhracatın artırılması”
“Sektörün gelecekteki en önemli fırsatları arasında ihracat sektörü yer alıyor. Avrupa mobilya ürünleri Uzak Doğuda lüks ürünler arasında yer alıyor. Otel projeleri için yüksek bir talep görüyorlar ve özellikle de Çin ve Rusya’da toplumun gittikçe artan zengin bir kısmı tarafından aranılan ürünler arasında yer alıyor. Bu alanda en önemli faktörlerden birisi imajdır: ‘made in Europe’, ve ayrıca ‘made in Turkey’ veya ‘made in Germany’ tüm dünyada iyi kalite ile aynı anlama geliyor. Fiyat bu segmentte en önemli konu değil.”
Türkiye Mobilya Sanayicileri Derneği Başkanı Ramazan Davulcuoğlu konuya ilişkin şu şekilde konuştu; “Mobilya sektörü, yeniliklere açık yapısı, kalite ve tasarımı birleştiren üretimi sayesinde dünya çapında beğeni topluyor ve ihracat hacmimiz genişliyor. “Türk mobilyası” stilinin oluşturulması ve tasarım yatırımlarının sürdürülmesi markalaşma açısından büyük önem taşıyor. Markalaşmak için yapılacak en önemli yatırım, tasarım ve Ar-Ge yatırımlarıdır. Ayrıca yurtdışına ürün ihracatı yaparken fason üretim yerine kendi marka ismimizle ürün ihracatı gerçekleştirmek de diğer bir unsurdur. Türkiye’de genç ve eğitimli tasarımcıların yer alması da nitelikli insan kaynağı ile hareket ederek, marka olmamızı mümkün kılıyor. Dolayısıyla gelecek kısa bir süre içerisinde “Türk mobilyası”nın ihracat haritasını genişleteceğini düşünüyoruz. Ülkemizin dış ülkelerede adının duyurulması ve ticari ilişkilerimizi arttırmak için çalışmalarımızı hız kesmeden sürdürüyoruz.
MOSDER
Türkiye Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSDER) mobilya sektörünün öncü 42 markasını tek çatıda toplayarak, sektörün yüzde 50’sini aşkın kesimini temsil etmektedir. MOSDER, dünyanın en önemli 3. mobilya fuarı olan İstanbul Mobilya Fuarı (İMOB) ile Türkiye ve dünyanın dört bir yanındaki mobilya profesyonellerini her yıl bir araya getiriyor. Sektörün global ölçekteki konumunu koruması için çalışmalarını sürdüren MOSDER, her yıl Ulusal Ev Mobilyaları Tasarım Yarışması ile sektörde sinerji oluşturuyor.