Bizde altyapı sorunları var. Türk müteahhitleri dünyada ikinci sırada. Biz sizinle çalışmak istiyoruz.” Venezüella lideri Hugo Chavez’e ait olan bu sözler, Türk şirketlerinin sınır ötesindeki algısını net olarak gözler önüne seriyor
Bizde altyapı sorunları var. Türk müteahhitleri dünyada ikinci sırada. Biz sizinle çalışmak istiyoruz.” Venezüella lideri Hugo Chavez’e ait olan bu sözler, Türk şirketlerinin sınır ötesindeki algısını net olarak gözler önüne seriyor. Enka, Gama ve Yüksel gibi inşaat sektörünün devleri, hızla global arenada yayılırken imza attıkları işlerle sadece Chavez’in değil, tüm dünyanın dikkatini çekiyor.İnşaatın yanı sıra beyaz eşyadan ambalaja, gıdadan otomotive hemen her sektörden Türkler hiç olmadığı kadar iddialı bir şekilde ilerliyor.
Türk iş dünyasını yurtdışına taşıyan ilk hamleyi 65 yıl önce Vehbi Koç yaptı. O yıllarda Amerika’nın dünyanın yeni merkezi olacağını öngören Koç, ilk yurtdışı şirketini 1945’te New York’ta Ram Commercial Corporation adıyla hayata geçirdi. Koç’un bu girişiminden 33 yıl sonra da Sakıp Sabancı Almanya’da Exsa Handes Gmbh ile Türk iş dünyasının yurtdışındaki ikinci iddialı yatırımcısı oldu. Bu girişimcileri diğerleri takip etti. Örneğin Enka’nın kurucusu Şarık Tara, 1970’lerde Libya ve Suudi Arabistan’a giderek ilk önemli projelerini gerçekleştirdi. Türk iş dünyası kendini aşma konusunda en büyük tutkuyu ise 2000’lerde gösterdi. Hatta bu dönemin girişimcileri, yurtdışında şirket kurma konusunda rekor kırdı. Bu rekortmenlerin başında da Fiba Holding’in patronu Hüsnü Özyeğin var. Her zaman global düşünüp yerel pazarlara saplanıp kalmamak taraftarı olduğunu dile getiren Özyeğin ,11 ülkede 73 şirketin kuruluşuna imza attı. en büyük zevkinin yurtdışında şirket kurmak olduğunu belirten Özyeğin’in bu tutmuna getirdiği açıklaması da şöyleydi: “bunu sadece para kazanmak için değil örnek olmak için yapıyorum.” 2000’lerin başından itibaren çok sayıda girişimci,dışarıda yeni fırsatlar peşine düşerken Rönesans Holding ,Şişecam Grubu,Nurol Holding,TAV Holding ve Orhanlı Holding gibi grup şirketler de yurtdışında yaptıkları atımlımlarla ciddi büyüklüklere ulaştı. Şimdi ise kriz sırasında yavaşlattıkları hozlarını tekrar arttırmaya hazırlanıyorlar.
DEV YATIRIM DÖNEMİ
Türk şirketlerinin son yıllarda yurtdışında büyüme konusunda gösterdiği iştahı rakamlar da net olarak ortaya koyuyor. Geçtiğimiz 8 yılda sınırları aşmak isteyen Türkler, 100 ülkeye yayılarak 12,2 milyar dolarlık yatırım gerçekleştirdi. Bu tutarın 6,4 milyar doları sanayi, 5,7 milyar doları ise hizmet sektöründe değerlendirildi.Girişimcilerin coğrafi dağılımında Avrupa ülkeleri ağırlığını hissettirdi. 12,2 milyar dolarlık yerli sermayenin 7,5 milyar doları Avrupa, 3,4 milyar doları Asya, 939 milyon dolan Amerika, 385 milyon doları Afrika, 283 milyon doları Körfez Ülkeleri’ne yöneldi.Bu performansla dünya liginde “Ben de varım” diyen Türk şirketleri, gittikleri coğrafyalarda iddialı olmayı sürdürüyor. Agresif rekabet stratejileri ile yerel ve uluslararası rakiplerine meydan okurken yeni fırsatları değerlendirme ve daha geniş alanları kapsama peşinde koşuyorlar.Örneğin Turkcell, Astelit’le Ukrayna GSM pazarında 3’üncü büyük operatör. Şişecam’ın Rusya ve Gürcistan’da faaliyet gösteren cam ambalaj şirketi Anadolu Cam, Gürcistan’da pazarın yüzde 40’mı, Rusya da ise yüzde 20’sini elinde tutuyor. Doğan Yayın Holding de 3 yıl önce satın aldığı reklam yayıncılığı şirketi TME ile Doğu Avrupa ülkeleri ve Rusya’da lider pozisyonda.3 yıldır Türklerin yurtdışındaki performansının en yakın takipçisi olan Capital, bu yıl da Türk iş dünyasının global arenadaki gücünü, 50 şirketten oluşan “Yurtdışındaki En Büyük Türk Şirketleri” araştırması ile ortaya koydu.
ZİRVE NEREYE KOŞUYOR?
Yurtdışındaki en büyük Türk şirketleri listenin zirvesinde 981,7 milyon dolarlık cirosuyla Renaissance Construction ZAO var. Rusya merkezli şirket, ülkede 14 şantiyede 9 bin 500 çalışan istihdam ediyor. Geçtiğimiz yıl Rusya’nın ithalata sınırlama getirmesiyle global şirketlerin yatırım yapmak zorunda kalması en çok Renaissance Construction ZAO’nın işine yaradı. Şirket 2009’da Rusya’nın en büyük yabancı inşaat şirketi ünvanını elde etti.Geçtiğimiz yılın heyecanlı ve güzel geçtiğini belirten Rönesans Holding Yönetim Kurulu Başkanı Erman Ilıcak, büyük adımlarla ilerliyor. Geleceğin Avrupa’da değil Türkiye’nin çevresindeki ülkelerde olduğunu söylerken, “Ana hedefimiz 2014 yılında dünyanın en büyük 5 inşaat şirketinden biri olmak” diyor.Efes Breweires International (EBI) 857 milyon dolarlık cirosuyla listede ikinci sırada. 4 ülkede 9 bira fabrikası ve 4 malt üretim tesisinde faaliyet gösteriyor. Moldova ve Gürcistan pazarında liderliği elinde tutan EBI, Kazakistan’da 2’nci, Rusya’da 4’üncü büyük bira şirketi. Anadolu Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan, önümüzdeki dönemde şirketin daha ag-resif şekilde ilerleyeceğini ifade ediyor. “Ethem Sancak’in, bira faaliyetlerindeki vizyonu dünyanın en güçlü bağımsız bölgesel bira üreticisi olmak” diyor.Türkiye’nin sınır ötesindeki en büyük şirketleri arasında üçüncü sıradaki şirket Hedef Alliance yüzde 50 ortak olduğu Mısır merkezli UCP. Mısır ilaç dağıtım pazarında yüzde 33’lük payıyla açık ara lider olan şirketin 2009 yılı cirosu, 758,5 milyon dolar. UCP, yakın gelecekte bölgede daha iddialı bir pozisyona çıkmayı planlıyor. Hedef Alliance Yönetim Kurulu Başkanı Ethem Sancak, şu anda sadece Mısır’da faaliyet gösteren UCP’nin diğer Afrika ve Arap pazarlarına girişte köprü oluşturacağını söylüyor. “Öncelikle Libya ve Sudan gibi pazarlarda faaliyet göstermeyi hedefliyoruz” diye konuşuyor.
KRİZ HIZI KESTİ Mİ?
50 şirketlik listede Kordsa Global dördüncü, Gama Endüstri beşinci sırada yer alıyor.Bu şirketleri ilk 10’da sırasıyla Turkcell’in Ukrayna merkezli şirketi Astelit, Beko PLC, Gama Güç Sistemleri, Garanti Bank International NV ve Nurol LLC takip ediyor.Son 3 yıldır yürüttüğümüz araştırma, hangi grupların yurtdışında büyümeye odaklandığını, sınır ötesinde nasıl bir performans gösterdiğini ortaya koymanın yanında global pazarlarda krizin etkilerini de net olarak yansıtıyor. Bu etkinin en önemli boyutu ciroda ortaya çıkıyor.Ağırlıklı Avrupa ve Ortadoğu ülkelerinde faaliyet gösteren 50 şirketin 27’si, 2009 yılında ciroda bir önceki yıla göre yüzde 52’ye varan oranlarda gerileme yaşadı. En büyük cirosal küçülme Doğu Avrupa ülkelerinde konumlanan şirketlerde gözlenirken en olumsuz etkilenenler de sanayi şirketleri oldu,22 şirket ise cirosunu artırmayı başardı. Ciroda yükselişe geçmeyi başaranlar arasında inşaat, telekom ve turizm sektörlerinden Ortadoğu merkezli şirketler ön sıralarda yer aldı. Öte yandan Almanya, Belçika, Hollanda gibi gelişmiş Avrupa ülkelerinde faaliyette bulunan şirketler, krizin etkilerini diğer Avrupa ülkelerine göre daha az hissetti. Örneğin Kayı Grubu’nun Almanya’daki şirketleri German SKY, cirosunu yüzde 30’luk artışla 265,2 milyon dolara, GTI Almanya da yüzde 42’lik artışla 251,2 milyon dolara çıkardı. Sabancı Holding’in Belçika merkezli şirketi Temsa Europe NV de cirosunu yüzde 79’luk artışla 157,7 milyon dolara ulaştırdı.
BÜYÜME HIZ KAZANIYOR
2010 yılı için tüm şirketlerin gündeminde büyümek var. Sınır ötesinde doğrudan şirket kurmanın yanında, ortaklıklar ve şirket satın alarak ilerleyen Türklerin önümüzdeki dönemdeki hedefi global arenada daha fazla yayılmak ve büyümek.2009’da ciroda yüzde 20 küçülen Orhan Holding’in Fransa merkezli şirketi Nobel Automotive de bu yıl cirosunu yüzde 16 oranında artırmayı planlıyor. Holding yetkilileri, “Nobel Automotive’in bir sonraki hedefi, üretim yaptığı ülkeler arasına Rusya’yı katmak. Bu ülkede ortaklık ve yatırım girişimlerimiz devam ediyor” diyor.Romanya, Bulgaristan ve Bosna’da üç ayrı şirketle faaliyet gösteren Kastamonu Entegre, bu yıl Ukrayna. Rusya ve Romanya’da yeni tesis ve şirketler kurmak için çalışmalarını sürdürüyor. Şirket yetkilileri, bu tesislerin hayata geçmesiyle birlikte Kastamonu Entegre’nin üretim kapasitesini 2 katma çıkaracağını ve Türkiye’nin global şirketleri arasında yerini sağlamlaştıracağını dile getiriyor.Krizin yurtdışında büyümek isteyenler için önemli fırsatlar yarattığını belirten PWC Türkiye Danışmanlık Hizmetleri Lideri Orhan Cem, “Yaşanan krizin etkisiyle gelişmiş ülkelerde düşen şirket değerleri, bu pazarlara yatırım yapmayı planlayan Türk şirketleri için fırsat oluşturuyor. Türk şirketleri için yurtdışı piyasalarda büyük büyüme potansiyeli var” diyor.Kadir Has Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Sedat Aybar da Sahraaltı Afrika ülkeleri ile Çin ve Hindistan gibi ülkelerin Türk şirketlerine çeşitli fırsatlar vaat ettiğini belirtiyor. “Özellikle Sahraaltı Afrika ve Asya’da büyümek, Türk şirketlerine kritik katma değer sağlayabilir” diye konuşuyor.
Capital