Thomas G. Eastman Kürsüsü Başkanı Prof. Tony Ciochetti, Türkiye’nin gayrimenkul sektörü açısından potansiyeli olduğunu ancak bir çok yeni bina yapılmasına karşın standartların Amerika ve Avrupalı yatırımcının istediği nitelik ve seviyede olmadığını söyledi.
AA muhabirine Türk gayrimenkul sektörünün yabancı yatırımcı açısından görünümü ve yeşil binalar hakkında bilgi veren Ciochetti, Türkiye’deki yeşil binaya çok pozitif bakıldığını bu anlamda önemli adımlar atıldığını belirterek, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde yeşil binaların önem kazandığını söyledi.
Ciochetti, Amerika ve Avrupa’da başlangıçta inşaat şirketlerinin yüzde 25 daha pahalıya mal oluyor diye yeşil bina yapmak istemediklerini ancak zaman içinde yeşil binaların öneminin anlaşıldığını belirten Ciochetti, yeşil binalarla ilgili kanun teklifleri hazırlandığını, özellikle ABD’de 400 belediyenin belirli bir büyüklüğün üzerindeki ticari binaların yeşil bina olması zorunluluğu getirdiğini aktardı.
2005’ten bu yana Türk inşaat sektörünü gözlemleme imkanı bulduğunu dile getiren Ciochetti, genç nüfusu ve jeopolitik konumu dolayısıyla önemli bir noktada bulunan Türkiye’nin son yıllarda büyümede önemli adımlar attığını vurguladı.
Ciochetti, şöyle devam etti:
”Özellikle orta sınıf büyümeye ve daha güçlenmeye devam ediyor. Dolayısıyla onların talepleri artıyor. Bu da eve olan talebi artırıyor. Türkiye’nin sahip olduğu turizm potansiyeli de önemli bir faktör. Fitch’in Türkiye’nin kredi notu artırması dünyadaki gayrimenkul yatırımcılarının gözünü Türkiye’ye çevirmesine neden oldu. Yabancı yatırımcı daha çok bitmiş hali hazırda işletimi yapılan binaları tercih ediyor. Yeni bir yatırımı daha riskli görüyor.
Türkiye’de bir çok yeni bina yapılıyor ama standartları Amerika ve Avrupalı yatırımcının istediği nitelikte ve standartta değil. Mesela Amerika’da tavan yükseklikleri 14 feet iken burada 10 feet civarında… Gelişmekte olan ülkelerde yabancı yatırımcıyı en çok ilgilendiren konulardan biri de şeffaflıktır.”
Ciochetti, mütekabiliyetin yabancı yatırımcının Türkiye’ye gelmesini yüzeysel anlamda kolaylaştıracağını belirterek, ”Ancak gerçekten büyük bir talep varsa yatırımcı mütekabiliyet olmasa da bir yolunu bulup gelir. Mesela İspanya’da büyük yatırım hamlesi olmuştu. Bir çok Amerika ve Avrupalı İspanya sahillerinde gayrimenkul edindi. Çünkü doğa güzel ve fiyatlar cazipti. İspanya, Avrupa’da mülk almak için en cazip ülkeydi şartlar değişip kriz oluşana kadar. Türkiye’nin bir İspanya olmaması için bir sebep yok. Türkiye’nin gayrimenkul sektörü açısından büyük bir potansiyeli var” diye konuştu.
-”Ne kadar çok şeffaflık o kadar çok yatırım”-
Ciochetti, deprem bölgesinde olan Türkiye’nin gündeminde kentsel dönüşüm gibi bir olgunun bulunduğunu belirterek, bu dönüşüm sırasında aynı zamanda binalarını yeşil bina konseptine uygun yapılmasının büyük bir avantaj oluşturacağını, zira gelecekte bütün binaların yeşil bina olması gibi bir zorunluluğun kaçınılmaz olacağını söyledi.
Yabancı yatırımcıyı çekmek için şeffaflığın büyük önem taşıdığına dikkati çeken Ciochetti,” Ne kadar çok şeffaflık o kadar çok yatırım diyebiliriz. Bu yalnızca Türkiye’ye has bir şey değil. Bütün gelişmekte olan ülkeler için geçerli. Yabancı yatırımcının büyük ölçüde Türkiye’de gayrimenkul sektörüne yatırım yapacağını öngörüyorum. Tarihi, doğası ve jeopolitik konumu ile öne çıkan bir ülke olan Türkiye’de gayrimenkul sektörünün yabancı yatırımcıyı çekmemesi için bir sebep göremiyorum” dedi.
Kaynak: AA