İhaleler çok şeffaf olsa bile, imalat aşamasında yapacağı usulsüzlükleri bilen ve bunları nasıl halledeceğini TOKAİ’leyen firmalar ise, rayiç bedelin çok daha altında düşük teklifler vererek, ihaleleri kazanmaktalar.
Onlarca oldu TOKİ ile ilgili makalemiz. Her yazılan makaleden sonra da geri dönüt olarak pek çok e-maili ve mektubu da sizlerden almaktayız. Aslında hani derler ya; ‘bir dokun bin ah işit’ diye,TOKİ konusu da gerçekten de böyle olmuş..
Aşağıya alıntıladığım mektupta da bakın neler yazılıyor. Yine TOK(A)İ, yine Türkiye’nin bir yerleşim birimindeki TOKİ konutlarının, inşaatlarının yapıldığı bir yerden yurdum insanın anlattıkları…
‘…TOKİ ile alakalı yazınızı okudum ve konu ile alakalı ben de bazı yaşadıklarımı farklı bir acıdan sizinle paylaşmak istiyorum.
Öncelikle TOKİ ile nasıl tanıştığımı ifade edeyim. …. mühendisi olarak mekanik tesisatlar yapan firmada çalışırken, TOKİ’ye bir bina yaptık. Bildiğiniz üzere TOKİ sadece konut yapmıyor. Kamunun hastane inşaatlarının çoğunu da TOKİ yap(tır)ıyor.
Bu inşaatların yapımı ve kontrolü ise şu şekilde yapılmakta. TOKİ ihaleye çıkar ve bu iş bir inşaat firmasına iş verilir. İnşaat firmasını şantiyede denetlemek için de dışarıdan müşavir bir firmadan hizmet satın alınır. Sistem bazında bakıldığında bu durum çok mantılı geliyor. TOKİ sürekli şantiyede bulunmadığı için, müşavir firma da müteahhidi denetlemiş oluyor. TOKİ ise marka onaylarını ve hak edişleri müşavir ile birlikte yapıyor.
TOKİ’nin uzman diye adlandırdıkları mühendisler, ayda bir şantiyelere gelip hak ediş yapıyorlar. Hak ediş dediğimiz de işin yüzde kaçının bittiğinin tespiti demektir. Bu işe verilen adda pursantaj oluyor. Hemen sizinde anlayacağınız üzere yüzde kaçının bittiğinin tespiti ise kişiden kişiye değişen göreceli bir durum. İnşaata şöyle bir bakarsınız ve siz dersiniz ki % 10’nu bitmiş. Ben de derim ki % 15 i bitmiş. Bu iki yüzde de, her iki tarafın da ispatlayamayacağı rakamlar, değil mi?
İşte bu belirsizlik TOKİ uzmanlarına inanılmaz bir güç veriyor. Alınan işin milyon dolarlarla olduğunu düşünürseniz, % 5 fark çok büyük paralar anlamına gelebiliyor. Bu parayı müteahhittin bir kaç ay önce veya bir kaç ay sonra –geç- alması da nakit durumunu çok etkileyeceği için, TOKİ uzmanının küçük bir orandaki –rakamdaki- oynaması, çok büyük değerleri ifade edebiliyor.
Şimdi yukarıda ki açıklamaların ışığında size neredeyse her TOKİ’de yaşanılanları anlatmak istiyorum. Firmalar açısından TOKİ ile çalışmak çok önemli. Çünkü TOKİ büyük ölçekli işleri taşeron firmalara veriyor. Bu firmalar açısından da TOKİ’den alınan işler neredeyse ilgili firmaların bugüne kadar aldığı en büyük işler olabiliyor. O nedenle de, TOKİ’den iş alan firmalar açısından, aldıkları işin üstesinden gelip, alınlarının akı ile qldıkları işleri yapmaları ayrıca önem kazanıyor…
Bizim patron ufak bir araştırma ile TOKİ uzmanlarının nasıl bir çalışma karakterlerinin olduğunu, nelere dikkat ettiklerini, neleri önemsediklerini veya neleri önemsemediklerini araştırdı. İlk karşısına çıkan bilgi de şu oluyor; ‘TOKİ ile iş yapan herkesin bildiği’ gibi; ‘TOKİ ile iş yapacak isen, uzmanlarını göreceksin. Yoksa iş yaptırmazlar’ oluyor. Normalde patronumuz böyle rüşvet işlerine bulaşmayan birisi. Ancak bir kere de olsa tadına bakmış oldu. Sadece “….” için bile uzmana 200,000 tl firmamız tarafından verildi. Sebep ise bize zorluk çıkarmaması. Bu arada, yanlışlıkla fazla sıfır koymadım. Yazı ile iki yüz bin Türk lirası…
Ben olaylara yabancı olduğum için resmen patrona; ‘Biz şimdi rüşvet veriyoruz. Siz ne yapıyoruz’ desem de, patronumuz; ‘bu parayı vermezsek iş yaptırmazlar. Bu parayı bizi idare edin ve çok zorluk çıkarmayın’ diye veriyoruz dedi. Şantiyeye gittik ve uzmanı beklemeye koyulduk. Şantiye girişindeki bir kalabalık da bize doğru gelmeye başladı. Bir sürü taşeron müdürleri, patronları iki üç kişinin etrafını sarmışlar ve sanki koruma görevi yaparcasına bizim olduğumuz tarafa doğru geliyorlar.
‘Ben bir arak kendi kendime acaba TOKİ Başkanı mı geldi?’ diye düşündüm. Sonra tanışmamız sonucunda, gelenin sadece uzman olduğunu anlamış oldum. Bir uzmana, bu kadar yalakalık veya iltifat nedendir acaba? Muhakkak bir nedeni olmalı. Nedeni işte yukarıda ki yüzdelik dilimin mümkün olduğu kadar yüksek olmasını sağlamak.
Bunun bilincindeki uzman hazretleri de, gücünün insanlar üzerindeki etkisini izleyip zevkten dört köşe oluyordu. Tanışma faslından sonra bana karşı yaklaşımları bu sefer beni iki kat hayretlere düşürdü. Normalde şurası niye böyle, burası yanlış olmuş demesini beklerken; ‘müşavirin adamları ile aranız nasıl? İşlerinize karışıyor mu? Uyanık biri mi?’ türünden sorularla, kendi hareket alanını kısıtlayacak bir sıkıntı var mı yok mu onu ölçtü. Tabi böyle davranmasının en önemli sebebi de verilmiş olan 200,000 tl olsa gerek. Uzmanın çantasında 5-6 adet hiç açılmamış telefon hattı ve bir sürü yeni basit telefonlar da dikkatimi çekti. Telefon konuşmalarının dinlenme ihtimaline karşı, taşeronlar ile kendi normalde kullandığı hattı ayırmış ama taşeron hattını sürekli değiştiriyor. Bu aşamadan sonra ben firmadan ayrıldım. Arkadaşlarım aracılığı ile neler döndüğünü de takip etmeye çalıştım.
Sonuç olarak uzman parasını aldı. Bizim firma zorlanmadan ve daha sonra öğrendiğime göre bazı uygunsuz imalatlar da yaparak o şantiyeden ayrılmış oldu. Aynı TOKİ uzmanı başka bir şantiyeye gidip, mekanik işlerinizi şu firmaya vereceksiniz babında telkinlerde de bulunduktan sonra, inşaat firması işi eski çalıştığı firmaya vermek zorunda kaldı. Ve böylelikle de süreç, yeni bir iş ile yeniden başlatılmış oluyor. TOKİ bu gibi uzmanlardan kaynaklanan usulsüzlükleri önlemek için, sürekli uzmanların baktıkları şantiyeleri değiştirir. İşte bu nokta da esas usulsüzlüğü öğrenmiş oluyorsunuz. Çünkü bu verilen 200,000 tl sadece bir uzmana gitmiyor. Bir saadet zincir dahilinde, belli yerlere dağıtılıyor ki, sonradan gelen uzman da önceki uzmanın hatalarını örtbas etsin. Tabi anlaşılacağı üzere, bu iş uzman ile halledilecek bir iş değil. Şebekenin en ön eli ve ayakları ise daha da yukarıdakiler…
Önder Bey size şantiyenin ismini, firma ismini, parayı alan uzmanların isimlerini, inşaatın ismini ve bu titan mutluluk zincirinin içinde olan organize işlerdeki ağır ağabeylerin de isimlerini veriyorum. Ama lütfen bunlar sizde kalsın. Şu aşamada kullanmayın…’ diyordu gelen mektup…
Ben şimdi; TOK(A)İ işleri için ‘TOKİ İmparatorluğu dersen haksız mıyım?’ Ne dersiniz?.. Ben bir şey demiyor, olanları Sn. Başbakan Erdoğan’a havale ediyor ve çok ama çok üzülüyorum!.. Devletimizin yüz akı inşaat sektörü dediğimiz TOKİ’de bile böyle işler dönüyor ise… Dahasına ne diyelim ki?..
Son olarak; TOKİ inşaatlarının ihale aşamasında çarkın nasıl işlediğini bilmeyen veya o çarka para akıtmak istemeyen firmalar, maliyetleri daha yüksek çıkardıkları için onlar ihaleleri kazanamamakta… İhaleler çok şeffaf olsa bile, imalat aşamasında yapacağı usulsüzlükleri bilen ve bunları nasıl halledeceğini TOKAİ’leyen firmalar ise, rayiç bedelin çok daha altında düşük teklifler vererek, ihaleleri kazanmaktalar.
Twitter: @onderaytac
E-mail: tarafim@gmail.com
Önder AYTAÇ
Rotahaber