Tarlabaşı kentsel dönüşüm projesiyle yıkılmaya başladı. Burada yaşayan ‘öteki’ler ise başka semtlere kabul edilmemenin sıkıntısını yaşıyor
Romanlar, Afrikalılar, Rumlar, Ermeniler, yaşlı travestiler, suç örgütleri, trikotaj atölyeleri, küf kokusu, torbacılar, perukçular, ürkütücü barlar, midye dolma yapan kadınlar ve sesleri ile sokakların çınladığı çocuklar…Kocaman çuvalları ile İstanbul’un dört bir yanında kağıt toplayan insanların son durağıdır Tarlabaşı.
Tarlabaşı’nda bugünlerde bir hareketlilik var. 5366 sayılı Kentsel Dönüşüm yasası kapsamında bu semt yenileniyor. Tarlabaşı’nda doğup büyüyen belgesel yönetmeni ve gazeteci İsa Tatlıcan, 20 yıl sonra bu semte geri dönerek, Tarlabaşı’nın tarihinin izlerini sürdü.
BOHEME TERKEDİLMİŞ
Mimarlar, gazeteciler, yerel yöneticiler, semtin dokusunu oluşturan Romanlar, Kürtler, Afrikalılar, travestiler ve azınlıklarla konuştu. Sonuçta ‘Beyoğlu’nun Üvey Evladı; Tarlabaşı’ isimli bir belgesel ortaya çıktı. “1870 Beyoğlu yangınından sonra kurulan, aslında icat edilmiş bir semt yani Fatih, Eyüp, Üsküdar gibi köklü bir semt değil” diyen İsa Tatlıcan, bu yangından sonda Pera’daki büyükelçilik çalışanlarına, eğlence merkezlerinin çalışanlarına ve tüccarların konut ihtiyacını karşılaması amacıyla kurulduğunu ve samtin asıl sahiplerinin azınlıklar olduğunu dile getiriyor.
Azınlıkların bazı siyasi olayların ardından yavaş yavaş bölgeyi terk ettiğini söyleyen Tatlıcan, Tarlabaşı’nın çöküşünün de bu göçle birlikte işgalcilerin evlere yerleşmeasiyle başladığını belirtiyor.
HIZLA ÇÖKÜYOR
Tarlabaşı’na en büyük darbenin, 1986’da dönemin İstanbul Belediye Başkanı Bedrettin Dalan zamanında vurulduğunu söylüyor İsa Tatlıcan ve şunları ekliyor: “Bu tarihte Tarlabaşı Bulvarı’nın açılmasıyla Beyoğlu ile Tarlabaşı’nın arası kalın bir çizgiyle ikiye bölünmüş. Beyoğlu gelişirken Tarlabaşı boheme terk edilmiş.’
Hüzünlü hikayelerin semti
Göç eden insanların ucuz yaşayabilecekleri bir semt olarak Tarlabaşı’nı tercih ettiğini belirten İsa Tatlıcan, “Tarlabaşı Bulvarı’nın ardında yaşanan hayatları anlatıyorum. Bu semtte yaşayan Afrikalılar, Romanlar, Güneydoğu’da göçe zorlanan Kürtler ve son azınlıklarla ilgili mutlaka bir sosyal proje yapılmalı” diyor.
Yeni Şafak
