Tamer Heper, Posta Gazetesi’ndeki bugünkü köşesinde “Aklım karıştı kahve falı bakacağım” başlıklı yazıyı kaleme aldı. 1991 yılında amcam dedemle bir takas yapmış, kendi evini vermiş dedemin arsasını almış…
1991 yılında amcam dedemle bir takas yapmış, kendi evini vermiş dedemin arsasını almış. Sonra da üzerine beş katlı bina yapmış. Kendisi oturuyor. Ancak bu işlemler sırasında babamın iznini almamışlar. Dedem ölünce biz arsanın durumunu öğrenmek için tapuya başvurduk ev dedemin adına görülüyor. Babama ise bir şey verilmedi. Babam hakkını nasıl alır? • Ş.Ş.
Önce şunu saptayalım. Almak için önce bir hakkın bulunuyor olması lazım. Bazı hallerde bana yazılan mektupla bir hakkm olup olmadığını tespit mümkün ancak bazı hallerde bu mümkün değildir. Buna örnek sizin olayınız. Zira dedeniz hayatta iken bir takas yapümış. Bir insan hayat iken mallarından dilediği gibi tasarruf eder. Şayet dedenizin yaptığı takas, dedenizin akıl sağlığı yerindeyken yapümış ise bu halde babanızdan izin alınması gerekmez. Babanız buna müdahale etse bile onun müdahalesi dinlenmez. Ancak olayda bir kanunsuzluk varsa müdahale mümkün. Bunların dışında olayda bir terslik yok. Nitekim bugün vefat etmiş olan dedenizin üzerinde takas yapılan ev kayıtlı duruyor. Şimdi babanız mirasçısı sıfatı ve bu evde hisse sahibi. Ancak tam aile tablosunu bilmediğim için ne kadar hisseye sahip olduğunu söyleyemiyorum. Onun için size, dedeniz hayattayken yapılan takas hatadır diyemiyorum.
Posta/Tamer HEPER