Sulukule’de kentsel yenileme kapsamında inşa edilen 640 konut tamamlanma aşamasına geldi
Sulukule olarak bilinen Neslişah ve Hatice Sultan Mahalleleri Yenileme Projesini kapsayan, Fatih’teki Sur Koruma Bandı’nda yer alan 90 bin metrekarelik bölgede, 640 konutun inşasında sona yaklaşıldı.
Proje öncesinde derme çatma yapıların bulunduğu ve bir bölümünde Roman vatandaşların yaşadığı Sur içindeki bölgede, TOKİ tarafından yapılan cumbalı konutlar, klasik Osmanlı mimarisine uygun olarak inşa ediliyor. Mart ayında kura çekimleri yapılacak konutlar, mülk sahiplerine mayıs ayında teslim edilecek.
Fatih Belediyesinin, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Toplu Konut İdaresi Başkanlığının (TOKİ) ortak yürüttüğü Neslişah ve Hatice Sultan Mahalleleri Yenileme Projesi çerçevesinde yapılan evleri, ilk kez kapılarını Anadolu Ajansı’na açtı.
Örnek dairede soruları yanıtlayan Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, 2005’te bölgede yaptıkları anket sonucunda bölgede oturanların dönüşüme hazır olduklarını gördüklerini ve ardından bölgede plan analizlerine başladıklarını belirtti.
Projenin ön çalışmalarının 2005’da başladığını söyleyen Mustafa Demir 2009’da TOKİ tarafından ihalesinin yapılan mahallenin sağlıklı binalar ve altyapısıyla, Tarihi Yarımada’nın kentsel ve mimari dokusuna uygun olarak, yenilenmesinin hedeflendiğini ifade etti.
12 adanın yer aldığı proje alanının 10 sokak ve 3 caddeden oluştuğunu, toplamda 90 bin metrekare alanı kapsadığını ifade eden Demir, “Sulukule olarak bilinen bölgenin yenileme projesinde sona yaklaştık. Mart ayında kura çekimi yapılacak olan konutlar, Mayıs’ta hak sahiplerine teslim edilecek. Tabii ki buradaki çalışma, çevre düzenlemesi, sosyal yapısı ve kültür merkezi ile birlikte kompleks bir yapı” dedi.
Sulukule’deki 640 konutluk projenin bu kadar büyük alanı ilgilendiren ilk proje olduğuna işaret eden Demir, proje başladığında tepki alacaklarını tahmin ettiklerini, ancak gelinen noktada yapılan her türlü olumsuz tepkiyi unuttuklarını kaydetti.
Fatih Belediye Başkanı Demir, şunları kaydetti:
“Bugün gelinen noktada bu proje, benim içime sindi. Benim beklediğim proje oldu. Zaman zaman insanın proje sırasında ümitsizliğe düştüğü anlar olabiliyor. Bu proje, Türkiye için çok önemli. Türkiye’de kendi alanı içinde yıkılıp yeniden dönüşümü gerçekleştirilen yegane örnek proje olduğu için bu anlamda destek gördük. Projeyi yapmadan önce burada tenekeden, tenteden naylondan yapılmış evlerde insanlar hayat mücadelesi veriyordu. Altyapıları, elektrik, su ve kanalizasyon tesisatları yoktu. Bu kadar sıkıntılı bölgede şimdi rahat, tüm modern imkanların bulunduğu yeni bir kent oluşturuluyor. Evler klasik Osmanlı mimarisinin özelliklerini taşıyan cumbalı evler. Bu evler için villa diyenler oldu. Villa değil bu evler, 65, 70, 90 ve 100 metrekarelik daireler.”
Demir, projeyi uygularken, bölgenin Osmanlı’dan intikal eden yapısını korumaya çalıştıklarını söyleyerek, proje kapsamında surlara yakın kısımda 2 kat, biraz daha içerilerde 3 ve 4 kata kadar bina yapma izni aldıklarını, 4 katlı binaların oranının ise yüzde 15-20 olduğunu dile getirdi.
Fatih Belediye Başkanı Demir, “Mülk sahipleri buraya geri geldiklerinde daha önce biçilen muhammen bedeli, inşaat maliyetinden düşüreceğiz ve evlerine geçtikten sonra kalan kısmını 180 ayda 15 yılda ödeyecekler. Hangi dairenin kime isabet edeceği kura ile belirlenecek” diye konuştu.
Demir, inşaat bedelinin yaklaşık 90 milyon TL olduğunu söyleyerek, projenin içinde küçük bir butik otel ve kültür merkezinin de yer aldığını ve amaçlarının kültür merkezi bünyesinde bir müzik okulu oluşturmak olduğunu kaydetti.
Mustafa Demir, müzik okulunda, bölgenin müzik geleneğinin devam ettirilmesini sağlayacaklarını, bu okulu yakından takip ettiğini belirtti.
Kiracılar da hak sahipleri de mağdur edilmedi
Belediye olarak hem kiracıları ve hem de mülk sahiplerini mağdur etmediklerini dile getiren Demir, bölgedeki 430 kiracının TOKİ’nin Taşoluk’taki konutlarına yerleştirildiğini hatırlattı.
Taşoluk’taki bazı kiracıların evlerini satarak, tekrar Sulukule çevresine yerleştiği yönündeki bilgilerin kendilerine de geldiğini söyleyen Demir, “Kiracılara, 250 lira, kira öder gibi ev sahibi olması fırsatı verdik. Onlara destek olmak için de bunun 100 lirasını biz verdik. Kent merkezinden uzak olduğu için de Belediye olarak, orada kaldıkları müddetçe çalışanların her gün evlerinden ücretsiz alınarak evlerine bırakılması imkanını tanıdık. Bu imkan, kiracılar için bir şans. Hayatları boyunca elde edecekleri en büyük şans. Bu şansı muhafaza etmeleri için Belediye olarak her türlü tedbirimizi aldık, kolaylığı sağladık. Ben de bazı kiracıların evlerini 20, 30 bin liraya sattığını duyuyorum. Onlara sunduğumuz o imkanı devir ediyorlar. Söyleyecek bir şey yok” şeklinde konuştu. Demir, mülk sahiplerinin taşınmalarında lojistik destek verdiklerini, ayda 400 TL kira yardımı yaptıklarını aktardı.
Projenin başlangıç ve yapım aşamasında neden tepki geldiği konusunda ise Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir şunları kaydetti:
“Projenin uygulandığı alanda bir kısım Roman vatandaşı yaşadığı için, ilk etapta çalışma bu vatandaşların buradan gönderilmesi gibi algılandı. Bu durum, uluslararası alanda azınlık haklarıyla ilgili bir hassasiyet oluşturdu. Bu nedenle birçok STK buna müdahale etmeye çalıştı. Biz de yurt dışında proje hakkında detaylı bilgi sahibi olmak isteyenlere bilgi verdik. Projenin algılandığı gibi olmadığı, kültürel hakların korunması, şehir, mülkiyet haklarının korunduğu, tüm bileşenleriyle mükemmel bir proje yapmaya çalıştık. Binalar yapılmaya başlayınca kimse bir şey dememeye başladı.”
Mülk sahiplerinin evlerini sattığı iddiası
Bazı gazetelerde mülk sahiplerinin teslimat yapılmadan ve hangi evin kime ait olduğu belli olmadan konutları devrettiği iddialarıyla ilgili olarak da Demir, şunları söyledi:
“Hangi evin kime ait olduğu belli değil. Evlerin maliyeti henüz açıklanmadı. Çünkü bir inşaat maliyeti bir de arsa maliyeti var. Hak sahiplerinin arsalarını belli bir ücret karşılığında peşinat kabul ettik. Onun üzerinde yapılacak inşaat maliyetini peşinattan çıkarıp, geri kalanının 180 ayda bina sahiplerine bildirilecek. 180 ayda fazla ücreti TOKİ’ye ödeyecek. Ortada böylesine karmaşık bir iş varken, özellikle satın alanları merak ediyorum. İnsanların buralardan devir almaları çok anlaşılır bir şey değil. Kaldı ki biz devirlerin önüne geçebilmek içinde yasadan aldığımız güçle, tapularına şerh koyduk. Şimdi tüm yapıların tapularında şerh var ’devrilemez’ diye. Buna rağmen varsa, söyleyecek bir şey diyemiyorum. Ben çok abartıldığı kadar olduğunu düşünmüyorum. Noter huzurunda yapılmış bir sözleşme var mı bilmiyorum. Bize göre şu anki mülk sahipleri, projeye başladığımız ilk sahipleri. Ama el değiştirmiş de olabilir. Bu konuda kesin bir şey söylemek mümkün değil.”
AA