İstanbul Üniversitesi (İÜ) Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Oğuz Gündoğdu, Kütahya’nın Simav ilçesinde 19 Mayıs’ta meydana gelen 5,9 büyüklüğündeki depremin ardından birkaç fayda hareketliliğin başladığını belirterek, bu sabah meydana gelen 5,0 büyüklüğündeki sarsıntının yadırganmaması gerektiğini bildirdi. Gündoğdu, yaptığı açıklamada, 5,9 büyüklüğündeki depremin ardından bu olayın çabuk sönmeyeceğini, çünkü birkaç fayda hareketlilik görüldüğünü söyledi.
Bu faylardaki hareketliliğin sürdüğünü belirten Gündoğdu, şöyle konuştu:
“Depremlerin sayısı ve gücü azaldığında çekiniriz, orada önemli bir şeyler o sıralarda olur. Birkaç fayda hareketliliğin başladığı zamanlarda değişik depremler olabilir. 5,0 büyüklüğündeki sarsıntıyı yadırgamamak lazım. Bu tür örnekleri daha önce Gökova Körfezi’nde, Karlıova’da yaşadık. Çınarcık Körfezi’nde 4 tane 5,0’dan, iki tane de 5,9’dan büyük deprem olmuştu. Simav’daki deprem hareketliliği doğal seyrinde gidiyor. Bu büyüklüklerin büyüyüp büyümeyeceğini söylemem falcılık olur. Ancak Simav’daki olgulara baktığımızda 7,2 ve 7,0 gibi çok büyük bir deprem tehlikesinin olacağını söyleyebilmek için elimizde veri yok.
Simav’ın sağında Gediz’in eski depreminin yeri, solunda Denizli var. Emet’e doğru bir gelişme olursa depremin büyüklüğü fazla olabilir. Bunun dışında bölgedeki deprem hareketliliğinin bu seyrinin devam edeceği yönünde izlenim edindim. Mühim olan insanların güvenli yerlerde barındırılmalarıdır. Galiba kısmen o da başarılmış durumda. Durum daha da iyileşecektir.”
-“SONRAKİ SARSINTILAR BİNALARDAKİ İLK HASARLARI ÇOĞALTMIŞTIR”-
Gündoğdu, Simav’da 5,9’dan sonra oluşan çeşitli büyüklüklerdeki depremlerin, binalardaki ilk hasarları çoğalttığını, bunun tartışılacak tarafının bulunmadığını söyledi.
Kesin hasar tespitinden önce binaların durumları hakkında bir şey söylemenin yanlış olacağına işaret eden Gündoğdu, şunları kaydetti:
“Simav’da şu anda halkın büyük çoğunluğu çadırlarda kalıyor. Evlerin kontrolleri yapılmalı, ondan sonra çadırlarda oturanlar, binalarının durumuna göre kendi kararlarını kendileri vermeli. İster çadırlarda otururlar, ister binalarına geçerler. Bu kararı onlara bırakmak lazım. Artık bu konuda devleti yönetenlerle bir konsensüs oluştu. Onlar da öyle açıklamalar yaptı. Bundan memnuniyet duydum.
Oradaki binaların planlarına bakılacak, inşaat mühendislerinin istediği gibi kolon ve kirişlerin laboratuvar testleri yapılacak. Ondan sonra hasar oranları belirlenecek. Bu işten önce insanlar evlerine girip kendilerini tehlikeye atmak isteyebilirler ama ben olsam tehlikeli evlere girmelerine izin vermezdim.”
AA
