Satılık daire fiyatlarının reel olarak gerilemesinin ardından sektör temsilcileri konut piyasasındaki son durumu değerlendirdi.
Merkez Bankası’nın son verilerine göre konut fiyatları mart ayında Türkiye genelinde reel anlamda ilk kez geriledi. Satılık daire fiyatları bir önceki yılın aynı dönemine göre nominal olarak yüzde 5,1 oranında düşerken kiralar ise artışını sürdürdü.
Haber Global’de yer alan habere göre kira fiyatları geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 55-58 aralığında yükseliş gösterdi. Uzmanlara göre konut satışlarında yaşanan durgunluğun en önemli nedeni faiz oranlarındaki artış ile İstanbul ve Anadolu şehirleri arasındaki fiyat farkı oldu.
Piyasanın kendi kendini realize ettiğini söyleyen Gayrimenkul Hukukçusu Ali Güvenç Kiraz, “Geçtiğimiz yıllarda seçimlerin üst üste gelmesinin ardından kiralık ve satılık konutlarda fahiş rakamlar ortaya çıktı. Halihazırda konut satış fiyatlarının gerilemesinde 2 başlık öne çıkıyor. İlki piyasa konut fiyatlarını kendi kendine realize etmiş olması. Gerilemenin ikinci sebebi, büyükşehirler ile taşra şehirleri arasındaki fiyat uçurumu. Örnek verirsek Isparta’da bir gayrimenkul 3 milyon TL’den 3,5 milyon TL’ye çıkabilir ancak İstanbul’daki bir gayrimenkul, 10 milyon TL’den 15 milyon TL’ye çıktığı zaman aradaki fark çok yüksek oluyor” ifadelerini kullandı.
Kiralık konut fiyatlarında yılbaşında yaşanan artışın yerini durgunluğa bıraktığına dikkat çeken Kiraz, “Şubat ve mart aylarında fiyatlar sabitlendi veya bazı bölgelerde düşüş görüldü. Bu durum şu an konut kiralamak isteyen kişiler için bir fırsat oluşturuyor. İstanbul başta olmak üzere büyükşehirlerde yaşayan kişiler, bir an önce gayrimenkullerini satarak döviz veya faize yatırmak istiyor. 10 yıl önce yüzde 34 kiracı – yüzde 64 ev sahipliği oranı varken, günümüzde bu oran yüzde 44 kiracı – yüzde 56 ev sahibi olarak yükseldi. Büyükşehirlerde ev almak hayal oldu. Konut kredilerinin faizleri bile ödenebilecek rakamlar değil” şeklinde konuştu.
Türkiye Hazır Beton Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık ise destek talep ederek, “Her ne kadar seçim sonrası sürece ilişkin olumsuz beklentiler ortadan kalksa da, konut talebinin düşük kalacağı ve bankacılık sektöründe konut talebini destekleyecek bir hamle gelmeyeceği beklentisi yeni projelere başlama iştahını düşürüyor. Sektör olarak kenetlenme zamanı” diye konuştu.