Samatya Hastanesi olarak bilinen İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi, günün şartlarına uygun ve modern bir bina olarak yeniden düzenlendi
Yaklaşık 8 yıldır devam eden deprem güçlendirme çalışmaları sona eren hastanede koğuş sisteminden 5 yıldızlı otel konforuna geçildi. Hastanenin yıpranan yerleri yeniden düzenlenerek hastaların hizmetine açıldı.Yarım asra yakın bir süredir hizmet veren İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi, en son Marmara depreminden ağır yara aldı. Adeta harabe görüntüsünde olan hastane yıkılmak üzereyken restore ve deprem güçlendirme çalışmaları başladı. Yaklaşık 8 yıl süren çalışmalar sonucu kurum, bambaşka bir kimliğe kavuştu. Bir zamanlar koğuş sistemiyle çalışan hastane, şimdilerde lüks otel konforunu aratmıyor. Tek, iki, üç ve dört kişilik tam donanımlı odalarda hizmet vermeye başladı.
Hastanenin bugünkü modern görünümüne kavuşmasında büyük katkısı olan Başhekim Doç. Dr. Özgür Yiğit, “Şu an bütün binaların tadilat ve güçlendirme çalışmaları bitirilmiş durumda.” diyor. Altı ayrı binadan oluşan ana binadaki çalışmaların, hastaların mağdur olmaması için 3 kısımda bitirildiğini ifade eden Yiğit, 2003 yılında beşinci ve altıncı kısımlarda başlatılan güçlendirme ve tadilat çalışmalarının, son olarak birinci ve ikinci kısımda da yapılması ile sona erdiğini belirtti. Yiğit, şöyle devam etti: “Sağlıkta dönüşümden önce hastanelerde yedi ya da sekiz yataklı bir odanın içinde yatak dışında başka hiçbir şeyin olmadığı, koridorlarda ortak tuvaletin bulunduğu bir sistem vardı. Burası 1960’ta koğuş sistemine göre yapılmış, 500 yataklı bir hastaneydi. Tadilatla birlikte tüm odaları nitelikli oda haline getirdik. Artık, her odada banyo-tuvalet, yine her odada merkezi havalandırma ve soğutma sistemi, hasta başı medikal gaz sistemi, hemşire çağrı sistemi, buzdolabı ve televizyon var. Tadilatla birlikte bu saydıklarımı her odada standart haline getirdik. Şu anda hastanemizde koğuş dediğimiz bir oda yok. Bizler yine yatak sayımızı değiştirmeden her odamızı nitelikli, beş yıldızlı otel havasında üstelik tıbbi hizmeti en iyi verecek şekilde tasarladık. İstediğimiz düzeyde tam yeni bir hastane olmasa da günün koşullarına uygun otelcilik hizmetini verecek biçimde düzenlemeye çalıştık.” Yiğit, ana binada, 46’sı tek kişilik, 67’si iki kişilik, 21’i 3 kişilik, 50’si de 4 kişilik olmak üzere toplam 185 oda bulunduğunu aktararak, bu odaların her birinde tek kişilik konforun standart hale getirildiğini ve odaların fonksiyonel açıdan en üst seviyede olduğunu kaydetti.
Hematoloji servisi hizmete girdi
Doç. Dr. Özgür Yiğit, tadilat ve güçlendirme çalışmalarının bitimi ile beraber başka bir projenin hazırlık çalışmalarını yürüttüklerini dile getirerek, “Ana binamız dışında çok da fonksiyonel olmayan 4 binamız daha var. Şu an kısıtlı imkânlarla hizmetlerini sürdürmekteler. Bunları yıkıp onların yerine ikinci bir bina daha yapmayı düşünüyoruz.” dedi. Yiğit, “Şu an 14 yataklı tek kişilik odalarımızın bulunduğu hematoloji servisimiz de kullanıma açılmıştır. Bizi en çok sevindiren şey bu oldu. Çünkü hematoloji hastaları, tedavisi en uzun süren hastalar arasında, uzun süre yatmak zorundalar. Dolayısıyla onların konforu bizim için çok önemli.” diye konuştu.
Zaman