Rusya merkezli Türk şirketi Costa Group, konut ve rezidans projeleri için Türkiye’de arazi arıyor.
Rusya merkezli Türk şirketi Costa Group, Türkiye pazarına yatırım yapmayı planladıklarını açıkladı. Şirket ilk etapta konut ve rezidans projeleri yapmayı planlarken, İstanbul, Bodrum ve Antalya’da arazi arayışlarına başladı.
Basın mensuplarıyla bir araya gelen merkezi Moskova’da bulunan Türk sermayeli Costa Group’un Yönetim Kurulu Başkanı İzzet Çalgüner, Türkiye’de başlangıç için 100-150 milyon dolarlık bir yatırım planladıklarını dile getirdi. Rusya’da inşaat sektöründe devlerin arasından sıyrılarak ülkede aranan bir isim haline geldiklerini savunan Çalgüner, artık Türkiye’de yatırım yapmanın zamanının geldiğine karar verdiklerini söyledi. Çalgüner, “İlk etapta İstanbul’da bir rezidans, Antalya ve Bodrum’da ise butik oteller ve villa projesi yapmak için arazi arıyoruz” dedi.
Şu anda 2 bin 500 personelleri bulunduğunu söyleyen Çalgüner yıl sonunda bu sayının ciddi bir artış göstermesini hedeflediklerini anlatarak yıl sonu ciro hedeflerinin ise 500 milyon dolar olduğunu dile getirdi.
Türkiye’de enerji sektörü için de proje hazırlıkları bulunduğunu ifade eden Çalgüner, 2015’te 20 megavat kurulu gücü hedeflediklerini aktardı. Çalgüner, ”Hidroelektrik Santrali (HES) kurmak konusunda gönüllü ve istekli değiliz ama bu da seçeneklerden birisi. Enerji antikriz bir sektör. İnsanlar krizde gıdadan vazgeçemez, bir de enerjiden” diye konuştu.
İstanbul’da bir elit rezidans proje hazırlıkları olduğunu açıklayan Çalgüner, bunun için iyi bir lokasyonda arazi arayışlarının sürdüğünü dile getirdi. Bodrum ve Antalya’da ise, daha önce İtalya’da başladıkları ve devam ettirecekleri butik otel ve villa projesi için de aktif şekilde arazi aradıklarını belirten Çalgüner, hem İstanbul hem de Bodrum ve Antalya’da aradıkları arazilerin lokasyonunun çok önemli olduğunu ifade etti.
“Yatırım sadece A plus kitleye hitap edecek”
Türkiye’deki yatırım alanlarını keşfetme amacını taşıdıklarını anlatan Çalgüner, ”Arazinin doğru bir yerde olması ve mal sahibinin yapılacak işin konsepti ve kalitesi konusunda bizimle hemfikir olması çok önemli. Yurt dışından bu projelerin konseptleri için çalıştığımız çok ünlü mimar ve dizayn grupları var. Yapılacak olan yatırımın sadece A plus kitleye hitap edecek olması nedeniyle, dizayn aşamasından başlamak üzere çok titiz yapılması ve çıtanın piyasada bir farklılık yaratması için yüksek olması, farkımızı göstermemiz açısından önemli” diye konuştu.
Farklılık yaratan otel projeleriyle lüks tüketicinin ihtiyaçlarını tatmin etmeyi düşündüklerini paylaşan Çalgüner, ”Kapısının önünde lüks arabalar ve marinasında yatlar olan ultra-lüks otellerle müşterinin ihtiyaçlarını karşılamayı düşünüyoruz” dedi.
Çalgüner, bu projede önemli olanın ”parasını harcamak isteyen müşteri”ye kolaylık sağlamak olduğunu, müşteriyi lüks araba kiralama işleriyle uğraştırmadan resepsiyondan anahtarı alıp çıkabileceği bir konsept oturtmayı planladıklarını ifade etti.
Rusya’da bir Türk şirketi olarak iş yapmanın zorlukları
Rusya’da bir Türk şirketi olarak iş yapmanın zor tarafları olduğuna değinen Çalgüner, ”Her ülkede bürokratik işlemlerin zorluğu vardır. Fakat diğer ülkelerle kıyaslanırsa Rusya, bu konuda iş dünyası için en dezavantajlı ülke. Zamanla bunun da düzeleceğine ve kabul edilebilir seviyelere ineceğine inanıyoruz. Ama tabii bu birkaç yılda çözülebilecek bir konu değil”
Kendisinin yaklaşık 20 yıldır Rusya’da iş aleminde yer aldığını anımsatan Çalgüner, Rusya’da bulunmanın problemleri kadar avantajının da olduğunu söyledi.
Çalgüner, şunları ifade etti:
“Rusya’da olmanın en büyük avantajı, bu ülkenin zengin ve hala bakir olmasıdır. Bunun dışında hizmet sektörünün hala yeterince gelişmemiş olması, inşaattan turizme kadar birçok alan için Rusya’yı çok büyük bir pazar durumuna getirmektedir. Böyle olmasaydı, kendi işçinizle, mühendisinizle başka bir ülkede, yerel firmaların rakibi ve işverenlerin tercih sebebi olamazdınız. Bu eksiklik yavaş yavaş kapanıyor. Birçok şey hızla gelişiyor, fakat biz 10-15 yıl daha her gün azalarak da olsa, doğru Türk firmalarının burada iş yapabileceğine ve buradaki pastadan pay alabileceğine inanıyoruz.”