İlgili bütün köşe yazılarımda belirttiğim gibi her şey eğitim ve tecrübeye dayanır.
Sağlam bir altyapıyı önceden edinilmiş, sınanmış metotlar ve net gerçeklerle bütünleştirdiğinizde ortaya çıkan sonuç elbette kusursuza yakın olacaktır.
Toplum yaşamının en önemli unsuru olan planlı şehirleşmede ise bu temel olmazsa olmazdır. Ancak ne yazık ki pek çok şeyde olduğu gibi bu konuda da bazı gerçeklerin geç farkına varıyoruz. Yıllarca her isteyenin inşaat yapabildiği, birkaç temel kıstasın ötesinde kriter aranmadığı bu dev sektörde nelere dikkat edilmesi gerektiğini bile henüz yeni yeni kavrıyoruz.
Planlı şehirleşme konusuna ise yeni yeni önem vermeye başlıyoruz. Bunu tetikleyen 1999 Marmara Depremi’nin üzerinden tam 14 yıl geçtikten sonra üstelik. Ama unutmayalım ki zararın neresinden dönülse kardır, geç görülen gerçekler hiç görülmeyenden yeğdir. İstanbul dünyanın sayılı metropollerinden birisi. Hatta metropolden öte bir hacme sahip olduğu gerçek. Bu gerçek, kentin çok kuvvetli bir deprem bölgesinde yer almasından ötürü daha fazla önem kazanıyor.
Tam da bu nedenle İstanbul’da artık Başakşehir, Kayaşehir, Bahçeşehir, Kurtköy Uydukent gibi yeni, dev toplu konut alanlarının inşa edilmesinin yanı sıra eski yerleşim bölgelerinde yapılaşmaya uygun arsaların değerlendirilmesi, yeni imar alanlarında zemin etütleri yapıldıktan sonra tünel kalıplarla inşa edilen projeler yeni İstanbul’un gelecekteki siluetini gözler önüne seriyor. Bununla da yetinilmeyerek Kadıköy, Zeytinburnu, Kağıthane gibi bölgelerde parsellerin birleştirilmesiyle oluşturulan yeni, modernize yaşam alanları şehrin yeni siluetiyle uyum içinde olacaktır. İşte gelecekteki İstanbul’a ilişkin veriler ve planlar:
İstanbul’un 2023 nüfusu16 milyon!
2023 yılında 16 milyon kişinin yaşaması planlanan İstanbul’da nüfusun yüzde 60’ının Avrupa Yakası’nda yüzde 40’ının Anadolu Yakası’nda yerleşmesi öngörülüyor. Batıdan doğuya uzanan hatta Kartal, Bakırköy ve Silivri birinci derece iş alanı olarak konumlanacak. Lojistik bölgeler Anadolu Yakası’nda Pendik ve Orhanlı; Avrupa Yakası’nda ise Gümüşyaka, Kavaklı, Hadımköy ve Ambarlı olarak belirlendi. Pendik ve Silivri ‘İleri Teknoloji Alanı’, Şişli, Kağıthane ve Küçükçekmece ‘Eğitim Bilişim Teknoloji Alanı’ olarak belirlendi. Kağıthane Cendere Vadisi, Kartal ve Maltepe Dragos Bölgelerindeki yeni projelerle Kentsel Dönüşüm esas etkilerini gösterecek, modern İstanbul yolundaki dev adımlardan biri daha atılmış olacaktır.
Bütün bu gelişmeler ve hızlı adımlar, kararların ne denli doğru alındığını ve bilinçlenmenin eyleme dönüştüğünün göstergesidir. Sanayi ile yerleşimin iç içe olduğu bir yerleşim planında sağlıklılıktan bahsedilebilir mi? Gerek inşa edende gerekse yapıda birkaç temel kıstas haricinde serbestliğin mümkün olduğu, kalan sağlar bizimdir mantığıyla hareket eden veya kaçak yapılaşmanın önünün alınamadığı bir yerde düzenden, altyapıdan ve sağlıklılıktan bahsedilebilir mi? Devlet, çok doğru noktalara tek tek ve hızlıca, hatta çoğu zaman da toplu olarak basmakta bu nedenle çok ama çok haklı. Elbette ki düzenin değişmesi kolay olmayacak, sancılı süreçler yaşanacak ancak özlenen sağlıklı tabloya ulaşmak için bunların yaşanması gerekli. Burada da sistem ve adalet düzeni ile uyum sağlanacaktır.
