1750 Adetten Fazla Türkiye'nin En Güzel Villa Modelleri İçin Resme Tıklayabilirsiniz..

Orhan Tatar: İstanbul’da Deprem Önlemleri Konuşulmalı!

Başbakanlık AFAD Danışma Kurulu üyesi Prof. Dr. Tatar, “Artık olası depremin İstanbul’a etkisini farklı boyutuyla konuşmak gerekiyor. Deprem olacak mı olmayacak mı? Bunun yerine neler yaptığımız konuşulmalı” dedi

Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Danışma Kurulu üyesi Prof. Dr. Orhan Tatar, Marmara Denizi’ndeki muhtemel depremle ilgili, “Olası depremin İstanbul’a etkisini farklı boyutuyla konuşmak gerekiyor. Deprem olacak mı olmayacak mı? Bu sorunun ötesine geçerek, neler yaptık, daha neler yapmamız gerekir? Bir an önce bunun konuşulmaya başlaması gerekiyor” dedi.

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Mühendislik Mimarlık Fakültesi Dekanlığı görevini de yürüten Prof. Dr. Tatar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Marmara Denizi’ndeki deprem beklentisinin çok sık telaffuz edildiğini, 1999 yılında Gölcük’te meydana gelen depremin ardından bunun daha da arttığını söyledi.

Kuzey Anadolu Fay Zonu boyunca çeşitli dönemlerde devam eden depremlerin bulunduğunu anlatan Tatar, “En son 1999 yılındaki depremle doğudan batıya doğru, birçok yerde yüzey kırığı oluştu. Şu an Kuzey Anadolu Fay Zonu üzerinde kırılmamış yaklaşık 160 kilometre uzunluğunda bir segment, Marmara Denizi içinde bulunuyor. Dolayısıyla bugüne kadar konuşulanlar bu segmentin kırılmasıyla ilgili” dedi.

Tatar, söz konusu segmentin 3 parçaya ayrıldığını ifade ederek, şu bilgileri verdi:

“Tek parça mı kırılacak? Üçü birden mi kırılacak? Yoksa ikisi birden mi kırılacak? Bunlar teknik konular. Bugün Marmara Denizi’nde her an 7 ya da üzeri şiddette deprem üretebilecek faylar var. Bu faylarda çok uzun yıllardan bu yana enerji birikimi söz konusu. Özellikle 1999 depreminden sonra bu stres tamamen Marmara Denizi’ne transfer olmuş durumda. Her an bu deprem tehlikesiyle karşı karşıyayız. Artık bir yer bilimcinin ötesinde sıradan vatandaş bile Marmara Denizi’ndeki deprem riskini çok iyi biliyor. Günün birinde orada muhakkak bir deprem olacak. Bu biliniyor.”

“Artık olası depremin İstanbul’a etkisini farklı boyutuyla konuşmak gerekiyor. Deprem olacak mı olmayacak mı? Bu sorunun ötesine geçerek, neler yaptık, daha neler yapmamız gerekir? Bir an önce bunun konuşulmaya başlaması gerekiyor” diyen Tatar, şöyle devam etti:

“Afet öncesi yapılması gereken çalışmalar var. Bunlara büyük önem vermek durumundayız. Çünkü bu çalışmaları ne kadar çok yaparsanız, ne kadar başarılı bir şekilde yerine getirirseniz afetlerden de o oranda daha az zararla çıkmanız mümkün olur. Afete hazırlıklı olma, afet öncesi birtakım planlamalar, erken uyarı sistemleri ve benzeri şeyler, bütün bunların hepsi aslında ülkemizde bir şekilde yapılıyor ama sıkıntı çok kopuk olması ve ciddi bir koordinasyon eksikliğinin bulunması. Bilimsel çalışmaların hepsini toparlayacak, sakin bir şekilde, iyi bir sinerjiyle, iyi bir ekip çalışmasıyla bir araya getirecek çalışmaların olması gerekiyor. Bunun da yöntemlerinden biri Afet Bilgi Sistemi olarak adlandırdığımız sistemlerinin artık bütün kentlerde kurulmasıdır. Dolayısıyla kentlerde, özellikle doğal afetlere maruz kalabilecek Çanakkale gibi, Ege Bölgesi’nde zaten pek çok kent 1. derece deprem bölgesi içinde, modern afet yönetim merkezleri ve afet koordinasyon merkezleri kurulması gerekiyor. Bütün bunları yaptığınız takdirde, aslında biz Türkiye olarak birçok şeyin üstesinden gelebilecek güçteyiz. Çok umutsuz olmamak gerekiyor. Ülkede artık üniversitelerde çok ciddi çalışmalar yapılıyor. Ama tek sıkıntı bir eş güdüm ve koordinasyon eksikliği.”

“VAN’DAKİ DEPREM”
Prof. Dr. Orhan Tatar, Van’daki depremlerin binalarda çok ciddi sıkıntılar bulunduğunu ortaya koyduğunu söyledi. En önemli sorunlardan birinin yapı kalitesi olduğuna işaret eden Tatar, “Erciş’te yüzlerce ve binlerce bina hasar gördü. Van’da ne yazık ki Sayın Vali’nin verdiği bilgiler neticesinde, ayakta kalan binanın sadece Afet Yönetim Merkezi olarak kullanılan bina olduğunu biliyoruz. Bu tabii çok acı verici ve çok düşündürücü bir durum” dedi.

Tatar, Türkiye’nin pek çok kentinde benzer durumların bulunduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:

“Önümüzdeki dönemlerde yapılması gereken en temel çalışmalardan biri aslında kentsel dönüşüm politikalarıdır. Her afet sonrası dile getirilen konuları konuşmaktan vazgeçip, bir an önce artık faaliyete, uygulamaya geçmemiz gerekiyor. Bu konuda Sayın Başbakan’ın açıklamaları umut verici. Özellikle bütün Türkiye çapında kentsel dönüşüm politikalarının uygulanabileceği konusundaki görüşleri önemli. Bunu tabii özellikle afete birinci derecede maruz kalabilecek kentlerden başlayarak, İstanbul başta olmak üzere birçok yerde yapmak mümkün.”

Bunun için bir seferberlik başlatılması gerektiğini belirten Tatar, binlerce binanın yıkılmasının milyarlarca dolarlık ekonomik kayıp yaratacağını, bunun üstesinden gelmek için bir an önce harekete geçilmesinin zorunlu hale geldiğini kaydetti.

AA

Hakkında: SerMimar

Osmanlılarda mimarbaşı, SerMimaran-ı hassa. osmanlı hanedanının ve büyük devlet adamlarının yaptıracakları binaların projelerini yapmak ve bunların uygulanması için gerekli mimarları, teknik elemanları atamak, büyük kentlerdeki mimarları atamak, hassa mimarlarını yetiştirmek, kent ve kasabalardaki bütün mimar ve ustaların kayıtlarını tutmak SerMimar'ın görevleri arasındaydı.

Ayrıca...

İş Dünyasından “Deprem Fonu” Önerisi

Beklenen İstanbul depreminin ekonomik hasarını telafi edebilmek için en az üç Marmara Bölgesi’ne ihtiyaç duyulduğunu …