Cezayirli Hasan Paşa’nın emanetine ihanet eden ‘muhafaza’kâr(!)lara sesleniş! “Denizciler semti Kasımpaşa’da bulunan Kalyoncu Kışlası’nın yıktırılıp yerine alışveriş merkezi yaptırılması küstahça bir davranıştır.”
Bu “başkaldırı” cümlesi, sadece bilgisiyle değil, “efendi”liğiyle de herkesin gönlünü kazanmış İlber Ortaylı’nın…
Tarihe gerçeklerden ve belgelerden “tarafsız” bakmanın duayeni sayılan Ortaylı, “Kalyoncu Kışlası’nın Çarşı Olması Tarihle Alay Etmektir” başlıklı makalesinde şunları da söylemeden edememişti;
“Üstat Güngör Uras’ın bildirdiği üzere bu kışlayı İstanbul vilayetinin İl Özel İdaresi yıktırıp, AVM kurduracakmış. Doğruysa, gayet dar görüşlü ve bu topluma karşı küstahça bir davranıştır (…) Tarihi miras bazı çokbilmişlerin şuursuzca tekrarladığı gibi sadece milliyetçilere değil, herkese lazımdır.” (Milliyet-19 Ağustos)
Peki, “kibar” uzmanımızı böylesine çileden çıkaran, onun kadar “zarif” yazarımız Güngör Uras acaba haberi nasıl vermişti?
“230 yıllık binayı yıkıp AVM yapmak cinayettir!” diyerek…
Basınımızın diğer efendilerinden Uras, her zamanki olgunluğuyla Başbakan’a seslenerek diyordu ki; “Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dan rica ediyorum. Lütfen, bir Kasımpaşalı olarak ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin eski başkanı olarak ve Başbakan olarak, Kasımpaşa’daki tarihi kışla binasının yıkılmasına izin vermeyiniz.” (Milliyet-8 Mayıs)
Çünkü AA’nın haberine göre, İstanbul Deniz Saha Komutanlığı tarafından kullanılan bina İl Özel İdaresi’ne devredilmiş; İl Özel İdaresi 230 yıllık binanın yıkılarak yerine yepyeni bir çarşı binası inşa ettirilmesi için proje hazırlatmış; yakında yıkılacakmış…
Peki, biri tarihin, diğeri yaşamın uzmanı bu görmüş geçirmiş kalemlerimizi bugüne dek pek alışmadığımız hırçınlıkla isyan ettiren AVM projesi hangi hatıraları yok etmeye aday?
Kışlanın Geçmişi
Soruyu araştırmak için yine “tarafsız” bir kaynağa, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın Kuzey Deniz Saha Komutanlığı’na ait internet sitesine başvurdum. Sitedeki “Cezayirli Gazi Hasan Paşa Kışlası’nın Tarihçesi” başlıklı makalede özetle şu bilgiler yer alıyor:
“İstanbul dışından asker toplamaya gerek kalmadan sürekli bir deniz gücü oluşturmak maksadıyla Kaptanıderya Cezayirli Gazi Hasan Paşa tarafından, 1782 yılında ‘Kalyoncu Kışlası’ adıyla koy doldurularak yaptırılmıştır. 8700 askerin barındırılabildiği kışla ‘Kalyoncu Sınıfı’ndan sonra ‘Tersane Tüfekçi Eratı’nca, daha sonra ‘Bahriye Silahendaz Taburu’ tarafından 1909 yılına kadar kullanılmıştır.”
1908’de meşrutiyetin yeniden ilanından sonra 1910-1911 yıllarında yeni deniz erlerinin eğitimi için “Bahriye Efradı Cedide Mektebi Müdüriyeti” olmuş; Cumhuriyetten sonra da sırasıyla “Bahriye Efrat Mektebi Müdürlüğü”, “Deniz Yeni Efrat Talim Taburu Kumandanlığı”, “Deniz Yeni Er Eğitim Alay Komutanlığı”, “Boğazlar ve Marmara Komutanlığı Karargâh Komutanlığı” ve son olarak 70’li yıllarda “Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Karargâh Destek Kıtalar Komutanlığı” olarak hizmet vermiş; aynı komutanlıkça da “Cezayirli Gazi Hasan Paşa Kışlası” olarak adlandırılmış…
Ve Cezayirli
Tam unvanıyla “Kaptanıderya Cezayirli Gazi Hasan Paşa” ise (1714-1790) aslen Kafkasyalı… Ancak “cesur denizci”liğini Cezayir Beylerbeyi’nin hizmetindeyken gösterdiği için 1760’larda bu isimle “amiral”liğe, ardından “Kapudane-i Hümayun”luğa (oramiral) atanır.
1770’lerde Ruslarla Çeşme deniz savaşındaki kahramanlığından ötürü vezirlik rütbesiyle “Kaptanıderya” olan Hasan Paşa, dönemin Osmanlı bahriyesini yeniden yapılandırarak tersanede ilk kez mühendishane açar ve Kalyoncu Kışlası’nı yaptırır… Leventleri daha düzenli bir hayata kavuşturur.
Cezayirli pek çok yerde hayır eserleri ve çeşmeler de inşa ettirir. Yavruyken alıp beslediği bir aslanı daima yanında gezdirdiği ve seferlere beraber götürdüğü için İstanbul’daki heykeli “aslan”ıyladır. Mezarı ise Şumnu’da (Bulgaristan) yaptırdığı bir Bektaşi tekkesinde…
Kasımpaşa’yı Kurtaralım
İşte bu bilgiler ışığında yeniden İlber Ortaylı’nın haykırışına dönersek, bilge tarihçimizin şu anımsatmaları kültürümüz adına yaşamsal değer taşımıyor mu?
“Son birkaç yılda birtakım insanlar ve grupların ‘dar görüşleri’ne rağmen işadamlığına otel ve çarşı inşasıyla özendikleri görülüyor. Her kamu binasını otel ve çarşı olarak görüyor, kimseye ‘kulak asmıyor’lar. Bu Kalyoncu Kışlası daha evvel gayet berbat bir restorasyon geçirmişti. Yeniden düzenlenmesi beklenirken, çarşıya çevrilmesi tarihle alay etmektir. (…) İstanbul ve Kasımpaşa ‘tarihini cahil ve cüretkâr zümrelerin elinden kurtarmak’ gerekir…”
Evet.. Ortaylı’nın, Uras’ın ve tarihsel mirasımıza duyarlı herkesin bu haklı ve içten çağrıları elbette ki hem Başbakan’a hem de “mal sahibi” konumunda bulunan İl Özel İdaresi’nin sorumlusu İstanbul Valisi’ne…
Tarihimizi ranta kurban etmeyiniz…!
Cumhuriyet/Oktay Ekinci