Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Seyit Ardıç, tüm parametrelerin ve ilgili kesimlerin görüşleri dikkate alınarak müteahhitlik sektörünün masaya yatırılması ve yeni vizyon belirlenmesi gerektiğini ifade etti.
ASO’dan yapılan yazılı açıklamaya göre, Oda ve Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikasının (İNTES) işbirliğiyle “Cumhuriyetin İkinci Yüzyılında Müteahhitliğin Sorunları ve Geleceği Çalıştayı” düzenlendi.
Ardıç, çalıştayın açılışındaki konuşmasında, müteahhitlik sektörünün Türkiye için önemine dikkati çekti.
İnşaat sektörünün Türkiye’nin ekonomik kalkınmasında çok önemli rol oynadığını belirten Ardıç, diğer sektörler üzerindeki doğrudan ve dolaylı etkileri dikkate alındığında, inşaatın ülke ekonomisindeki payının yüzde 30’lara ulaştığını bildirdi. Ardıç, “Müteahhitlik ise bu sektörün olmazsa olmazı. Müteahhitlik mesleğinin sağlıklı büyümesi, geniş anlamda inşaat sektörünün çok sağlıklı büyümesi anlamını taşıyor.” ifadelerini kullandı.
Türk müteahhitliği markasının sadece Orta Doğu ve Körfez ülkelerinde değil diğer bölgelerde de giderek daha fazla konumlandığını bildiren Ardıç, şunları kaydetti:
“Ancak iş hacmimizin düşüklüğü nedeniyle dünya sıralamasında ilk 30 firma arasında sadece bir Türk firması yer bulabiliyor. Önümüzdeki dönemde hedefimiz iş hacmimizi büyütmek olmalı. Bunun için ise tüm parametrelerin ve tüm kesimlerin görüşleri dikkate alınarak sektörün masaya yatırılması ve yeni vizyon belirlenmesi gerektiğini düşünüyorum.”
Ardıç, Türk müteahhitlik firmalarının yeni iş fırsatları yakalamalarının önündeki en önemli engelin finansman sorunu olduğunu belirterek, Türk Eximbank kredilerinin artırılmasının sektörün yurt dışında daha geniş çaplı, etki alanı geniş, daha büyük işler yürütmesinin önünü açacağını ifade etti.
Yurt içinde de inşaat yapım aşamasında birçok belge ve sertifikalandırma şartlarının usulen yerine getirilmesinin öncelikli sorunlar arasında olduğuna işaret eden Ardıç, şu değerlendirmede bulundu:
“Tüketicinin ucuz daire ve hizmet istemesi, müteahhitlik firmasının ucuz malzeme ve iş gücü talep etmesi, bazı sorunların ağırlaşmasının nedenleridir. Ülkemizin deprem bölgesi olma gerçeğini, hiçbir talep değiştiremez. Deprem riski yüksek bölgelerde yapı inşaatlarında sadece belgeli işçilerin çalışmasına izin verilmesi ve müteahhitlerde daha yüksek yeterlilik kriterleri aranması gerekir. Müteahhitlik sektörü, tüm vatandaşların sosyal ve ekonomik yaşamlarını doğrudan etkiliyor. Katma değer üretip, ülke kalkınmasına katkı sağlayan müteahhitlik sektörünün bambaşka bir ülke yaratma gücüne sahip olmasının paha biçilmez bir güç ve onur olduğuna inanıyorum. Yeter ki birbirimizin sesine kulak verelim.”
“Müteahhitlik her aklına gelenin yapabileceği bir iş olmamalı”
İNTES Başkanı Celal Koloğlu da Türk müteahhitliğinin kimlik sorunun uzun yıllardır çözülemediğini belirterek, “Müteahhitlik sıradan bir ticari faaliyet olarak yapılmaya devam ediyor. Bizler gücümüzü mühendislikten alıyor, kaliteden ödün verilmemesi için çalışıyoruz. Müteahhitliği her aklına gelenin yapabileceği bir iş olmaktan çıkarmak zorundayız.” ifadesini kullandı.