“İnternette yoksanız, yoksunuz!” Nihan Urel, şirketlerin internette satış, pazarlama ve markalaşma süreçleriyle ilgili açıklamalarda bulundu.
Bu yazıyı okuyorsanız internetin gücünün en az bir internet iletişimi uzmanı kadar farkındasınız demektir. Çünkü internet iletişimi uzmanlarının araştırma konusu tam da bu haberi neden okuduğunuz.
Yapılan iş ne olursa olsun internette adınız, ürününüz, hizmetiniz, şirketiniz geçmiyorsa henüz profesyonellik ve yapılan işte marka olma süreci tamamlanmamış demektir.
Bu da ‘’henüz hayalleriniz kadar kazanmıyorsunuz’’ anlamına gelir. Yetenekliyseniz ve işinizi doğru yapıyorsanız 5 TL’lik kurabiye de satsanız 300.000 Euro’luk araba da satsanız hem itibar, hem para, hem şöhret sahibi olabilirsiniz. Bunu keşfeden ya da yeteneğiyle hisseden tüm profesyonel şirketler interneti en önemli iletişim mecrası olarak kullanmaya başladı. Hatta işin profesyoneli bile oldular.
Bankalardan, inşaat şirketlerine kadar bir çok ulusal şirket milyonlarca dolarlık internet yatırımları yapmaya başladı. Bu sayede internet milyar dolarlık dev bir pazar haline geldi. İnşaat sektöründen , online sipariş komisyoncularına kadar aklımızda onlarca başarı öyküsü var. Çok değil bir iki sene öncesine kadar, herkes “benim de şöyle bir restaurantım olsa” diye gittiği her kalabalık mekanda masa hesabı yaparak para kazanma hayali kurarken; şimdi internetten köşeyi dönmenin yollarını arıyor. Çünkü herkes burada.
Şöhret olmak kolay. Özellikle internette. Önemli olan işinizi doğru yapmak. Eğer işinizi doğru yapmıyorsanız itibarınız yavaş yavaş kötü şöhrete dönüşüyor. Bu kötü şöhret en kolay yine internetten yayılıyor. Dev şirketleri iş yapamaz hale getiriyor, bir videoyla 40 yıllık parti başkanlarını koltuğundan ediyor. İyi kötü herşeyin bu kadar hızlı ve büyüyerek, yayılması aslında herkesi doğru düzgün iş yapma konusunda terbiye ediyor. Böylece artık şirketler müşterilerine, çalışanlarına, iş ortaklarına, kurallara uygun, olması gerektiği gibi davranma konusunda “internete düşerim” endişesiyle daha dikkatli olmak durumunda.
Bunun örneğini hemen hemen her sektörde görüyoruz. Bugünlerde en çok inşaat sektöründe. Reklamın gücünü keşfetmiş, iyi reklamcılarla çalışarak çok kısa zamanda 25-30 yıllık şirketlerin şöhretlerini yakalamış, bu sayede iş yapmış, para kazanmaya başlamış müteahitlerin işlerini ellerine yüzlerine bulaştırınca itibarlarının nasıl kaybolduğunu , hatta bir daha iş yapamayacak kadar kötü şöhretlerinin yaygınlaştığını görüyoruz. İnşaat sektöründe internetten şirket mağdurlarının organize olarak işini düzgün yapmayan inşaat şirketlerini kısa sürede nasıl iflasa götürdüğüne tanık oluyoruz. Bir yandan da 40 yıllık markaların reklamın özellikle internetin gücünü keşfedemedikleri için nasıl “3-5 yıllık firmalarla artık rekabet bile demediğini” görüyoruz.
MÜTEAHHİTLERİN ESTİRDİKLERİ RÜZGAR, YAPTIKLARI İŞLE ÖRTÜŞMÜYORSA REKLAM BALONU PATLIYOR.
Eskiden hayatımızda şöhretler “sanat camiasıyla” ve bir iki ünlü işadamıyla sınırlıyken şimdi her işte şöhret olanları tanıyoruz. Hatta neredeyse her aileden bir şöhret çıkıyor. Müteahhit şöhretler tanıdığımız ünlü işadamlarının başında geliyor. Bunun en önemli sebebi işlerini iyi yaptıkları için yatırımlarına müşteriden gelen güçle katlayarak devam etmeleri olduğu kadar, verdikleri reklamlar, çıktıkları televizyon programları, yaptıkları açıklamalar. Eğer estirdikleri rüzgar, yaptıkları işle örtüşmüyorsa büyüyen reklam balonu, zaten düşen karlılıklar ve çılgınlaşan reklam harcamaları, durumu dengelemek için kaçırılan hizmetle birlikte çok geçmeden patlıyor.
Müşteri bulmak ve şöhret için yapılan harcamalar, müşteriyi mutlu etmek için yapılmadıkça bu balon büyüyerek patlamaya devam eder. Şikayet formlarına, soru cevap formlarına üye olmak, reklam vermek, internette dolaşan şikayetlerin kısmen önünü kesse de asıl velinimet olan müşteri bir daha kapınızı çalmıyorsa, hatta yaptığı alışverişe pişmansa tehlike çanları çalıyor demektir. Yapılması gereken en doğru şeylerden biri, çok iyi internet medyası takibi yapmak. Ama bu medya takibini “görmek ve reklam vermek gereken mecraları” belirlemek için değil müşterinin derdini anlamak, iş geliştimenin en iyi yöntemi olarak müşterinini ihtiyacına, beklentisine kulak vermek amacıyla yapmak gerekiyor.
İNTERNETTE ŞİRKETİMİZİN İSMİNİ YÖNETMEK, YAPTIĞIMIZ İŞİ İYİ YAPMAK KADAR ÖNEMLİ
İnternetin nimetlerinden yararlanmak ve interneti doğru kullanmak için webplanlamanın internet deneyiminden ve gücünden yararlanma fırsatını kaçırmayın.