Biz “muhafazalı aileler”e Asrın Konutları’ndaki gibi projeleri sunmak için yola çıktık. Kâr amacı gütmüyoruz. Bizim için önemli olan ‘Asrın’ ismi. Asrın ismini çok sevdiğimizden onu marka yapmak istiyoruz.
Kuran Yapı Endüstri LTD. ŞTİ. bir Kuran Grup şirketler topluluğu bünyesinde yer almaktadır. 1969 yılından itibaren grup şirketleri inşaat, petrol ve turizm sektöründe faaliyet göstermektedir. Şirketin Yönetim Kurulu Başkanlığını Hüseyin Kuran yürütmekte olup 1991 tarihinden itibaren hem petrol sektöründe, hem de inşaat sektöründe faaliyet göstermektedir. Bu projenin fikir babası olarak iyi insanların iyi ortamlarda iyilikler için buluşmasını kendisine şiar edinmesi ilkesinden yola çıkarak halka hizmetin Hak’ka hizmet olduğu şuuruyla çalışmaktadır.
İşte, Asrın Konutları özel projesini ve gündemdeki bazı konuları Hüseyin Kuran ile konuştuk
***
İnşaatlar ilgili KDV oranları 1 Ocak itibariyle yüzde 18’e çıkartıldı. Bunu vatandaşın anlayabileceği şekilde nasıl anlatırsınız?
Burada inşaata başlama tarihi değil, ruhsatın alınma tarihi önemli. Ruhsat beş yıl önce, üç yıl önce alınmışsa bu konuya dahil olmuyorsunuz. Yani bazı inşaat sahipleri belediyeden ruhsatını almıştır, ama iki yıl sonra inşaata başlamıştır. Onların da KDV’si, yüzde 1’dir. 1 Ocak 2013’den sonra ruhsat alanlar için KDV yüzde 18’dir. Artık metrekare farkı da kalmadı. Önceden 150 metrekarenin üzerinde olana dairelerin KDV’si yüzde 18’di. Çünkü lüks olarak sınıflandırılıyordu. Şu an reklamlarda “yüzde bir KDV ile…” diye deniliyor. Sen zaten eski bir projesin. Sen zaten KDV ’yi yüzde 18’e çıkartamazsın ki… Bir yanıltmaca var buruda…
KDV oranları daire satışlarını nasıl etkiler sizce?
Benim düşüncem; zaten bu konuda geri adım atılacak. Şu anda Türkiye’de inşaatın dışında lokomotif olan bir sektör yok. Tekstil vardı, o da bitti. Kesinlikle, inşaat şu anda bir numara; lokomotif olarak istihdam oluşturan bir sektör. O sektöre darbe vurursan sıkıntıya girersin.
KDV DÜŞEBİLİR
Orta yolu bulma ihtimali var mı?
Bence bulunacak. Şu anda hükümetimiz ortaya bir fikir atıyor. Sonra onun tartıştırıyor. Çıkan fikre göre ya devam ediliyor ya da geri adım atılıyor. Bu normal bir şey. Bu anlamda da lokomotif bir sektörü, kendi kendilerini baltalamak istemezler. Geri adım atacaklardır. Belki yüzde 8’e indirirler. Zira gıdada KDV oranlarıı değişiyor. Diyecekler ki, belli bir metrekarenin altında KDV yüzde 1 değil de yüzde 8 olsun. Neden diye sorarsanız; mesela benim şu anda devletten 2 milyon 800 küsur bin lira KDV alacağım var. Çünkü bütün maliyetlerimi yüzde 18 KDV üzerinden yapıyorum. Satarken ise yüzde 1 ile satıyorum. Yüzde 17’yi ise devletten talep edeceğim. Devlet de bunu ödemiyor zaten. Alamıyoruz. Velev ki ben tek inşaat yaptım, neye göre mahsuplandıracak? Bu işin arka planında da böyle bir sıkıntı da var. 2 milyon 800 küsur bin lira devletten sadece KDV alacağım var. Kum, çimento, beton vs. alıp malı üretirken yüzde 18 KDV ödüyorum. Müşteriye satarken sadece yüzde bir KDV ile satıyorum. Zararımı nereden çıkartacağım ben?
Uzun lafın kısası; ortadaki fikirler başka bir şey, mutfaktaki olaylar ise farklı. Şu anda birçok inşaatçının devletten milyarlarca lira KDV alacağı var. Ama o parayı geri alamıyorum. Alınca da maliyetlerim yüzde 17 inecek, az mı? Diğer bir ifadeyle devlet şu anda zararda. O da ne yapıyor, ödemiyor. Sen geri isteyince de diyor ki; “Bundan sonraki inşaatında mahsuplaşırız.” İyi de ben daha inşaat yapmayacağım ki… Ayrıca, sektörümün bir de arka görünümü var; vergi kaçakçıları yüzünden yüzde 17 zarardayız. Yani buradaki tek kârlı taraf bize mal satanlar, tedarikçiler.
ASRIN KONUTLARI’NDA HAYAT MAYIS’TA BAŞLIYOR
Sizin projeniz olan Asrın Konutları’na gelecek olursak… Ne zaman bitecek?
Benim projem bitti. Şu anda yapılan bütün şeyler süslemeye yönelik. İnsanlara mesajımızı çektik, “Allah bir kaza bela vermezse taşınacağız” diye. Yani Asrın Konakları’nda Mayıs’ta yaşam başlıyor. Ve yeni bir proje daha göreceğiz bu yıl içerisinde. Hatta bir tane değil, en az iki tane proje olacak. Şunu hatırlatayım; ben müteahhit değilim. Biz Asrın Konakları’ndaki tarzda projeler için yola çıktık. Biz “muhafazalı aileler” için çalışıyoruz. Kâr amacı gütmüyoruz. Eğer kâr amacımız olsaydı, 286 bin lira vererek çatılara izolasyon yapmazdık. Müteahhit anlamında hiç kimse bunu yapmaz. Meselâ; yaptığımız binalarda 74 kişiyi taşıyacak asansörlerimiz var. Bakın! Kaç tane projede böyle bir şey var. Veya Türkiye’de bütün projelere bakın; hiçbir 14 katlı binada göremeyeceğiniz yangın alarmlarımız mevcut. Bu alarmlardan iş merkezlerinde, ticarethanelerde, fabrikalarda, gökdelenlerde var. Kısacası itfaiye aracının ulaşamayacağı yerlerde mecbur sadece. 14 katlı bir binada müteahhit mantığıyla düşünmüş olsaydık, bu sistemi koymazdık. 900 bin liram cebimde kalsın, derdim. Ama yaptık. Allah korusun! Yangın çıktığı zaman 8 saniye içinde o yangın sönsün diye, uğraştık. Bu sistemi 14 katlı bir konutta bulamazsınız.
Peki müşterileriniz bu ayrıntıyı fark edebiliyor mu?
Fark edip etmemeleri benim çok nazarımda değil. Ben yapayım da… Müşteriye diyoruz ki, “Yarın bir gün deprem olduğunda koltuğunuzda oturun, televizyon seyredin.” Eğer ben bu işi müteahhit mantığı ile yapmış olsaydım, uğraşmazdım. Ama biz marka olmaya çalışıyoruz. Kuran petrol, Kuran İnşaat olarak ismimiz var. Bizim “Kuran” soy ismimiz bu projelerde ve diğer projelerimizde küçük olarak geçiyor. Önemli olan “Asrın” ismi. Asrın ismini çok sevdiğimiz için onu marka yapmak istiyoruz. Nasıl ki İhlas muhafazakâr aileler için markaydı. Şimdi İhlas’ın bir adım önüne geçerek bu mânâda marka olmak istiyoruz.
Sosyal alanlarda karışık olmayan bir sistemle kadın-erkek alanları tamamı ile ayrı bizde. 2-3 bin konut üreten bir adam, genele hitap etmek, karışık girilen havuz koymak zorunda. Ya da başlangıçtaki şartlar değişebiliyor. Siz de mecburen o tarafa doğru kaymaya başlıyorsunuz. Eğer tamamen ayrı sistemde kalabiliyorsanız mükemmel bir duruş sergilemiş olursunuz. İşte biz de Allah’ın izni ile o şekilde duracağız. O anlamda müteahhit değiliz. Allah nasip ederse, ekibimle beraber bizim planladığımız bütün projeler böyle olacak.
Satışlara gelecek olursak; Asrın Konutları’nda satışlar ne durumda?
Şükürler olsun, Esenyurt’ta yürüyen herhalde 3 veya 4 projeden biriyiz. Hava şartları kötü olduğu zamanlarda bile 70-80 insanımız çalışıyor. Hiç durmuyoruz, durmaya da niyetimiz yok. Bu anlamda da tapu verebilen ender firmalardan biriyiz. İnşaatlarım, ruhsat ölçülerimle bire bir aynı.
BEYLİKDÜZÜ DEPREM BÖLGESİ DEĞİL
1999’dan sonra gündemimize deprem girdi. Beylikdüzü’de deprem bölgesi olarak anılıyor. Siz de burada projeler gerçekleştiriyorsunuz? Bir terslik yok mu?
Deprem bölgesi değil. İstanbul’dan ya da Türkiye’den bahsetmiyorum; Beylikdüzü İstanbul’da depreme en dayanıklı ilçedir.
Neye göre?
İnşaat kalitesine göre. Zemin önemli değil ki. O zaman Japonya’da, Çin’de oturma. Bizim, Asrın Konakları projemizde 4 metre dolgu var, büyük bir şey değil mi bu? 26 metre aşağıya indim. Beylikdüzü’ndeki 14 katlı binaların hepsi statiğe göre yapılmıştır. Avcılar’da meselâ şu sıkıntı var; orası kalfa usulüdür. Adam 3 katlı bir yer yapmak için inşaata başlamıştır. Sonra “hadi bunu 5 kat yapayım” kararı vermiştir. Peki, nerede bunun statiği, nerede bunun temeli… Ama Beylikdüzü öyle değil. Buranın İstanbul’da ikinci bir örneği yok. Buranın adını zamanında Sabah gazetesi çıkardı. Sonra da bir hamlede kesti. Şu anda Esenyurt’ta da yapılan bütün projelerin hepsi sağlam. Yani deprem sırasında ben iddia ediyorum ki, dışarı çıkmanıza gerek yok.
MÜTEAHHİTLİK YAPMIYORUM
Güzel güzel projelere imza atıyorsunuz. Müteahhitlik yapmıyorum, diyorsunuz. Neden müteahhit gözüyle bakmıyorsunuz? Sizi buna iten mantık nedir?
Para çok sınırlı bir madde. Bugün var, yarın yok. Biz her yere kendi soy ismimizle giriyoruz. Meselâ akaryakıt istasyonlarımızda kötü mal satalım… Kuran benim soy ismim. Soy ismimi tehlikeye atarım. İnşaatta da öyle. Beylikdüzü’nde inşaat yapıyoruz. Benimle birlikte 7 kat yapanların hepsinde tek bodrum var. Hatta 15 katlı binalarda da aynı. 7 katlı binalarda dahi çift bodrum yaptım. Orada da temelin altına girdim. Şu gördüğünüz duvarlar (Asrın Konutları) diğer inşaatlarda tuğladır. Ben perde beton yaptım. Maliyetim ise kat başına 10 bin lira arttı. Helâli hoş olsun. Kafam rahat. Sonuçta müteahhit mantığıyla yapmıyorum.
Oturacağınız gibi yapıyorsunuz yani…
Zaten yaptığım yerde oturuyorum. 5 ay sonra da Asrın Konutları’na taşınacağım inşallah.
HAREMLİK SELAMLIK SİSTEMİ
Projenizde en dikkat çeken özellikler nelerdir?
Projemizde ‘muhafazalı insanlar’ın dışında havuzlar ayrı, sosyal tesislerin tümü haremlik selamlık bir mantıkta… Bir de biz insanlara şunu söylüyoruz. Binamızda 2 tane cep kurtaran, 1 tane de hayat kurtaran unsur var. Bunlar çok çok önemli. Cep kurtaran işin kolay kısmı. Cep kurtaranlardan bir tanesi; ısı istasyonu. Merkezî sistemde hiç kimse hak etmediği parayı ödemeyecek. Yaktığın kadar ödeyeceksin. Bir rakam söyleyeceğim; -cık’lı olacak… Zira bunu sistemle dalga geçtiğim için söylüyorum. Bu sistem bize 1 milyon 100 bincik! maliyet getirdi. Niye? Herkes hak ettiği kadar yakıt parası ödesin dedik. Ama normal bir binada daire sayısına bölerler, kullan kullanma herkes öder. İkincisi ise; diğer projelerde olmayan bir sistem. Bunu da hakkaniyeti koruduğumuz, ona inandığımız için yaptık. Tüm inşaatlardaki sosyal tesis projelerinde kullan kullanma sosyal tesis aidatını bina aidatının içine dahil ederler. Derler ki, “ayda 400 yüz lira ödeyeceksin” kardeşim. Bunun 80 lirası bina aidatı, 320 lirası da sosyal tesis aidatıdır. Kullan kullanma bunu ödemek mecburiyetindesin. Projemizde yaşlılarımız var, kullanmayacak olanlar var. Biz ne yaptık; bina aidatını herkes ödemek zorundadır, ama sosyal tesisi kullananlar ödemek zorundadır. Bu da cep kurtaran olay iki. Gereksiz para ödemeye mecbur kılmıyoruz. Bu iki unsur çok önemli. Cep kurtaran unsurlar bunlar.
Hayat kurtaran unsur da akıllı bina uygulamamızdır. Bu da 7-8 saniyede yangın söndüren bir sistem.
Verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim.
Ben de teşekkür ederim.
RECEP BOZDAĞ
recepbozdag@yeniasya.com.tr