Türk Milleti, kelimelere yan anlam kazandırma konusunda mükemmel bir beceriye sahiptir.
Hatta “Türkçe bu nereye çekersen gider” cümlesini kurar ve ardından bir kahkaha patlatırız. Argo tabirini “basit ve değersiz “olarak kullandığımız “moloz” kelimesi günümüzde tam tersi anlam kazanmakta…
Deprem riski yüksek binaların yıkılması ve yerlerine parkların, sosyal alanların, modern yapıların yapılmasına kentsel dönüşüm denir. Yeni yapıların doğru planlamayla birlikte şehirlere getireceği olumlu etkinin küçümsenemeyeceği kanısındayım. Ancak, yenilenmeyle birlikte ortaya çıkacak inşaat atıkları, yani molozlar için hazır mıyız?
İlgili bakanlık belli yaptırımlar getirecek olsa da kentsel dönüşüme başlamadan önce belediyelerimizin depo alanlarını arttırması gerekir. Boş arsalardaki “buraya çöp ve moloz dökme” yazılarının çoğalmasını engellemek için firmalara zorunluluklar hakkında bilgi verilmelidir.
Geri dönüşümde ilk sırada olan inşaat atığı hurda demirdir. Kentsel dönüşüme başlayan alanlardaki hurda demirlerini toplayan vatandaşlarımız haberlere konu olmuştur bile. Peki, ortaya çıkan diğer inşaat atıklarının da ekonomik değeri olduğunu biliyor muyuz?
Kullanıma uygun görülmeyen yapıların yıkımı aşamasında ortaya çıkan betonlar, geri dönüşüme gönderiliyor. Bu atıklar inşaatlarda dolgu malzemesi veya karayollarında döşemede kullanılarak tekrar ekonomiye kazandırılıyor. ABD, inşaat atıklarını ortadan kaldırabilmek için her yeni yapılanmada” Geri dönüştürülmüş beton” kullanma zorunluluğu getirmiştir.
Önemli inşaat atıklarından biri olan mermer; sıcağa ve basınca dayanma özelliğine sahip olduğu için asfalt sektöründe kullanılıyor. Yapılan araştırmalar mermer içeriği bulunan asfaltların yapısının geç bozulduğunu göstermekte.
İnşaat sektöründe kalıp ve malzeme istiflemede kullandığımız ahşap ürünler, kağıt sanayisinin hammaddesini oluşturmakta. Genelde ahşap atıkları yakarak doğaya karbondioksit olarak kazandırmayı tercih ediyoruz. “Ormanlar akciğerlerimizdir” ya da “Ağaçlar oksijen kaynağımızdır” gibi klişe ibareleri mutlaka okumuşuzdur. Oksijen depolarımızı geri dönüşümle koruma altına almaya özen göstermeliyiz.
Eskiyle yenilenmek bize hem ekonomik hem de ekolojik yönden fayda sağlamaktadır. Bunu yaşamımızın içine iyice yerleştirebilirsek bireysel sorumluluklarımızı yerine getirmiş oluruz. Bir reklam afişi her şeyi anlatıyor aslında;
“Geri dönüşüm muhteşem olacak”