İstanbul Serbest Mimarlar Derneği (İSMD) tarafından Seranit Ana Sponsorluğu’nda gerçekleşen Mimarlığın Kökenleri toplantı dizisinin ikincisinin konusu Çatalhöyük. Dünyanın ilk kenti Çatalhöyük hakkında kazı başkanı Ian Hodder etkileyici bir sunum yapacak…
M.Ö. 7400-6000 yıllarında yaşamını sürdürmüş dünyanın ilk kenti Çatalhöyük hakkında kazı başkanı arkeolog Ian Hodder etkileyici bir sunum yapacak.
On binlerce yıl yalnızca bir tüketici olarak yaşayan, yani yabani meyveleri devşiren, bitki köklerini çıkarıp yiyen, vahşi hayvanları avlayan insan, yaklaşık 10 bin yıl önce ilk kez yerleşik yaşama geçti. O aşamaya gelinceye kadar üretim faaliyeti yalnızca av aletleri yapmak ve avladığı hayvanların postundan giyecek yapmakla sınırlıydı. Yabani bitkileri ehlileştirip ekmeye başladığı ve yabani hayvanları evcilleştirip emri altına aldığı için mi yerleşik yaşama geçtiği, yoksa yerleşik yaşama geçtiği için mi bütün bunları yaptığı henüz tam olarak açıklanamıyor. Bilinen tek şey, bu ikisinin yani ehlileştirme ve evcilleştirme olayı ile yerleşik yaşama geçişin birbiriyle bağıntılı olduğu. Böylece insan ilk kez yalnızca tüketici olmaktan çıkarak, tüketiciliğinin yanı sıra üreticiliğe de adım atmış oldu. Bir başka deyişle, daha önceden yalnızca tabiatın sunduklarını tüketirken, bu değişimle birlikte tabiatın üretimine de katkıda bulunmaya başladı. Bu büyük değişime ‘neolitik devrim’ adı veriliyor.
1958 yılında İngiliz arkeolog James Mellaart tarafından keşfedilmiş olan Çatalhöyük’ün önemi de buradan geliyor. Dünyada neolitik devrim denilen yerleşik yaşama geçişin başladığı ilk yerlerden birisi olan Çatalhöyük, Konya’nın 60 kilometre kadar güneydoğusunda, Çumra ilçesinde yer alıyor. Geçmişi 9 bin yıl öncesine dayanıyor. Kent, eski evlerin terk edilip doldurulması ve üzerlerine yeni evler inşa edilmesiyle birçok kez yeniden kurulmak suretiyle M.Ö. 7400-6000 yıllarında yaşamını sürdürmüş. Bu süre içinde kentte yeniden inşa sonucu tam 18 iskn tabakası oluşmuş. Çatalhöyük’ün benzerleri olmakla birlikte, bu büyüklükte bir yerleşim yeri daha bulunmuş değil. Şimdiye kadar kazılarda bulunan en eski kumaş, en eski ayna, en eski tahta kse Çatalhöyük’te bulunduğu için burasının en eski yerleşim yerlerinden birisi olduğu tartışmasız olarak ortaya çıkıyor. Çatalhöyük adı, farklı yükseklikte ve çatalı andıran iki tepeden oluşan bir höyük görünümünde olmasından kaynaklanıyor.
Çatalhöyük kazısını İngiliz arkeolog Ian Hodder başkanlığında uluslararası bir heyet yürütüyor. Dünyada öylesine büyük ilgi topluyor ki kazıya katılanların sayısı her geçen yıl daha da artıyor. Geçen yıl 13 ülkeden 120 kişi katılmıştı kazıya. Yeni bulgularla zenginleşen kazı faaliyeti dünyada gerçek bir ilgi odağı haline gelmiş durumda. Meraklıları her yıl yeni bulguların neler getireceğini bekliyor.