Birkaç yıl öncesine kadar lüks konut deyince akla yüzme havuzu, sosyal tesisleri, çocuk oyun alanlarını içinde barındıran konut projeleri geliyordu. Talepler bu yöndeydi. İçinde bu imkanları sunan toplu konutvari projeler satışta sorun yaşamıyordu
Ancak konut arz-talebinde oluşan canlanmayla beraber talepler de değişti. Enine genişleyen konutların yerini, boyuna büyüyen konut projeleri aldı. Ev almaya karar verenlerin artık önemli kriterlerinden biri de mimari oldu. Konut üreticilerinin de artık göz yummadığı mimari konsept, satışları ciddi oranda etkiliyor. Biz de düz bloklardan enteresan yapılara geçiş sürecini patronlara sorduk.
Katlanabilir sistemli proje: Nef iki Haliç
New York’taki ikiz kulelerin yeni projesi, Sears Tower, Time Wamer Center ve Dubai’deki dünyanın en yüksek binası Burj Khalifa gibi ünlü binaların yaratıcısı SOM, Nef İKİ Halic’i tasarlıyor. İstanbul’un en eski yerleşim bölgelerinden olan Halic’i yeniden popüler hale getirecek olan projeyi diğer projelerden ayıran pek çok özellik bulunuyor. NEF’in keşfettiği Foldhome yani katlanabilir ev sistemi ile de 2+1 bir daire alan kişi isterse evini 3+1 ya da 1+1’e dönüştürebiliyor. Projenin en büyük özelliği sürekli kullanılmayan odaların satılıp boşuna para verilmesinin önüne geçmesi.
Timur Gayrimenkul Yönetim Kurulu Üyesi Erden Timur
“Mimari konsept bizim için ayrıcalıklı bir önem taşıyor” diyen Timur Gayrimenkul Yönetim Kurulu Üyesi Erden Timur, bu önemi göstermek adına Nef İKİ Haliç projesinin mimarım bir yarışma ile belirlediklerini söylüyor ve şöyle devam ediyor: “Biz mimariye dünyanın en ünlü mimarlık ofislerinin gözüyle bakıyoruz. Bu göz mimariyi İstanbul’un bilinen boyutunun çok ötesine taşıyarak sadece tasanın ve fonksiyonellikten çıkarıp daha bütünsel bir görüş getiriyor. İstanbul’a bunu getirmek için dünya çapında ünlü mimarlık ofislerini her projemiz için emek verir ve yansır hale getirdik. Çalıştığımız mimarlık ofisleri ve tasarımcılar, çok farklı ihtiyaçlan dünyanın farklı yerlerinde yaklaşık 80 yıldır tecrübe etmişler ve eşsiz deneyimlere sahipler. Ne mutlu ki yarattığımız ayrıcalık fark ediliyor ve satışlarımıza çok olumlu etki ediyor.” Nef için çok önemli ve ayrıcalıklı iki kavram olduğuna dikkat çeken Timur, bu kavramların tasanm ve Foldhome&Foldoffice olduğunu söylüyor. “Bugün dünyanın en büyük gayrimenkul şirketleri bile yaptığı binalarda sadece binanın dışı ve lobisini tasarlatıyor ve geri kalan her şey satın alınıyor” diyor.
Kullan-öde sistemi
Timur, Foldhome & Foldofnce kavramları hakkında şu bilgileri veriyor: “Bu kavramlar Nef taramadan Türk ve Dünya Gayrimenkul Literatürü’ne armağan edilmiş iki yeni kavramdır. Yarattığımız, patenti Nef e ait olan ve dünyada ilk defa bizim uyguladığımız bu sisteme göre 1+1 ev aldığınızda her bir hedef kitlenin beklentilerine ve ihtiyaçlarına göre tasarlanmış 24 ayrı odanın da kullanım hakkına sahip oluyorsunuz. Bir evin içine sığamayacak kadar farklı odalar yaratan Foldhome sistemi, 1900 metrekarelik bir evin sahip olabileceği özellikleri sunan mimari bir yaklaşımdır. Temel amacı evinize sığamayacak tüm odaların katlanarak evinize dahil edilmesini sağlamaktır. Kişiye özel kullanım alanlarından oluşan Foldhome’un en önemli özelliklerinden biri ‘kullan-öde’ sistemidir. Bu sistemle kullanılmayan bir alan için dairelerden ayrı bir ücret alınmaz ya da aidata eklenmez. Daire sakinlerine dağıtılacak kişiye özel tanımlanmış kartlarda kullanılabilecek Foldhome odalarında, 10-30 TL arasında bir kullan-öde sistemle giriş yapılabilecek ve sakinler odalan kendi özel alanları gibi kullanabileceklerdir.”
Kalite insanın kendisine olan saygısıdır
“Bu bölgede toplu konut inşa edilseydi satışlar belki daha iyi olabilirdi” diyen Timur sözlerine şöyle devam ediyor:” Fakat Nef isminin çıkış noktası “NEFES” ve amacımız Nef ailesine katılanlara ve Nef in binalarını inşa ettiği semtlere derin bir nefes aldırmak. Böyle bir iddiayı ortaya koyduğunuz zaman işi sadece ticari düşünmekle yetinemezsiniz, yetinmemelisiniz. Hem aile üyelerine hem de gittiğimiz semte hoş bir nefes aldırmak, görsel güzellikler katmak istedik. İnandığımız bir değer “Kentli Hakkı” bu hak yaptığımız binaları gören herkese karşı bizi sorumlu kılıyor. Onların güzellikler görme hakkına büyük bir saygı duyduğumuz için bizden çok pahalı metrekare fiyatlarına satılan projelerin bile yapmadığını yaparak, dünyanın en ünlü mimarlarının dokunuşlarını İstanbul’a getiriyoruz. Bir ihtimal daha az satmak pahasına olsa bile bu düşünceden uzaklaşmayacağız çünkü Yönetim Kurulu Başkanımız Sayın Musa Timur’un bize yön veren çok değerli bir sözünü hiç aklımızdan çıkarmıyoruz; “Kalite insanın kendisine olan saygısıdır.”
Mimariyle sanatı buluşturan bir proje: Dumankaya Modern
Dumankaya Modern, bloklar arasında gizlenen avlular ve her katı farklı tasarıma sahip bloklarıyla şaşırtıcı bir mimariye sahip. Dumankaya, inşaatı sanat ile birleştiren ve gündelik hayata katan ilk firma olarak nitelendiriliyor. Bahçeşehir’de inşa edilen projede Heykeltıraş Mehmet Aksoy, mimar Bünyamin Derman, iç mimar Atilla Kuzu, peyzaj mimarı Başak Taş ve ışık tasarımcısı Nergiz Arifoğlu ile birlikte çalışıldı. Heykeltıraş Mehmet Aksoy, heykelleriyle sanatım kattığı bu çalışma için “Çocuklar heykelle büyüsün, haralarında heykel olsun istedim. Heykel, hiç de soyut bir çalışma değildir. Hayatın tam kalbindedir, içindedir. Dumankaya Modern’de heykel sanatının günlük yaşama damgasını vuruyor. Çocuklar heykelle büyüyor” diyor. Projenin mimarı Bünyamin Derman, sanatı, sıra dışı çizgiler, meydan ve avlularla da projeye taşıdıklarını belirtirken, iç mimar Atilla Kuzu, mekan ve eşya arasında dinamik ilişkiler bütünü kurmak istediklerini söylüyor. Peyzaj mimarı Başak Taş ise peyzajı kat kat yükselttiklerini ve boyutlandırdıklarını ifade ederken, ışık tasarımcısı Nergiz Arifoğlu da ışık tasarımını ve beyazı hayatın doğal bir uzantısı olarak ele aldıklarını söylüyor.
Dumankaya Yönetim Kurulu Üyesi Uğur Dumankaya
“Şuan satışta olan Dumankaya Modem’de satışlarımız yoğun bir şekilde devam ediyor” diyen Dumankaya İnşaat Yönetim Kurulu Üyesi Uğur Dumankaya, “Anadolu yakasında gerçekleştirdiğimiz ve gerçekleştirmekte olduğumuz sayısız projeden sonra Avrupa yakasmda başladığımız Dumankaya Modern projemize ise ilgi oldukça büyük” diyor ve ekliyor: “Dumankaya olarak nitelikli ve özgün projeler üretirken bunları kendi kategorilerinde ulaşılabilir fiyatlarla sunmayı ilke edindik. Uygun ödeme planlarıyla yuva sahibi olmak isteyenlere önemli avantajlar sağlayan şirketinizin son yıllarda başlattığı ya da yapımı devam eden projeleri daha tamamlanmadan değerlerini katlamıştır.” Şirketin vizyonunu ve buna bağlı olarak yatırımlarını Türkiye’nin en çok tercih edilen 5 yaşam alanı geliştiricilerinden biri olmak üzerine kurguladıklarını ifade eden Dumankaya, “Bu nedenle insanların huzur ve mutluluk içinde yaşaması, yaşadığı yerden keyif alması ve Dumankaya markasını büyütmek bizim için en önemli unsur” diyor.
Baş döndüren proje: Dap Burgu
Dap Yapı, Dubai Şeyhi El Maktum’un Levent’teki İETT arazisine gerçekleştirmeyi planladığı ancak açılan imar davaları nedeniyle başlayamadığı Burgu Kuleler projesinin bir benzerini Maltepe’de hayata geçirmeye hazırlanıyor. Maltepe’de Dubai kulelerinden esinlenerek ‘yelken’ şeklinde tasarlanan Dragos Royal Towers ve ‘kraliyet’ konseptli dap royal center’ı satışa çıkaran Dap Yapı, şimdi de aynı bölgede ‘burgu’ şeklindeki binalar için kollan sıvadı. Mimar Barbaros Sağdıç tarafından tasarlanan ve su konsepti bulunan ‘Dap Burgu’da açılır kapanır havuz ve helikopter pisti bulunacak. Sahile 1 km, Marmaray metro istasyonuna 50 m, deniz otobüsüne ve Adalet Sarayı’na 5 dakika, Sabiha Gökçen Havalimanı’na 10 dakika mesafede yer alan proje, Adalar manzaralı olarak tasarlanıyor.
DAP Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Yılmaz
“Daima orijinal tasarımlan olan, gelecek nesillere kalacak ve değerini uzun yıllar boyunca koruyacak binalar inşa etmek istedim” diyen Dap Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Yılmaz, “Maltepe’de inşaatına başladığımız DAP Burgu, bizim 12. projemiz. Ürettiğimiz tüm projeler gibi önce benim zihnimde şekillendi, sonra da işinin ehli mimarlar tarafından çizilerek hayata geçirildi” diyor ve ekliyor: “DAP Burgu’yu hayata geçirmeden önce, yani henüz zihnimdeki tasarım sürecinde, öyle çarpıcı bir mimari kullanalım ki, daha önce hiç denenmemiş olsun, şaşırtsın ve heyecanlandırsın istedim. İçimden, bu kez insanların sadece durup bakmasıyla yetinmeyelim bakanların başını döndürelim diye geçirdim. Nitekim, standardın dışında, sektöre yön verecek ve ömek teşkil edecek bir eser yarattık. Minik kum tanelerinden sanat eserleri üretiyoruz. Projelerimiz şehrin çehresini değiştiriyor, güzelleşmesine katkıda bulunuyor.”
Standart konut üretmiyoruz
Tüm projelerimizin yakınındaki binalardan kolaylıkla ayırt edildiğini hatta bazen tarif unsuru olarak dahi kullanıldığım söyleyen Yılmaz, “İnsanlar, “yelkene benzeyen kuleleri geçtikten hemen sonra” şeklinde yön belirtiyorlar. Bir projenin böyle tanınması bizleri olsa olsa sevindirir. İz bırakan, zihinlerde yer eden tasarımlar üretmek elbette ki mutluluk kaynağımız” diyor ve ekliyor: “Biz standart konut üretmiyoruz; butik imalat yapıyoruz. Projelerimizin tasarımı ve üretimi uzun zamanlar gerektiriyor. Bu yöntemle zaten binlerce konut üretilemez. İstanbul’un siluetini bir mücevher kutusu gibi düşünürsek, kutunun en değerli parçası diye kenara ayırdığınız mutlaka bir DAP Yapı projesidir! Geliştirdiği her projeyle fark yaratmak DAP Yapı’nın vazgeçilmezidir. Fark yaratmak için kolay göze alınamayacak yöntemleri bile cesaretle benimseyerek hayata geçiriyoruz. Her katın, hatta her dairenin diğerinden farklı üretildiği projelerimizde sadece dış cephe de iç mekanlar da tıpkı bir mücevher gibi işleniyor. Maltepe’de inşaatına başladığımız DAP Burgu ile yine mimarinin sınırlarını zorladık. Baş döndürecek, mimaride bir landmark (dönüm noktası) olarak anılacak bir eser niteliği taşısın istedik. Lokasyonu, manzarası, görünümü, kalitesi ve en önemlisi artık rüştünü ispat etmiş DAP markasıyla, mücevher niteliğinde ayrıcalıklı bir dünya sunuyoruz.” Projelerinin, çirkin yapılaşmanın, çarpık zihniyetle inşa edilen binaların yanında bir tablo gibi durduğunu söyleyen Yılmaz, “Cesur ve yenilikçi bir yaklaşımla planlanır, üstün mühendislik çözümleriyle hayata geçirilir. Dünyaca tanınmış mimar ve mühendislerin imzasını taşıyan, yerli ve yabancı uzmanların katkılarıyla şekillenen binalarımız, içinde yaşayanlara maksimum konfor sunar. İnşaatlarımızı daima söz verdiğimiz tarihten önce teslim ettiğimiz ve çağın en modern tekniklerini kullanarak ürettiğimiz için projemizin daha şimdiden yüksek bir ön talep gördüğünü söyleyebilirim” diyor.
İnşaat sektörünün Avrupa yakasında Levent-Maslak hattı denilen bölgede yoğunlaşıp, art arda yükselen binalar üretmesi bir başlangıç süreciydi; bugün Anadolu yakasında da benzer bir gelişim izleniyor. Halen devam eden ve önümüzdeki süreçte hayata geçireceğimiz projeler tamamlandığında Kartal-Maltepe bölgesine toplam 14 kule kazandırmış olacağız.
Söz konusu bölgede yatırım yapmaya devam ediyoruz. DAP Burgu’yu Maltepe’de, bir yanıyla Adalar’ın muhteşem deniz manzarasını kucaklayan, diğer yandan Bağdat Caddesi ve Alaşehir’in çarıklığını yakalayan bir proje olarak konumlandırdık.
Dünyanın en iyi mimari projesi: Varyap Meridian
İstanbul’un hızla gelişen ve yeni finans merkezi Batı Ataşehir’de inşa edilen Varyap Meridian, Boğaziçi’nden, batıda Prens Adaları’na, güneyde Marmara Denizi’ne kadar uzanan panoramik manzarası ile öne çıkıyor. Tasarım aşamasında alınan önlemler, çevreci malzeme seçimi, atık yönetimi ve elektriğin bir kısmının rüzgar ve güneşten enerjisinden yararlanılarak üretilmesi ile Varyap Meridian’da, yüzde 40’a varan enerji ve su tasarrufu hedefleniyor. Proje bu yanıyla, sakinlerine yüksek konforun yanı sıra minimum tüketim maliyeti sağlıyor. Projeyi yeşil bina sınıfına alan en önemli detayların başında ise atık maliyetlerinin yüzde 50 – 90 arasında, karbondioksit salınımının yüzde 35 oranında azaltılması ve su harcamalarında yüzde 30 oranında tasarruf sağlaması yer alıyor. İstanbul’un zengin kültürel yapısından esinlenen Varyap ve RMJM tasarım ekibi, Varyap Meridian’ı planlama ve sürdürülebilirliğe yaklaşımında yenilikçi, İstanbul’un şehir manzarasıyla bütünleşmesinde organik ikonik bir kompleks olarak tasarladı. Tasarım ekibi İstanbul’a çok sayıda ziyarette bulunarak Varyap Meridian tasarımı için ilham almak üzere binaları gezip fotoğrafladı.
Varyap CEO’su Erdinç Varlıbaş
“Varyap Meridian projesi, mimaride mükemmeliyet geleneğini devam ettirerek, sürdürülebilir ticari tasarım konusunda yeni bir sektör standardı oluşturmayı vaat etmektedir” diyen Varyap CEO’su Erdinç Varlıbaş, “İstanbul’un tarihi yarımadasına ve siluetine gönderme yapan bu eşsiz tasarım, teknolojik alt ve üst yapısıyla da İstanbul’un en seçkin gayrimenkul projesi ve markasıdır” diyor ve ekliyor: “2 yılda uluslararası 10 ödüle değer görülen Varyap Meridian son olarak Gayrimenkul Oskarları olarak bilinen International Property Awards 2010’da ‘Dünyanın En İyi Mimari Projesi’ seçildi.” Varyap Meridian projesinde geçen yılın aynı dönemine göre satışlarda yüzde 50 oranda artış olduğunu kaydeden Varlıbaş, bu artışta özellikle Varyap Meridian projesinin fiziki olarak tamamlanma aşamasına gelmesiyle projenin mimari güzelliği ve siluetinin ortaya çıkmasının etkili olduğunu düşünüyor. “Biz her projemizde kendimizle yarışma, kendimizi aşma gayreti içerisindeyiz” diyen Varlıbaş, bu nedenle de dünyanın konuştuğu bir projeye imza attıklarını söylüyor ve ekliyor: “Bu düşünce ile hareket etmiyor olsaydık, birbirini tekrar eden, çirkin yapılar ortaya çıkacaktı. Potansiyel müşterilerin artık projenin mimari özelliklerini de dikkate aldığı satış tecrübemiz ile sabittir. Müşterilerimizi satın almaya yönlendiren en önemli unsurlardan biri de projemizin mimari özellikleri ve farklılığıdır.”
Hürriyet/Seda TABAK
