Melkan Gürsel Tabanlıoğlu, Kanyon, Sapphire, Levent Loft gibi İstanbul’un silüetini değiştiren büyük projelere imza attı. Tabanlıoğlu, “Yeni binalar İstanbul’da simge yapı iddiası taşımamalı” diyor
Avrupa’nın gelecek vadeden 40 mimarı arasına giren 4’üncü Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’in torunu Melkan Gürsel Tabanlıoğlu, Kanyon, Sapphire, Levent Loft gibi İstanbul’un silüetini değiştiren büyük projelere imza attı. Tabanlıoğlu, “Yeni binalar İstanbul’da simge yapı iddiası taşımamalı” diyor…
O sürekli hareket halinde, içi içine sığmayan, çalıştığı, iletişimde olduğu insanlarla şaka, espri yapmadan duramayan, 24 saatlik günü 30 saate kadar uzatan sıra dışı bir iş kadını, birmimar. MelkanGürsel Tabanlıoğlu, AtatürkKültürMerkezi’ni de (AKM) inşa eden ünlü mimarHayati Tabanlıoğlu’nun oğlu Murat Tabanlıoğlu ile 15 yıl önce evlendi. Çift birlikte çalışıyor.Avrupa’nın gelecek vadeden 40mimarı içine girmeyi başaranMelkan Tabanlıoğlu için çağdaş, yani bugünün binasını çizmek ve onu fonksiyonel yapmak önemli.
Pek çok ödülü var
Dördüncü Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’in torunu olan MelkanGürsel Tabanlıoğlu için İstanbul, ayrı bir önem taşıyor.
Melkan Hanım,neden mimar oldunuz? Çarpık yapılaşanbir ülkede ‘iyi eserler’ yaparak bu kubbedehoş bir sedamı bırakmak istediniz?
Öyle büyük bir idealle yola çıktığımı söylersem yanlış olur.Aslında ailemizde demimar yoktu. Bizimevde büyükbabamdan (Cemal Gürsel) dolayı genelde devlet işleri konuşulurdu.Ancak babaminşaatı severdi. Yaşadığımız iki evinmimarı da oydu.Üniversite tercihlerimemimarlığı da yazmıştım. İstanbul Teknik Üniversitesi’ni (İTÜ) kazandım.Okulu bitirince de Barcelona’yamastır yapmaya gittim.Arada Türkiye’ye gelip iş yapıyordum.
Eşinizle evliliğiniz, kariyerinizde önemli bir dönüm noktası olmuş, doğru mu?
Murat’la bir projede tanıştık. Sonra da ilişkimizi vemesleğimizi bir arada sürdürdük. Barcelona’da yaşarken keşfe başladık, hâlâ buna devam ediyoruz.
Aynı meslekten olmanız aranızdaki rekabeti körüklüyor mu?
Kimi zaman farklı görüşlerde olabiliyoruz. Toplantılar günlerce sürebiliyor, çok tartışıyoruz. Günün sonunda aldığımız kararın daha sonra başarı getirdiğini görünce anlaşmanın da anlaşamamanın da aslında en iyiye ulaşmak için önemli bir araç olduğunu düşünüyoruz.
Şehir Komitesi kurulmalı
Ünlü mimarlar da İstanbul’a merak sardı. Bu sizi rekabette zorluyor mu?
İstanbul’a iyi mimarların gelmesini olumlu karşılıyorum. Türk mimarisini de uluslararası anlamda karmalayacak, karıştıracak, olumlu etkisi olacak. Şunu da unutmamak lazım; burada bir mimar seçerken bu kişi illaki bugüne kadar dünya haritasında yeri olmayan bir yapıtı yapan mimar da olmamalı. Bu şehre yapılacak her binanın kendi içinde bir tutarlılığı olmalı. Bir yandan da yeni binalar “İstanbul’da simge yapı olmalıyım” iddiasını taşımamalı. Çünkü şehir kendi başına bir simge. Tek başına simge olan bir şehri ezecek büyüklük ve iddiadaki yapılar, yeni çirkinlikler getirebilir.
Bir yanda yeni projeler, bir yanda eski semtler. Sizce İstanbul, nereye gidiyor?
Şehirde bir taraftan uydukentler yükselirken diğer yandan da Kasımpaşa ve Tarlabaşı gibi yerlerin durumu aynı kalıyor. Bu şekilde devam ederse ‘gettolaşma’, ileride İstanbul’un önemli bir sorunu olabilir.
Bu kadar büyük bir şehrin doğru yapılaşma için en çok neye ihtiyacı var?
Büyükşehir ve ilçe belediyelerinin uyum içinde çalışmasına ihtiyaç var. Ancak, her zaman bunu sağlamak zor olabilir. Onun için İstanbul’a bir ‘Şehir Komitesi’ kurulması lazım.
Çılgın projeler, henüzmodacının defiledeki koleksiyonları gibi
Başbakanın açıkladığı İstanbul projelerini beğeniyor musunuz?
Bu projelerin gerçekleşme aşamasına gelmesi için çok uzun bir yol gerekiyor. Analizlerin ve araştırmaların yapılması onlarca hatta yüzlerce ayrı projeler halinde çalışılması lazım. Uygulanabilecek mimari tasarımların hangilerinin fizibıl olduğunu bulmak ve seçmek çok süre alır. Tıpkı, birmodacının yüzlerce kıyafet arasından seçtiği giysileri defilesinde sunması gibi. Modacı ne yapar? Koleksiyonunu hazırlar, defilesini ilgili çevrelere sunar. Aslında o elbiseler, o modacının bir çeşit şovudur.O elbiseleri alıp kimse giyemez. İstanbul için açıklanan projeler de henüz böyle. Geçecek süreci izleyip ondan sonra değerlendirmemiz gerekiyor.
Bu projelerde yer almak istermisiniz?
İstanbul’la ilgili projeler bizim için her zaman önemlidir. Zamanı gelince, biz de doğru seçilen projelerin içinde olmak isteriz.
Cemal Gürsel’in torunu olmak sizi nasıl etkiliyor?
Benim, politik bir görüşümyok. Herkes nasıl ki Türkiye’nin iyi bir noktaya gelmesini istiyorsa ben de böyle düşünüyorum. Ben, 1970’te doğdumve 1960 ihtilalinde dünyada yoktum. Dedem, dirayetli,merhametli, ahlaklı, iyi bir devlet adamıydı. Ailemiz, bana ve kardeşimÖzdem’e ahlaklı bir insan olmak yönünde ciddi bir tutumiçinde oldular.
Dedenizin bir ihtilal adamı olması sizi üzüyor mu?
O dönemin koşullarını iyi değerlendirmek lazım. Dedem, AdnanMenderes ve arkadaşlarının idamına karşı çıkmış, bunun için de mücadele etmiş. Bize bıraktığı bazımektuplarda da bunu görüyoruz. Omektuplardan birisinde, Menderes’in halk tarafından sevildiğini, idam edilmemesi gerektiğini de yazıyor. Hatta ihtilalden önce Celal Bayar’ın yerine getirilmesini bile önermiş.
Aşkları mimari yapı olarak her bölgeye yansıdı
Onları birleştiren tesadüf, İkitelli’deki DoğanMedya Center’in projesi sırasında gerçekleşmiş. İkimimarın aşkı, daha sonraları başta İstanbul olmak üzere uzanabildikleri her bölgeye mimari birer yapı olarak yansımış. İstanbul’un dünya ölçeğini yakalamasına hız katan projelere imza atan çift, sayısız yapıya öncülük etmiş. Bunlar arasında İstanbulModern Sanat Müzesi, Kanyon, Levent Loft, Koç’lara ait olan İzmir Buca’daki Asmaçatı, KilerGrubu’nun yaptırdığı Türkiye’nin ve Avrupa’nın en yüksek binası İstanbul Sapphire, Kazakistan’ın başkenti Astana’da Fettah Tamince’nin inşaatını yaptığı Arena Stadyumu var.
Yapımı süren ve yapılması olası 15 bina arasında ise Esas Holding’e ait SabihaGökçen Havaalanı yakınındaki holding binası, Ataşehir’de İstanbul FinansMerkezimaster planı kapsamında 4 mimari grupla birlikte aralarında SPK, Ziraat ve Halk Bankası’nın da bulunduğu projeler, Ziraat’in Levent’teki binası, yapımını Koray İnşaat’ın üstleneceği Zorlu İş Kuleleri bulunuyor.
Kızı Mina’yı Kanyon’da doğurdu
Tabanlıoğlu çiftinin, şu anda 10 yaşında olan kızları Mina, 2001 yılında Kanyon projesi yürütülürken doğdu.
Atatürk Kültür Merkezi’nin (AKM) yıkılması sürekli tartışılan bir konu. Siz ne düşünüyorsunuz?
Çağdaş Türkmimarlarından olan kayınpederimHayati Tabanlıoğlu, AKMiçin hayatının büyük bir bölümünü harcadı. O binayı beğenmeyip yıkılmasını isteyenlerin bilmediği bir şey var; yapıldığı yıllarda dünyanın dördüncü, Avrupa’nın da ikinci büyüksanatsal yapıtı olan AKM, aslında toplumun bugüne yansıyan belleği ve hafızasıdır. Onun, 20’nci yüzyılda yakaladığı ruhu 21’inci yüzyıla taşımak istiyoruz. EşimMurat’la amacımız, bu binayı şimdi yeniden Türkiye’nin en önemli kültürmerkezi yapmak. Ancak hâlâ bu çabamız engelleniyor. 2010’da tamamlanıp açılacaktı ama ödenek verilmediği için bunu başaramadık.
Perihan Çakıroğlu/Bugün