Fiziksel veya psikolojik, insan hayatında hep önemli olmuştur renkli dünyalar yaratma isteği. ’Evlerimizde Renk Dinamikleri’ adlı kitapta şöyle yazıyor; “Rengin endüstride, eğitim kurumlarında, ofis binalarında kullanımı, onun içindeki enerjiye bağlıdır. Renk, ışık formunda elektromanyetik spektrumun bir parçasıdır. Göze çarpmasındaki çeşitlemeler, beyinsel, sinirsel ve müsküler aktiviteleri etkiler. Örneğin; araştırmalar gösteriyor ki, olağan ışığın altında vücuttaki kas aktivitesi 23 deneysel birimden oluşurken, mavi ışık altında bu birim oldukça artar, sarı 30 birime yükseltirken, yeşil düşürür. Kişiyi bu renklerden herhangi birine maruz bıraktığınızda beş dakika içinde bile beyinsel ve müsküler aktivitesi değişir”.
Buradan da anlaşıldığı gibi, çevrenizdeki renkler sizin üzerinizde derin bir etki bırakıyor, bu sebeple dikkatle değerlendirilmeleri gerekiyor. Ofislerde, doğru renklerin kullanımıyla işe geç gelme oranının azaldığı, moral, motivasyon ve rahatlığın ise büyük ölçüde arttığı gözlemlenmiş. Renk, çevremizle kurduğumuz ilişkinin belirlenmesinde de en önemli faktörlerden biri. Diğer herhangi bir unsurdan daha başarılı olarak, monoton ve basit bir mekânı canlı bir mekân haline dönüştürme gücüne sahip.
Doğa, renk kullanımını keşfetmek için en iyi öğretmen olarak kabul ediliyor. Çünkü doğa, göze ve ruha hoş gelen tüm renkleri ve uygun birliktelikleri cesur yorumlarla gözler önüne seriyor. Onlardan esinlenerek bu renk birlikteliklerine yaşam alanlarınızda da yer vermek, sizin yaratıcı düşlerinize kalıyor. Küçük dokunuşlarla mekânlarda büyük ve enerji dolu farklılıklar yaratmanın en zevkli ve keyifli yolu renklerin büyülü dünyasından geçiyor.
Evinizi, karşınızda hak ettiği görsel güzelliği kazanmayı bekleyen bembeyaz bir tuval gibi düşünerek işe başlayabilirsiniz. Ressamların pek çoğunun ilk yaptığı iş, tuvalin tüm yüzeyini beyaza boyayarak işe başlamaktır. Ardından bu alanda yaratmak istediğiniz etkiye ve onu oluşturacak renklere karar verin. Renk birlikteliklerini keşfetmek içinse, örneğin vazonuzdaki beyaz sümbüllerden ve yemyeşil yapraklarından veya gülün tek bir yaprağındaki açıktan koyuya giden onlarca tondan faydalanabilirsiniz.
Evdeki en güçlü etkiyi duvarınızdaki renk seçimiyle vurgularken, ona eşlik edecek renk birlikteliklerine aksesuar veya mobilyalarınızda yer verebilirsiniz. Ortaya çıkan bu yaşam alanı sizin eseriniz olacak ve içinde yaşayacağınız renkli dünyaya sahne oluşturacaktır. Böylesine önemli bir atmosferi oluştururken, sizi yansıtacak kararlar alma konusunda cesur olun ve doğanın bizlere sunduğu renk paletinden esinlenmeyi ihmal etmeyin.
Çocuk odalarına öneriler
Çocuklarınız henüz küçükse, kararları onların yerine siz verin, eğer yeterince büyüklerse onlarla fikirlerinizi paylaşın. İşte size birkaç küçük ipucu:
* Duvarları boyayacağınız renkleri kendilerine sorabilirsiniz. Eğlenceli bulurlar. Kızınız pembe seçiyorsa, oğlunuzu yeşil seçmeye ikna edin. Eğer isterlerse dört duvarı da değişik renkte boyayabilirsiniz.
* Bebek odaları genelde pastel tonlarda, kız çocukları için pembe tonları, erkekler ise mavi tonlarında yapılır. Çocuklar büyümeye başladıklarında, odalarında kullanılan renk miktarı da artar. Daha canlı, hareketli ve sıcak odalar yaratılır. Çocukların sağlıklı uyumaları için, turuncu, yeşil ve mor gibi ara renkleri seçebilirsiniz.
* Bebeklerin ilk odaları, huzurlu ve sağlıklı olduğu kadar onların canlı ve coşkulu dünyalarına uyum gösterecek renkli tasarımlarla şekillenmelidir. Beyaz duvarlar, doğal, şatafatsız bir döşeme, renkli aksesuarlar için mükemmel bir fon oluşturur.
* Çocuklarınızın kişisel alanlarının olması, gelişimleri için önemlidir. Daha sonraları sorun çıkmaması için sınırlarını, renkli boyalarla ayak izleri veya ok çizimleri yaparak belirleyebilirsiniz.
* Çocuklar detaylara bayılırlar. Odalarının duvarlarına resimler yapın.
* Son zamanlarda çocuk odalarında, doğal ve açık renklere ilgi daha fazla. Bebeği düşünerek biraz canlılık katmak istiyorsanız, tek bir duvarı kiraz kırmızısı, turuncu ya da turkuaz gibi canlı bir renge boyayabilirsiniz.
* Rahat ve huzur verici bir odadan yanaysanız, mavi renk tercihiniz olmalı.
ODA ODA RENKLER
Yatak odaları: Dikkat edilmesi gereken, gözü yormayan, genişlik hissi veren ve dinlendirici renklerin bir araya getirilmesidir. Oda dekorasyonunda akıcılıktan yanaysanız, perde seçimlerinizi, duvar renginin bir ton koyusunda ya da açığında yapmalısınız. Misafir odalarında çeşitli renklerin bir arada kullanımı rahatsız edici olabilir. Sarı ve tonları, pastel renkler, açık yeşiller, pembe tonları ve ferahlık hissi veren açık maviler uygun olacaktır.
Salonlar: Televizyon seyretmek, oyun oynamak, sohbet etmenin yanı sıra, aile ve arkadaş toplantılarında tercih edilen salonlar, sıkça vakit geçirilen alanlar oldukları için, aydınlık, gözü yormayan, dekorasyona uyumlu ve doğal renklerle düzenlenmelidir.
Banyolar: Banyolarda genellikle beyaz duvarlar ve dingin toprak renkleri kullanılır. Banyolarınızı renklendirmek için, renkli dikey şeritlerin bulunduğu bir duş perdesi ve perdeye uygun tonlarda banyo malzemeleri tercih edebilirsiniz. Yeşil ve mavi ilaveler sizi rahatlatacaktır.
Çalışma odaları: Çalışma odaları için seçeceğiniz renk, kişisel bir seçimdir ve odanın büyüklüğüne bağlı olmalıdır. Kaçınılması gereken renkler pembe, mor ve parlak sarıdır. Bu renkler dikkati dağıtır. Yeşil, rahatlığı ve doğallığı yansıttığı için evdeki çalışma odalarınız için ideal olabilir. Siyah ise farklılık yaratır. Ofisinize mobilya seçerken ahşabı tercih edebilirsiniz. Ahşabın doğallığıyla ofisiniz arasında bir denge oluşur.
Mutfaklar: Mutfaklar için, açık tonlar, kırık beyaz, sarı, bej ve turuncu renkler ve seramik gibi kolay temizlenen yüzeyler daha uygun olacaktır.
Koridorlar: Koridorlar davet edici olmalıdır. Pastel ve ara renkler kullanılabilir. Turuncu ve kırmızı, uzun koridorda enerjik bir etki yaratır. Genelde penceresiz olduklarından, ayna kullanımı koridoru geniş göstermenizi sağlar.
Renk tercihiniz ve karakteriniz
Renk tercihiniz, karakteriniz hakkında ipuçları veriyor. Yapmanız gereken, en çok sevdiğiniz 3 rengi sıralamak. İlki karakterinizi, ikincisi şimdiki durumunuzu ve üçüncüsü hedeflerinizi anlatıyor.
KIRMIZI: Enerjik, dışa açık birisiniz. Hareketlilik, motivasyon ve tutku sizi anlatan kelimelerden… Arkadaş canlısı, bağışlayıcı bir kırmızı seversiniz siz. Güç sahibisiniz ya da böyle görünmek istiyorsunuz.
TURUNCU: Cesur, maceracı bir tipsiniz. Her işte çok iddialısınız. İçtenliğiniz ve canlılığınız ile çevrenizi mutlu ediyorsunuz. Mizah duygunuz kuvvetli. Gülmeyi ve güldürmeyi çok seviyorsunuz.
SARI: Akıl ve mantık sizden sorulur! Otorite ve kontrol sahibi olmak hoşunuza gidiyor. Ayrıntılara önem veriyorsunuz. Çevrenizdekilerde her şeyin daha iyi olacağı duygusunu uyandırıyorsunuz.
YEŞİL: Uyumlu ve yardımsever kişiliğinizle meşhursunuz. Çevrenizin güven ve koruma sembolüsünüz. Karar verebilmek için uygun ortam oluşturmak önemli bir özelliğiniz.
TURKUAZ: Kolay iletişim kuran, sakin birisiniz. Düşünce ve duygularınızdaki açıklık, iletişimde de açık olmanızı sağlar. Canlı görünmeyi seversiniz. Yardıma açık kişiliğiniz sizi başarıya taşır.
MAVİ: Sorumluluk, sadakat ve düzen duygunuz kuvvetli. Güzellik ve incelikle bağdaştırılan popüler bir kişiliğiniz var. Sakin ve güçlü davranışlarınız, huzuru, rahatlatıcı duyguları çağrıştırıyor.
MOR: Asalet ve kendi kendine yetebilme, önemli özelliklerinizden. Büyük olasılıkla sanatın bir dalıyla ilgilisiniz. Tolerans ve anlayış sizinle özdeşleşmiştir. Unutkanlık ve sabırsızlık da. Alçakgönüllülükle birleşik pratik idealizmi simgelersiniz.
PEMBE: Tutkulu, aşka aşık ve sevgi duyguları son derece gelişmiş bir yapınız var. Anlayış ve olgunluğu, kibarlığı, sakinliği ve korumacılığı temsil edersiniz. Yön verme ve yönetme ise bir başka özelliğinizdir.
Renk uzmanı diyor ki:
“Beni desenler ve renkler yönlendiriyor”
İngilizlerin renk kraliçesi Tricia Guild şöyle diyor: “Renkli desenler özgür ya da durgun, doğaçlama ya da kombin, nazik ya da neşeli olabilir. Desenin tüm bu değişim ruhu beni yönlendirir. Desenler yaşadığımız alana ruh ve enerji verirler. Bir çiçeği kıpırdatmak, deseni tutkulu yapacağı gibi, bir yaprak eklemek bir anda keskin bir görünüm sağlayabilir. Desenin oranını genişletmekle klasik bir tasarım, moderne dönüşebilir. Bu simya, sürekliliğin, ilham vericiliğin, hazzın kaynağıdır. İlhamın nereden geldiğini saptamak zordur, genelde bir sezgiyle ya da gözlemle başlar, belki bir yurtdışı seyahatinde doğar ve bir tablodaki renkle buluşur. Geçen yıl ilham kıvılcımımı sağlayan St. Petersburg yolculuğumdu. Kentin Barok mimarisinin kıvrımlı beyaz girdapları, sarayın mimarisiyle aykırı dekorasyonu ve folklorik kostümlerdeki çiçekler, bende iz yaratmıştı. Yeni koleksiyonumun adı ise Vintage Flowers… Tahmin ettiğiniz gibi renklerimin gücü çiçeklerden geliyor.”
Melda Narmanlı ÇİMEN
