Başbakan Erdoğan’ın ‘demonte’ diye küçümsediği Londra olimpiyat tesisleri aslında mimari ve kent planlaması açısından tüm dünyaya örnek
Bir olimpiyatın daha sonuna geldik. Londra Olimpiyatı’nın açılışına katılan Başbakan Erdoğan İstanbul ’un 2020 olimpiyatına adaylığı için kulis faaliyetleri yaparak çeşitli demeçler verdi. Din faktörünü öne sürdüğü açıklamaları bir yana “Burada müsabakalar demontabıl salonlarda yapılıyor. Biz bunu demontabıl salonlarda yapmayacağız. Her şeyiyle mükellef salonlarda yapacağız” Londra 2012’yi küçümsemesi mimari ve kent planlaması bakımından şaşkınlıkla karşılanmalı.Zira Londra, 2012 olimpiyatına aday olduğunu açıkladığından beri başta LSE olmak üzere çeşitli üniversitelerden mimar, şehir planlamacıları, sosyolog ve diğer bilim insanlarıyla olimpiyat alanının planlanması üzerine çalıştı.
Daha önceki olimpiyatların değerlendirilmesi titizce yapıldı. Yeni kurulacak tesislerin kentte yapacağı kalıcı etki üzerine detaylı çalışmalar gerçekleştirildi. Üç haftalık etkinliklerin sonunda sayıları milyonları bulan misafirin kenti terk etmesinden sonra ellerinde kalacak dev stadyumlar, yüzme havuzları ve spor salonlarını, olimpiyatların sonunda kazanacakları paralar ve tecrübelerle ne yapacaklarını tartıştılar. Tüm bu tartışmaların sonucunda ‘olimpiyat mirası’ adı altında geliştirilen bir stratejiyle Londra Olimpiyatı tasarlandı ve inşa edildi. Bu tecrübeleri sadece kendilerine saklamadılar, düzenledikleri web sitesiyle tüm dünyayla paylaştılar. (learninglegacy.london2012.com)
Başbakan’ın küçümsediği Londra’daki demonte tesisler bu stratejiyle bilinçli olarak inşa edilmiş geçici spor yapıları. Bu akşamki kapanış seremonisinden sonra çoğu tesis sökülecek. Parçaları ya başka yapılarda kullanılacak ya da geri dönüştürülecek. Bazıları bir sonraki olimpiyatı düzenleyecek Rio’ya gönderilecek. Kalıcı olarak inşa edilmiş dört salonun da Londra halkının ihtiyacı olan kısmı hariç büyük kısmı sökülecek. Büyük kalabalıklar için inşa edilmiş yollar daraltılacak, geri kalan alan Kraliçe Elizabeth’in adının verileceği yeni bir kent parkı olarak kullanılacak. Bu parkın etrafında ise yeni konutlar, ofis yapıları ve sosyal binalar inşa edilecek ve kentin yeni gelişme alanı Doğu’ya kaydırılacak. Aslında tüm dünya için örnek bir model geliştiren Londra’da olimpiyatlar bitmiyor, yeni bir süreç başlıyor.
Mimarlık ve kent planlaması söz konusu olduğunda ‘en büyüğü’ ve ‘en gösterişlisi’ olması dışında başka bir kriterle ilgilenmiyor AKP yönetimi. Başbakan’ın bu konuları danışabileceği danışmanları varsa eğer doğru kişiler olmadığı belli. Olsaydı, Londra’nın senelerce geliştirdiği olimpiyat alanları stratejisini ‘demonte bunlar, biz âlâsını yaparız’ diye küçümsemezdi. Anlaşılan olimpiyat vizyonumuz logo tasarlama ve inşaat faaliyetinden öteye geçmeyecek.
Radikal