Mevlâna’nın Yedi Öğüdünden, bir liderin sahip olması gerektiği yedi özelliği çıkarabiliriz. Bireysellikten ziyade toplumsal yaşamı ilgilendiren ve insanlara iyilikle muamele etmeyi gerektiren bu özellikleri inceleyelim…
Cömertlikte ve yardım etmede akarsu gibi ol.
Şefkat ve merhamette güneş gibi ol.
Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol.
Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol.
Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol.
Hoşgörülülükte deniz gibi ol.
Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.
Hz. Mevlâna
Mevlâna’nın meşhur Yedi Öğüdünü incelediğimizde, insanlarla iletişimde takip etmemiz gereken ana hatları görebiliriz. Bu öğütler sorumluluğunun farkında olan herkesi ilgilendirse de, sosyal açıdan farklı konumlarda olan insanlara farklı açılardan hitap eder. Bir annenin çocuk yetiştirmedeki metodu, bir öğretmenin öğrencilere yaklaşımı veya bir müdürün iş arkadaşlarıyla olan ilişkisi açısından baktığımızda, Yedi Öğüdün herkes tarafından farklı algılandığını söyleyebiliriz.
Bu değerli öğütlere herkesten önce kulak asması gereken kişiler ise liderlerdir. Liderlik, çevresindekilere önderlik ederek, toplumu ilgilendiren her alanda daha iyiyi aramak, belirlemek ve uygulamaktır. Doğal olarak liderlik, insanlarla doğru bir şekilde iletişimde olmayı, uygun davranışlarda bulunmayı gerektiren bir olgudur. Lider, onu takip eden insanlara karşı özel sorumlulukları olan ve her hareketini bu çerçevede değerlendirip gerçekleştiren kişidir. Bu açıdan Mevlâna’nın Yedi Öğüdü her liderin kulağına küpe olmalıdır. Mevlâna’nın Yedi Öğüdünden, bir liderin sahip olması gerektiği yedi özelliği çıkarabiliriz. Bireysellikten ziyade toplumsal yaşamı ilgilendiren ve insanlara iyilikle muamele etmeyi gerektiren bu özellikleri inceleyelim.
1- Yardımsever
İnsanlara bir şey vermeden, insanlar için fedakârlıkta bulunmadan, zor anlarında onlara destek çıkmadan, insanların kendisini takip etmesini bekleyen kişi asla lider olamaz.
“Cömertlikte ve yardım etmede akarsu gibi ol” öğüdü, liderin yardımsever olması gerektiğini vurguluyor. Nasıl ki akarsuyun hayat veren suyu eksik olmaz ve aka aka bitmez; lider de her zaman yardımda bulunur ve bu yardımlarını imkânı elverdikçe sürekli yapar, kesmez. Gerçek bir lider, her takipçisinin ufak dahi olsa sıkıntısına önem verip, onu gidermeye çalışır, derdine deva olmak için elinden gelen maddi ve manevi her şeyi yapar. Lider, bu cömertliği sayesinde insanların minnettarlığını kazanır.
2- Şefkatli
İnsanlara kin ve nefretle davranmak, ters teperek, karşılıklı kin ve nefreti doğurur. Şefkat ve sevgiyi anlayamamış kişiler, kendini insanlara sevdiremez, toplum içinde vazgeçilmez olan birlik ve beraberliği sağlayamaz.
“Şefkat ve merhamette güneş gibi ol” öğüdü, liderin şefkatli ve sevgi dolu olması gerektiğini vurguluyor. Nasıl ki güneş, hem gölün hem çölün, hem gülün hem dikenin üzerine eşit bir şekilde doğar, sınır tanımadan her yeri aydınlatır; lider de insanlar arasındaki çeşitli farklılıklara takılmadan, onları evrensel bir sevgi ile kucaklar. Gerçek bir lider, takip edenlerinin her birisini evladı olarak görür, insanların her birisine “yüce bir varlık” olması hasebiyle şefkatle yaklaşır. Lider, bu merhameti sayesinde insanların sevgisini kazanır.
3- Güvenilir
İnsanlardan şüphelenerek onların kusurlarını araştırmak, öğrenmek ve açıklamak hiçbir medeni insana yakışmayan bir davranıştır. İnsanların kusurlarıyla ilgilenip, onların güzel yanlarını görmezden gelen bir kişi, insanlarla asla derin, anlamlı ve güvenilir bir ilişki kuramaz.
“Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol” öğüdü, liderin insanlara daima güvenle yaklaşması, kusurlarından ziyade iftihar edilecek yönlerine odaklanması gerektiğini vurguluyor.
Nasıl ki gece, gündüz görülen kusurları gizler, bizi gökyüzünün muhteşem tablosuna odaklandırır; lider de insanların kusurlarını örter, güzel vasıflarına odaklanır ve insanlara bu güzelliklerine göre davranır. Gerçek bir lider, kimsenin itibarını zedelemekle ilgilenmez, iftira ve dedikodudan uzak durur, insanlar hakkında daima hayırlı şeyler düşünür ve söyler. Lider, bu yaklaşımı sayesinde insanların güvenini kazanır.
4- Sabırlı
İnsanlarla yaşadığı farklı sorunlar yüzünden kendini kontrol edemeyen kimse, öfkesine mağlup olur, saldırgan tavırlar sergileyerek insanları ürkütür. Asabiyeti nedeniyle kendisinden zayıf olanları ezen, denklerine de sorumsuzca meydan okuyan kimse lider olamaz.
“Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol” öğüdü, liderin her durumda sakin, soğukkanlı ve davranışlarında kontrollü olması gerektiğini vurguluyor. Ölü bir bedenin huzur ve sükûnet halinde bulunması misali, öfke ve sinir gibi duygulara karşı, lider kendisini kontrol eder ve içindeki harareti yatıştırır, böylece fiziksel ve sözel saldırganlığına gem vurur. Gerçek bir lider, her dengesiz hareketin, insanların kalbinde derin yaralar açtığını, asıl pehlivanlığın kendi öfkesini yenmek olduğunu bilir ve insanlara en makul şekilde davranır. Lider, bu sabrı sayesinde insanların yakınlığını kazanır.
5- Alçak Gönüllü
Kendisini beğenmiş kibirli kimse, insanlarla ilişkilerinde daima alaycı ve kırıcı bir tavır sergiler. Benliğine hâkim olamamış, büyüklüğün güçte, parada, malda ve görüntüde olduğunu sanan, bu nedenle çevresindeki insanları küçümseyen kimse, insanlardan uzak kalır ve yalnızlığa mahkûm olur.
“Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol” öğüdü, liderin kibir ve gururdan uzak durmasını, her zaman alçak gönüllü olması gerektiğini vurguluyor. Nasıl ki toprak görünüşte hakirdir, ama herkes ona dayanır, görünüşte değersizdir, ama bütün hazineleri barındırır, görünüşte ölüdür, ama hayat ondan fışkırır; lider de haiz olduğu değer ve kabiliyetleri ön plana çıkarmaktan ziyade, kendine düşeni mütevazı bir şekilde yerine getirmeye çalışır. Gerçek bir lider, kendi egosunu şişirmenin, kibirlenmenin, insanlara üstten bakmanın, onları tavır ve sözleriyle aşağılamanın önderlere yakışmayacağını bilir, liderliğin tevazudan geçtiğinin farkında olarak hareket eder. Lider, bu alçak gönüllülüğü sayesinde insanların saygısını kazanır.
6- Hoşgörülü
Küreselleşen dünyada her çeşit ırk, inanç, görüş, yaşam tarzı ve görünüşe sahip insanları, karşılıklı sevgi ve saygı temelinde buluşturacak yegâne güç diyalogdur. İnsanların farklılıklarını bahane ederek onları dışlayan ve kendini soyutlayan kimse asla lider olamaz.
“Hoşgörülülükte deniz gibi ol” öğüdü, liderin hoşgörülü olup herkese kucak açması gerektiğini vurguluyor. Nasıl ki deniz, kendisine doğru akan bütün nehirlerin kaynak, yol ve akışlarına bakmadan, sularını kendi içinde toplar ve arındırır; lider de insanların soyuna sopuna, görüşlerine ve yaşam tarzına takılmadan, karşısındaki “ne olursa olsun” herkese sinesini açar. Gerçek bir lider, insanların hatasız olmadığını göz önünde bulundurur, anlamayı ve anlaşmayı ön planda tutar, ilişkilerin diyalogla başladığını ve korunduğunu bilir, böylece herkese karşı müsamahalı davranır. Lider, bu hoşgörüsü sayesinde insanların ilgisini kazanır.
7- Dürüst
Daima yalanla dolanla hareket eden, insanları kandırarak onlardan çıkar elde etmeye çalışan, gerçek yüzünü gizleyip sahte davranışlarda bulunan kimsenin lider olması beklenemez.
“Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol” öğüdü, liderin her durumda dürüst olması gerektiğini vurguluyor. Nasıl ki insan iç dünyasını dış görünüşüne, duygu ve düşüncelerini söz ve hareketlerine yansıtır; lider de her zaman samimi ve gerçekte olduğu gibi davranır. Gerçek bir lider, aklına ve vicdanına aykırı hareket etmez, sahte sözlerden ve hileli tavırlardan uzak durur, tiyatro oyuncusu gibi boyalı bir maskeye gerek duymaz, her durumda ve herkese karşı gerçek yüzünü gösterir, mert ve yiğitçe kendisini ifade eder. Lider, bu dürüstlüğü sayesinde insanların desteğini kazanır.
Sonuç
Liderler, belli değerlere tutunarak yüce hedefler uğruna yaşayan ve bu yönde insanlara önderlik eden kişilerdir. Denebilir ki lideri lider yapan bu değerleri, amaçları ve bunlara göre somutlaşmış yaşamıdır. Lider de bir insandır ve her insanda lider olma potansiyeli vardır.
Mevlâna’nın Yedi Öğüdü, kişinin lider olma yolunda (tırmanışında) uyması gereken kriterleri gösteriyor. İnsana düşen, bu ölçüler çerçevesinde kendi düşünce dünyasını, davranışlarını ve hayatını şekillendirmektir. “Testi taştan korkar, ama o taş çeşme oldu mu, testiler her an ona gelmeye can atar”, diyor Mevlâna. İnsan bu öğütlerde vurgulanan vasıfları kuşanarak, adilikten kurtulup değer kazandığı anda, herkes ona gelmeye, onu takip etmeye can atar. Tıpkı milyonların, bu Yedi Öğüdün sahibini takip ettiği gibi…
Alıntı