AKP iktidarının, “yasal engel”leri bir bir kaldırarak emlak sektörünü yabancı sermayeye açma girişimleri küresel emlak sermayesi tarafından da destekleniyor.
Yapılan son araştırmaya göre, AKP’nin ekonomik büyümenin lokomotifi olarak gördüğü emlak piyasasında Türkiye ismi ön plana çıkan ülkeler arasında.
Küresel emlak balonunun şişirilmesinde etkili olabileceği beklenen uluslararası yatırımcılar arasında yapılan bir araştırmanın sonuçları bugün yerli ve yabancı basındaki yerini aldı.
Yatırımcıların yüzde 42’si ve danışmanların yüzde 26’sının ABD’li olduğu bilinen Yabancı Emlak Yatırımcıları Derneği’nin (AFIRE) bugün açıklanan yıllık araştırmasına göre, küresel emlak yatırımcılarının bu yılki ticari emlak tercihlerinin başında ABD kentleri gelirken, “İnşaat ya resulallah!” furyası ile dikkat çeken Türkiye ise değer artışında ilk beş ülke arasına girdi.
ABD ekonomisinden iyimser tablo
Yapılan ankete göre, 2001’den bu yana ilk kez bu sene yatırımcıların paralarını bağlamayı tercih ettikleri yerler listesinde en çok tercih ettikleri beş kentten dördü ABD kentleri oldu. Anketin, “mali uçurum” tartışmalarına yansıyan ABD ekonomisindeki kötü gidişata rağmen bu sene için gayrimenkul sektörü çerçevesinde oldukça iyimser bir tablo çizmesi dikkatlerden kaçmadı.
Geçen yıl yatırımcılar ABD hakkında yüzde 33 nispetinde kötümser tavır takınırken, bu sene yatırımcıların yüzde 81’i ilerleyen zaman zarfında ABD’deki arazi hisselerini arttırmayı planladıklarını belirtti. Ankete katılan küresel şehirler sıralamasında New York ve Londra bu sene de geçen yıl olduğu gibi ilk sıradaki yerlerini korurken, geçen yıl 5. sırada olan San Francisco bu sene 3 sıraya yükseldi. Ayrıca geçen sene sıralamaya giremeyen Houston ise bu sene 5. sıradaki yerini aldı.
Emlakta değer artışı için en iyi ortamı sağlayan ülkeler arasında ABD, oyların yüzde 55’ini alarak geçen yıl olduğu gibi bu yıl da birinci olurken, İkinci Brezilya ve üçüncü İngiltere oldu. Küresel gayrimenkul yatırımcıları için “cazibe merkezi” olarak pazarlanan ve geçen yıl dokuzuncu olan Türkiye ise bu sene dördüncülüğe yükseldi.
Avrupa 2013’te resesyonda
AFIRE’nin bugün açıklanan yıllık araştırmasına göre, aynı kategoride yer alan Avrupa ülkelerinin ise gerilediği gözlendi. Araştırmaya katılanların yüzde 80’i, Avrupa’nın bu yılı resesyonda geçireceğini dile getirdi.
Gelişmekte olan ülkeler listesinde ise geçen yıl yedinci olan Türkiye 2013 için üçüncü sıraya yükselirken, Brezilya geçen yıl olduğu gibi birinci, Çin ise ikinci oldu. Aynı sıralamada geçen yıl üçüncü sırada olan Hindistan, bir basamak yükselen Meksika ile dördüncülüğü paylaştı.
Çin geriledi
Taşınmaz malvarlığının 2 trilyon doların üzerinde olduğu tahmin edilen Yabancı Emlak Yatırımcıları Derneği’nin yaklaşık 200 üyesinin katılımıyla gerçekleşen ankete göre, Çin’de emlak piyasası değer kaybetmeye devam ediyor. Küresel fiyat takdiri nedeniyle bugüne dek 3. sırada yer alan Çin bu sene sıralamada yer alamadı. Uzmanlara göre, Çin’deki emlak balonu Çin ekonomisindeki en büyük risklerden biri.
Şangay geçen sene 5. sırada iken bu sene ani bir düşüşle 12. sıraya geriledi. Hong Kong da 9. sıradaki yerini kaybederek 19. sıraya düştü.
Konut balonu şişmeye devam ediyor
Öte yandan, “konut balonu çok şişti, her an patlayabilir” tezi her geçen gün daha yüksek bir sesle dile getiriliyor.
Yüzlerce proje, dev şantiyeler, yüz milyonlarca lira yatırım. Bir süredir durgunlaşan konut piyasasında biriken konutlar için AKP hükümetinin, iç talep yaratamasa da bu alanı yabancı sermayeye açarak mevcut stokları eritmeyi planladığı tahmin ediliyor.
Türkiye’de konut balonunun çok fazla şiştiğini Dünya Gazetesi’ndeki köşesinde ele alan Alaattin Aktaş, TÜİK’in 2012’nin ilk üç çeyreğinde açıkladığı inşaat ruhsatı ve yapı kullanma izin belgeleri verilerine dikkat çekti.
Geçen yıl dokuz ayda 391 bin olan yapı kullanma izni verilen konut sayısı bu yıl 364 bine düştüğünü belirten Aktaş, düşen konut arzına paralel olarak talebinde bu arzı karşılamaktan uzak olduğunu belirtti. Söz konusu veriler çerçevesinde Türkiye’nin geçen yıl tamamlanan konutlarla ortaya çıkan stoku dahi eritemediğini kaydeden Aktaş, bu yıl piyasaya sunulan 364 binlik bir konut ile stokun daha da artmış olmasına dikkat çekti.
Aktaş, ayrıca bu yıl inşaat ruhsatı verilen konutların tamamlanacak olmasıyla ortaya çıkacak arz neticesinde gelecek yıllarda konutta bir arz patlaması yaşanacağının altını çizdi. Konut sektöründe her geçen gün şişen balonun inşaatta domino etkisi yaratarak bir müteahhitin iflas etmesi durumunda borçlu olduğu çok sayıda irili ufaklı işletmeyi de zor durumda bırakacağını kaydeden Aktaş, çoğu maketten görerek ev sahibi olan vatandaşların ise bu maketlerin gerçek bir inşaata dönüşmemesi durumda mağdur olacaklarını vurguladı.