Dağıstan halklarının uzun asırlara dayanan karşılıklı etkileşimi eşi olmayan tipte bir ev yapımına yol açmıştır.
Yassı kil çatı, açık ocak, iç düzen, planlama kumıklarda olduğu gibi Dağıstan’ın diğer dağlı halklarında da benzerlikler gösterir. Ancak kumıkların maddi ve manevi kültürü göçebe palov ya da kumanlardan izler taşır. İşte bu nedenle de net bir şekilde kumıkların kendine has bir mimarisi olduğundan bahsedebiliriz. Bu mimaride Türk izleri kadar Kuzey Kafkasya halklarının kullandığı inşaat yöntemlerini de görmek mümkündür.
Kumık evi için saman karışımlı kerpiç tuğlalardan duvar kullanılır. Bu Dağıstan’da uygulanan en eski inşaat yöntemidir. Bu geleneğe kumık inşaatçılarının da uyması rastlantı değildir, çünki kerpiç üretimi için öncelikle kil gerekir, kumıkların eskiden beri yaşadıkları yerlerde de kil çok bulunan bir malzemedir. Yine burada eskiden beri toprak işlemeciliği yapılır, bu işin yan ürünlerinden biri olan saman, saman sıvası için kullanılır. Bu samanlı harç duvarların, tavanların sıvanması için kullanılır.
Bazı kumık yerleşim yerlerinde taştan yapılmış evler çoğunluktadır. Buraları sakinleri alışıldık inşaat malzemesi samandan boşuna vazgeçmemişlerdir. Çünki yaşadıkları yerler kireçtaşı bakımından çok zengindir. Ancak kumıklar taştan evlerini yapsalar bile kil harçlı döşeme ve saman harcı ile sıvamadan vazgeçmezler.
Böylece kumıklar inşaat dendi mi mutlaka kilden faydalanırlar. Doğrusu eski zamanlarda bir başka ev tipi daha vardı. Alaçık denilen yuvarlak bir binaydı bu. Bu Ağaç dallarından örülerek yapılan silindirik şekilli bu evin çatısı konik bir şekilde yine sopalardan yapılırdı ve ot ile araları doldurulurdu. Koninin üst tarafında, içeriden yine direk üzerine takılı bir teker bulunurdu. Bu direk, evin tam ortasına kurulurdu. Araştırmacılar bu tip evleri göçebe yurtu ile ilişkilendirirler.
Kuman izlerini kumık keçe malzemelerinde görebiliriz. Mesela arbabaş halılarında. Keçe üretimi direk olarak göçebelerden kalma bir uğraşı olmak yanı sıra arbabaş kelimesi de arabanın başı, üst örtüsü anlamına gelir. Bu kelime kumıkların atalarının göçebe bir hayat sürdüğü zamanlardan kalmadır. Çünki o zamanlar araba ikinci bir ev gibiydi. Arbabaşların geleneksel deseni ise kuman taş ve kemik desenleri ile hemen hemen aynıdır.