Genel olarak, kişilerin belirli ekonomik ihtiyaçlarını karşılıklı yardım ve dayanışma esasına göre gidermeyi amaçlamak üzere kurdukları teşekküllere ‘kooperatif’ denilmektedir. Kuruluş amaçlarına göre, çeşitli kooperatifler var. Bunlardan biri de ‘konut yapı kooperatifleri’dir
Konut yapı kooperatiflerinin amacı, üyelerinin konut ihtiyacını karşılamaktır. Bu amaçla; arsa ve arazi satın alır, bunların üzerine ortakları için konut inşa eder veya ettirir, yapılan konutların mülkiyetini ortaklarına devreder. Kuruluş amacını gerçekleştirdikten sonra da tasfiye edilir.
Amacını gerçekleştiren bazı kooperatiflerin elinde üye sayısından fazla konut veya işyeri ya da arsa kalır. Kooperatifin elinde kalan konut, işyeri veya arsanın, tasfiye döneminde satışı ve elde edilen gelirin ortaklara dağıtılması söz konusu olur. İşte bu noktada, yani bina ve arsaların tasfiye aşamasında satışında; kooperatif açısından katma değer vergisi ve kurumlar vergisi, üyeler açısından ise gelir vergisi gündeme gelir.
KATMA DEĞER VERGİSİ
KDV Kanunu’nun 1/1. maddesine göre, Türkiye’de yapılan ticari, sınai ve zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler katma değer vergisine tabidir.
Diğer yandan, KDV Kanunu’nun 17/4-r maddesiyle, kurumların aktifinde en az iki tam yıl süreyle bulunan taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimleri katma değer vergisinden istisna edilmiştir.
Buna göre, kooperatifin arsa ve konut veya işyeri satışı prensip olarak katma değer vergisine tabi olmakla birlikte, satışa konu olacak arsa, konut veya işyeri kooperatifin aktifinde ‘en az iki tam yıl süreyle yer alıyorsa’ arsa, konut veya işyeri satışı katma değer vergisine tabi olmayacaktır. Söz konusu gayrimenkullerin, kooperatif aktifinde iki yıldan az süreyle yer alması halinde; net alanı 150 metrekareye kadar olan konutlar için yüzde 1, 150 metrekareden fazla olan konutlar ile işyeri ve arsa satışları için yüzde 18 oranında KDV hesaplanması gerekiyor.
KURUMLAR VERGİSİ
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 4. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (k) bendinde, tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere kooperatifler, öngörülen şartları sağlamasına bağlı olarak kurumlar vergisinden muaf tutulmuşlardır. Bu şartlardan biri ‘sadece ortaklarla iş görülmesi’, diğeri ise ‘sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması’dır.
Dolayısıyla, kooperatifin tasfiyeye tabi tutularak aktifinde bulunan arsasının satışı ve bu satış sonucu doğan tasfiye karının ortaklara dağıtılması halinde, kooperatife kurumlar vergisi muafiyeti sağlayan ‘sadece ortaklarla iş görülmesi’ ve ‘sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması’ şartları ihlal edilmiş olacağından, kooperatifin kurumlar vergisi mükellefiyetinin tesis edilmesi gerekiyor.
Buna göre, kooperatifin elinde bulunan konut, işyeri veya arsanın satışından elde dilen kazancın tasfiye karına dahil edilerek kurumlar vergisine tabi tutulması gerekiyor.
ORTAKLARIN GELİR VERGİSİ
Kurumlar vergisine tabi tutulan tasfiye karının ortaklara dağıtılması aşamasında yüzde 15 oranında kar dağıtımına bağlı vergi kesintisi yapılması gerekiyor.
Ayrıca, her bir kooperatif ortağının elde ettiği brüt (vergi kesintisinden önceki) kar payının yarısının, 2010 yılı için 22 bin TL’yi aşaması halinde, elde edilen kar payının yıllık gelir vergisi beyanname ile beyan edilmesi gerekiyor.
Anneniz 3600 prim günüyle SSK’dan emekli olabilir
ANNEMİN 1974 sigorta girişi, 1981 yılına kadar 225 gün, 1999 yılında isteğe bağlı olarak ödenmiş 120 gün, 2005 yılından 2008/Şubat ayına kadar 742 gün, 2008 yılında isteğe bağlı olarak ödenmiş 210 gün olmak üzere toplam 1297 gün SSK prim günü var. Daha sonra SGK kendiliğinden Bağ-Kur’a geçirmiş olup, 2008 Kasım ayından sonra Bağ-Kur’a isteğe bağlı olarak 742 gün ödenmiş primi var.
Doğum borçlanmasından faydalanabilmek için SGK il müdürlüğüne 2 ay önce bir başvuru yapıldı fakat cevap gelmedi (2 çocuk var, 1984 ve 1988 doğumlu). Doğum borçlanmasından faydalanabilir mi? Eğer emekli olursa, SSK mı yoksa Bağ-Kur’dan mı emekli olacak? Samet Duyan
Annenizin iki çocuk için toplam 1440 gün doğum borçlanması hakkı var. 3600 prim günüyle de SSK’dan emekli olabilir. Ancak öncelikle doğum borçlanması talebinden hemen vazgeçmesi gerekiyor. Zira isteğe bağlı Bağ-Kur sigortalısı iken başvurmuş olduğundan, borçlandığı süreler Bağ-Kur kapsamında geçen sigortalılık süresi sayılır ve SSK’dan emekli olamaz.
Bağ-Kur isteğe bağlı sigortalılığı Kasım 2008’de değil, Ekim 2008’de başlamış ve buna göre Kasım 2010 primi ile birlikte (hiç ara vermediyse) 780 gün Bağ-Kur prim günü olmalı. 1297 gün SSK prim günüyle birlikte toplam prim günü 2077 gün olur. Bundan sonra izleyeceğiniz yol şu olmalı: En fazla 1-2 ay daha prim ödedikten sonra isteğe bağlı sigortalılığını sona erdirmeli. Ardından 4/a (SSK) kapsamında çalışmaya başlayıp, doğum borçlanması başvurusunu 4/a sigortalısı iken yapmalı. 1440 gün doğum borçlanması yapması halinde 3600 günü tamamlaması için gereken 1-2 aylık süreyi de 4/a sigortalısı olarak tamamlayıp, SSK’dan emeklilik için başvuruda bulunabilir.
GÜNÜN SÖZÜ
‘Birileri arkanızdan konuşuyorsa, onlardan öndesiniz demektir.’ Anton Çehov
Akşam/Metin Taş-Sezgin Özcan