Dönemin sektörün büyümesi için uygun olup olmadığı sık sık tarafıma yöneltilen bir sorudur. Yeri gelmişken bir kez daha, ülkemizde gayrimenkul sektörünün bir süreden beri olması gerektiği gibi, gayet profesyonelce yürütüldüğünün altını çizmek isterim
Gündemimize yine kriz söylentilerinin girdiği bir süreçteyiz. Söylemlerin tedbirli olmak gerektiği kısmına katılsam da sözü edildiği gibi bir kriz beklemediğimi de lafı dolandırmadan dile getirmek isterim.
Hatta Türkiye’nin gerçek değerini bulduğuna ve bundan sonra daha da çok büyüyeceğine inanıyorum. Bu büyüme kuşkusuz gayrimenkul sektörüne yansıyacaktır.
Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği’nin (GYODER) verileri söylediklerimi destekler nitelikte. Hali hazırda pek çok meslektaşımın da dile getirdiği üzere 9’uncu aydan itibaren yıl sonuna kadar olan dönemde sektörde büyük bir hareketlilik beklediğimi de belirtmeliyim. Rakam vermek zor, ancak bizim beklentilerimiz sektördeki büyümenin yüzde 5 ila 10 seviyelerinde seyredeceği yönünde. Tabii bunun gerekleri yerine getirildiği takdirde…
“DOĞRU PROJE KAZANDIRIR”
Peki, nedir bu gereklilikler? Bugün doğru zamanda, doğru lokasyonda, doğru proje, doğru çözüm ortaklarıyla birlikte hayata geçiriliyorsa başarının kaçınılmaz olduğunu gözlemliyoruz. Günümüz konjonktürü de gayrimenkul sektörünün aktörleri olan bizlere ‘kentsel dönüşüm’e katkı sağlamayı şart koşuyor. Zira ben de, gayrimenkul sektörünün en hareketli olduğu İstanbul’da özellikle, kentsel dönüşüme katkı sağlayacak projeler üretmenin sektördeki herkesin başlıca sorumluluğu olduğunu düşünüyorum. Devletin desteğiyle kentsel dönüşümün daha başarılı ve hızlı sonuçlanacağından şüphe duymamakla birlikte, biz aktörlerin de üzerine düşeni şimdiden yapması gerektiği kanısındayım. Ne de olsa, ne kadar erken başlarsak şehir hak ettiği kaliteye o kadar erken kavuşacaktır.
Projelerimize hazırlık aşamalarında profesyonellere yaptırdığımız araştırma bulguları, özellikle büyük şehirlerde karma projelerin tercih edildiğine işaret ediyor. Yeni şehirleşmede tüketicilerin beklentilerini tam anlamıyla karşılayan, ulaşım, altyapı ve mimari çözümleri ile bulunduğu çevreye değer katan bu tarz projeler değer kazanıyor ve talep görüyor Katar, Dubai benzeri yeni büyüyen şehirlerde olduğu gibi, Türkiye’de de yoğun trafikten kaçan ve zamandan kazanmak isteyenlerin tercihlerini bu karma projelerde yer alan, konut ile ofislerden yana kullanmaya devam edeceğini başından beri öngörmekteyiz. Bu karma kullanımlı projeler geliştirme çalışmalarımıza ağırlık verdik.
“KARMA PROJELERE YENİ BİR BOYUT GETİRDİK”
Platform Merter projemizde sektör klişelerinden birini daha yıkarak, karma kullanımlı projelerin de bir adım önüne geçtik. “Bütünsel Yaşam” konseptli karma projemizi bir tema altında birleştirerek yeni bir ticari boyut kazandırdık. Burada tekstilci kimliğim ile yıllar önce kurduğum bir hayali inşaatçı kimliğimle gerçekleştirmenin gururunu yaşadığımı itiraf etmeliyim. Zira, rezidans, süit, ofis ve Fashion Park bölümlerinden oluşan 4 fonksiyonlu projemiz ile moda ve ticareti bir araya getiriyoruz. Böylece sadece yatırımcıya kâr sağlamakla kalmıyor, kentsel dönüşüm açısından da önemli bir süreç başlattığımızı düşünüyorum. Platform Merter ile Merter’de dükkânlar ofislere, dar sokaklar rahat showroom’lara, çarşılar ticaret merkezine, apartmanlar rezidanslara dönüşüyor. 224 milyon lira yatırım maliyeti (arsa dahil) ile hayata geçirdiğimiz Platform Merter’de yer alan Fashion Park’ın; tekstil sektörünün, dünyaya çok daha hızlı entegre olabileceği, iş hacmini genişletebileceği ve ihracatı artırabileceği yeni ve modern yüzü, yeni dünya markalarını oluşturmada önemli bir üs olmasını hedefledik.
2011 yılının başında bu yılı çok aktif geçireceğimizin sinyallerini vermiş, Türkiye ekonomisinin de bizi destekleyeceğini söylemiştim. Nitekim söylediklerimizi yerine getirdik. Ben gelecekte de aynı ivme ile ekonomimizin, dolayısıyla sektörün ve doğru projemizle bizlerin de büyümeye devam edeceğini düşünüyorum.
Nurettin Eroğlu
Eroğlu Yapı Yönetim Kurulu Başkanlı
Habertürk
