Yıllık ortalama yüzde 5,9 büyüme gerçekleştiren inşaat sektörü, 2014 yılında yüzde 4,5-5 büyüme gerçekleştirdi.
Fakat komşu ülkelerde devam eden savaşlar, seçim atmosferi ve son aylarda dolarda yaşanan artış inşaat sektörünün 2015 yılının ilk yarısında büyüme hızını düşürdü. Bursa’da inşaat sektörü, son birkaç yıldır özellikle konut bazında hızlı ilerliyor. Büyüyen ve gelişen inşaat mühendisleri İMO çatısı altında faaliyetlerini tam gaz sürdürüyor.
Bursa göç alan ve sanayisi güçlü bir şehir. Göç ile birlikte barınma ihtiyacı da artıyor. Bu nedenle de konut sektörüne yatırımlar artıyor. Baktığımızda inşaat sektörünün yüzde 60’ı konut sektörü üzerinden büyüyor. 1988 yılında şube olarak hizmet vermeye başlayan İMO Bursa, önceliğini kente ve topluma karşı sorumluluklarının bilincinde olarak hareket etmeye veriyor. Geçen sürede faaliyetlerini başarıyla sürdürmeye devam eden Başkan Basri Akyıldız, Bursa’nın ciddi bir kaçak ve çarpık yapılaşma sorunu bulunduğunu, 2001 yılı öncesi ruhsatlı yapıların envanter çalışmasını yaptıklarını ve buna kaçak ve çarpık yapıları da eklediğinde ürkütücü bir tablo ile karşı karşıya kaldığımızı söyledi. İşte TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Başkanı Basri Akyıldız ile inşaat sektörün rakamsal büyüklüğünden Bursa’daki inşaatların kalitesine, Bursa inşaat malzemeleri sanayisinin gelişiminden deprem kuşağında yer alan Bursa’daki konutlara, kentsel dönüşüm kapsamında yapılan çalışmalardan ve özellikle konuşulan inşaat sektörünün 50 milyar dolar rant yarattığı ile ilgili nasıl değerlendirdiğine kadar herşeyi konuştuğumuz röportajım…
TMMOB İMO Bursa Şubesi’nin faaliyetlerinden bahsedebilir misiniz?
1988 yılında şube olarak hizmet vermeye başlayan İMO Bursa’nın önceliği her zaman üyeleri olmuştur. Üyelerimizin çıkarları doğrultusunda, sosyal ve teknik açıdan bilgi birikiminin artması için seminerler, teknik geziler, söyleşiler, sempozyumlar gibi meslek içi etkinlikler düzenliyoruz. İnşaat mühendisliği bölümlerinin üniversitelerde harekete geçmesiyle birlikte gençlerimizin meslekle, odamızla tanışmaları için onlarla bir araya geliyoruz ve meslekte belli başarılar elde etmiş üyelerimizle buluşturuyoruz. Bu yıl Mesleğe Hazırlık Kurslarımızla, iş hayatına yeni atılan üyelerimize ve öğrencilerimize yönetmelik ve belgelerden tutunda iş sağlığı ve güvenliğine kadar pek çok konuda eğitim veriyoruz. İnşaat sektörü sadece konuttan oluşmuyor, köprü, yol, altyapı çalışmalarını gerçekleştiren üyelerimize yönelikte etkinliklerimiz de bulunuyor.
3 bin 200 üyesi bulunan şubemiz ayrıca kente ve topluma karşı sorumluluklarının bilincinde olarak hareket ediyor. Üyelerimizi bir araya getirecek, kaynaştıracak, toplumsal duyarlılığı olan sosyal sorumluluk projeleri gerçekleştiriyor üyelerimizin bulunduğu her platformda biz de varız’ diyoruz.
İnşaat sektörünün rakamsal büyüklüğü konusunda bilgi verir misiniz?
Türkiye’de 2004-2013 döneminde inşaat sektörü GSYH artış hızından daha fazla büyüme gerçekleştirdi. Yıllık ortalama yüzde 5,9 büyüme gerçekleştiren inşaat sektörü 2014 yılında yüzde 4,5-5 büyüme gerçekleştirdi. Fakat komşu ülkelerimizde devam eden savaşlar, seçim atmosferi ve son aylarda dolarda yaşanan artış inşaat sektörünün 2015 yılının ilk çeyreğinde büyüme hızını düşürdü. TÜİK verilerine göre yılın ikinci çeyreğinde GSYH yüzde 3,8 büyürken inşaat sektörü de yüzde 2 büyüme gerçekleştirdi. 2015 yılında beklenilen büyümeyi henüz gerçekleştiremeyen inşaat sektöründe Kasım ayından sonra yeniden hareketlenme bekleniyor.
Bursa’da ki inşaat sektörünü değerlendirirsek; Bursa’daki inşaatların kalitesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bursa’da inşaat sektörü son birkaç yıldır hızlı ilerliyor. Özellikle konut sektöründe. Baktığımızda inşaat sektörünün yüzde 60’ı konut sektörü üzerinden büyüyor. Bursa’da da bu böyle. Bursa göç alan ve sanayisi güçlü bir şehir. Göç ile birlikte barınma ihtiyacı da artıyor. Bu nedenle de konut sektörüne yatırımlar artıyor. İnşaatlarımızın kalitesine baktığımızda ise inşaat mühendisleri açısından inşaatın kalitesi taşıyıcı sistemin yani betonun, demirin kalitesi ile belirlenir. 2001 yılında yapı denetim sistemine geçiş ile tüm Türkiye’de olduğu gibi Bursa’da da inşaat kalitesi anlamında dönüm noktası yaşandı. Yapı denetim öncesi Teknik Uygulama Sorumluluğu (TUS) olsa da ciddi bir denetim söz konusu değildi. Yapı denetim ile birlikte inşaatlarda kullanılan beton ve demir kalitesinin de projeye uygun olmasına dikkat edilmeye başlandı. Projedeki beton sınıfının imalatta da uygulanması, kullanılan inşaat çeliğinin standartlara uygun olması, projeye uygun imalat yapılması sağlandı. Artık C25-C30 beton kalitesini vatandaşlarımız kendisi istemeye başladı. İnşaat teknolojilerinin de gelişmesiyle de inşaatlarımızın kalitesi arttı. Projelendirme aşamasında farklı analiz yöntemlerini kullanma şansı yakaladık.
Kaliteli inşaat malzemelerinin kullanılması yapılan kanuni düzenlemeler ile destekleniyor mu?
Yapı denetim sisteminin gelmesiyle 2002 yılında da Yapı Malzemeleri Yönetmeliği yürürlüğe girdi ve şantiyelerde kullanılması gereken malzemelerin standartları belirlendi. Yapı malzemelerinin TSE ve CE standartlarına uygun olması gerekiyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve yapı denetim firmalarının denetimleri ile betondan, boya ve yer kaplamasına, asansörlere kadar tüm uygulamalarda bu standartlar aranıyor. Fakat kullanılan malzemelerin standartlara uygun olup olmadığının denetlenmesi konusunda eksiklikler yaşanıyor olabilir. Yetkililerimizin müteahhitler, yatırımcı firmalar tarafından standartlara uygun malzemelerin kullanılıp kullanılmadığına yönelik denetimlerini arttırmalılar.
Deprem kuşağında yer alan Bursa’daki konutlar, büyük bir depreme hangi ölçüde dayanıklı?
Bursa’nın ciddi bir kaçak ve çarpık yapılaşma sorunu bulunuyor. 2005 yılında Nilüfer Belediyesi ve kısmi olarak da olsa Yıldırım ve Güzelyalı Belediyeleri ile protokol gerçekleştirdik. Bu kapsamda 2001 yılı öncesi ruhsatlı yapıların envanter çalışmasını yaptık ve raporumuzu hazırladık. Üç risk grubu oluşturduk ve sonuçlara göre yapı denetim sistemi öncesi ruhsatlı yapılarımızın yüzde 12’si çok riskli, yüzde 73’ünün orta riskli olduğunu gördük. Buna kaçak ve çarpık yapıları da eklediğimizde ürkütücü bir tablo ile karşı karşıyayız.
Kentsel dönüşüm kapsamında yapılan çalışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun ilk çıktığında umutlandık fakat sonrasında riskli alanların dönüşümü yerine maddi getirinin yüksek olduğu alanlarda dönüşümün başlatıldığını gördük. Bu doğru bir yaklaşım değil. Nilüfer Belediyesi’nin gerçekleştirdiği çalışmanın benzerini diğer belediyelerimizde gerçekleştirmeli. Hangi bölgelerde riskli yapıların yoğunlukta olduğunu ve hangilerinin riskli olduğunu tespit etmeli. Riskli yapıların yoğun olduğu bölgelerde kentsel dönüşüm hareketi başlatılmalı. Belediyelerimiz bunu uygulamak yerine riskli yapının olmadığı rezerv alanlarında dönüşümü başlattılar. Ayrıca Bursa’da şu an kentsel dönüşüme tabi alanlarda 0,50’ye varan emsal artışı sağlanarak kent için geri dönülmez bir sürece giriliyor. Bu yüzden belediyelerin yürüttüğü kentsel dönüşüm çalışmalarını doğru bulmuyoruz. Bireysel olarak yapılan kentsel dönüşümlerimizin de sayısı da çok fazla değil.
Bursa inşaat malzemeleri sanayisinin gelişimi nasıl bir yol izliyor?
Bursa otomotiv, otomotiv yan sanayi ve tekstil firmalarının yoğunlukta olduğunu bir sanayileşmeye sahip. Konut sektöründe önemli yatırımlar olmasına ve hızla büyümesine rağmen inşaat sanayi istenilen boyutta değil. İnşaat teknolojilerine yönelik yatırım gerçekleştiren çok az firmamız var ve inşaat malzemeleri üretiminde sanayi yatırımlarımız yeterli değil.
Tüketiciler kaliteli malzeme kullanımı konusunda ne kadar bilinçli?
Vatandaşımız konut alımı sırasında beton ve çeliğin kalitesinden çok parke, cam, fayans gibi malzemelerin kalitesine özen gösteriyor. Taşıyıcı sistemin güvenilirliğine çok fazla dikkat etmiyorlar.
Oda olarak tüketiciyi bilinçlendirmek için çalışmalar yapıyor musunuz?
İMO Bursa Şubesi olarak fuarlar, basın açıklamaları ve kentin yoğun ilgi gösterdiği alışveriş merkezlerinde, vatandaşlara ulaşabileceğimiz alanlarda odamızın hazırladığı bilgilendirici broşür ve ilanların dağıtımını gerçekleştiriyoruz.
Özellikle deprem konusunda vatandaşlarımızı bilinçlendirmeye çalışıyoruz. Odamıza gelerek bizden yardım isteyen tüketicilerimizi de bilgilendirip, sorunlarının çözümü için yol göstermeye çalışıyoruz.
Malzeme kalitesinin konut fiyatlarındaki maliyete etkisi ne düzeyde?
Yatırımcı firmalar yaklaşık olarak yüzde 50 arsa payı ile inşaatlarını gerçekleştiriyor. Konut fiyatlarını yükselmesinde en önemli etken arsa fiyatlarının artması. İnşaat malzemesinden öte sosyal alan, otopark, havuz ve çevre düzenlemesini de dahil ettiğinizde ciddi bir maliyet ortaya çıkıyor.
İnşaat sektörünün Bursa için önemi nedir?
Bursa’nın nüfus artış oranı Türkiye ortalamasının üzerinde gerçekleşiyor. 2013-2014 yılları arasında Türkiye genelinde nüfus artış hızı binde 13,3 olurken Bursa’nın nüfus artış hızın binde 16,8. Nüfusun her yıl hızla arttığı, çarpık ve kaçak yapılaşmanın yoğun olduğu kentimiz için barınma ihtiyacı da artıyor. İnşaat sektörünün de bu açıdan Bursa’nın tütmeyen bacası olarak istihdam ve barınma alanı yaratmaya devam edeceğini düşünüyoruz.
Özellikle inşaat sektörünün 50 milyar dolar rant yarattığı konuşuluyor. Siz bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
İnşaat sektörü Türkiye’nin lokomotif sektör olarak konumlandırılıyor. 200’ün üzerinde iş kolu ile bağlantısı bulunan sektörün büyümesi, konut satışlarının artması sanayicilerimizde inşaat sektöründe yatırım yapmasına neden oldu. Fakat bu doğru bir yaklaşım değil. Çünkü yatırımların bu yöne kayması nedeniyle sanayimizin gelişiminde ilerleyen dönemlerde sorunlar yaşanacaktır. Türkiye ekonomisi sadece inşaat ve konut satışı üzerine kurulmamalıdır.
Krizlerde inşaat sektörü etkilendi mi?
Şu an Türkiye’de bir kriz söz konusu olmasa da doların yükselmesi ve belirsizlik inşaat sektöründeki yatırımcıları da tedirgin ediyor. Girdi maliyetlerinin artması nedeniyle, daire fiyatlarında artış söz konusu olacak fakat projeler hız kesmeden devam ediyor. Konut sektöründe müteahhit firmaların yatırımlarını sürekli olarak finanse etmeleri gerekiyor bu yüzden projelerin durma şansı yok. Bir firma yatırımlarına ara verdiğinde konut alacak yatırımcılarda endişe yaşanıyor. Ayrıca 2016 yıl Ocak ayında Büyükşehir İmar Yönetmeliği uygulamadan kalkarak, Planlı Alanlar TİP İmar Yönetmeliği yürürlüğe girecek. Bu uygulama ile Büyükşehir İmar Kanunu’nun verdiği bazı haklardan mahrum kalmak istemeyen müteahhit firmalar yatırımlarına ara vermeden devam ediyor. Seçimlerin ardından ve yeni yılda dolardaki yükselişin konut sektörüne nasıl etki edeceğini göreceğiz.
Konutlarda enerji verimliğini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yeşil konut, Türkiye için yeni bir anlayış. Henüz vatandaşımızda ısı yalıtımı, tasarruflu ampul kullanımı düşüncesinin ilerine geçemedi. İlerleyen dönemlerde, gelişen teknolojiyle akıllı binaların yanı sıra kendi enerjisini üreten, atık dönüşümünü geçekleştiren yeşil binalar da inşaat sektöründe kullanılmaya başlanacaktır.