Kiracının bu yükümlülüğe aykırı davranışları hem kiraya veren hem de taşınmazda oturan diğer kişiler açısından çekilmez hale gelmiş olmalıdır
Ahmet Bal/ İstanbul-Apartmanımız daire sayısı fazla bir bina. Çoğu kişi de birbirini tanımıyor. Ama birkaç kiracı binamızdaki sükûneti bozuyor. Bu konuda daire sahipleri olarak ne yapabiliriz? Bir arada yaşamanın kurallarına uygun davranmayan bazı kişiler, diğerlerini rahatsız edebiliyorlar. Apartmanlarda bu türden sorunlar sıkça yaşanıyor. Ocak ayında kabul edilen Borçlar Kanunu, Kira sözleşmesi ile Konut ve Çatılı İşyeri Kiraları başlığı altında iki bölümde toplandı. Bu kanun bilindiği üzere 2012 yılı Temmuz ayından itibaren yürürlüğe girecek. Yeni Borçlar Kanunu ev sahibi ve kiracı ilişkilerini düzenlerken, bir arada yaşamanın kurallarını da belirtiyor. Yasada Kiralananı özenle kullanma ve komşulara saygı gösterme, bir borç olarak tanımlanmakta. Kiracı, kiralananı, sözleşmeye uygun olarak özenle kullanmak ve kiralananın bulunduğu taşınmazda oturan kişilere, yani komşularına gerekli saygıyı göstermekle yükümlüdür. Kiracının bu yükümlülüğe uymaması ve aykırı davranması halinde kiraya veren, en az 30 gün süre vererek bu aykırılığın giderilmesi, aksi takdirde sözleşmeyi feshedeceği konusunda yazılı bir ihtarda bulunur. Konutlar ve Çatılı işyerleri dışındaki diğer kira ilişkilerinde ise, kiraya veren, kiracıya önceden bir ihtarda bulunmaksızın, yazılı bir bildirimle sözleşmeyi hemen feshedebilir. Konutlar ve çatılı işyeri kirasında, kiracının kiralanana kasten ağır bir zarar verdiği yolunda ciddi endişeler varsa sözleşmenin yazılı bildirimle feshedilebilmesinde şu hususlara bakılır:
1-Kiracıya verilecek sürenin yararsız olacağının anlaşılması gerekir.
2-Kiracının bu yükümlülüğe aykırı davranışları hem kiraya veren hem de taşınmazda oturan diğer kişiler açısından çekilmez hale gelmiş olmalıdır. Bu durumda kiraya veren, yazılı bir bildirimle sözleşmeyi hemen feshedebilir. Ayrıca komşuluk ilişkileri açısından yalnızca Borçları kanunu değil, Medeni Kanun’un 737.maddesi ve devamı maddeleri de düzenlemeler getirmektedir. Bu yasayla da apartman sakinlerinin komşularını etkileyecek taşkınlıktan kaçınmasını öngörülmüş ve mülkiyet hakkına sınırlama getirilmiştir. Kısaca hem Medeni Kanun, hem de Borçlar Kanunu ev sahipleri ve kiracılar arasındaki komşuluk ilişkilerinin kurallarını belirlemektedir.
Emin Yıldız / Kadıköy-İstanbul
Birikimimle bir daire satın aldım. İnanılması güç ama ertesi gün apartman kentsel dönüşüm alanına alındı. Tapu arsa hisseli. Acaba bir problem yaşar mıyım? Tapulu taşınmazlar açısından kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanlarında her hangi bir sorun yok. Gayrimenkul sahiplerine anlaşmaları halinde hakları verilir. Dönüşüm alanının sınırları kesinleştiği tarihte, bu durum, belirlenen sınırlar içindeki gayrimenkullerin tapu kütüğünün beyanlar hanesine kaydedilmek üzere tapu sicil müdürlüğüne, paftasında gösterilmek üzere de kadastro müdürlüğüne bildirilir. Bu arada, söz konusu gayrimenkullerin kaydında meydana gelen değişiklikler belediyeye bildirilir. Kentsel dönüşüm ve gelişim alanı ilan edilen yerlerde; ifraz, tevhit, sınırlı ayni hak tesisi ve terkini, cins değişikliği ve yapı ruhsatı verilmesine ilişkin işlemler belediyenin izni ile yapılır. Kentsel dönüşüm ve proje alanında sınırların kesinleşmesinden sonra yapılan değişiklikler yukarıda açıkladığım şekilde belediyeye bildirilir. Siz daha önce daire satın aldığınız için, işlemler sizin adınıza sürdürülecek. Yani korkulacak bir şey yok.
Not: Geçen haftaki yazıda yanlışlıkla kapıcı dairesi gibi ortak yerlerin kiralanmasında tüm bağımsız bölüm maliklerinin beşte dördünün oyunun gerekli olduğunu ifade ettik. Doğrusu “tüm kat maliklerinin oy birliğiyle” olmalıydı. Bu konudaki hatırlatması için www.katmulkiyeti. com isimli internet sitesinin yöneticisi Ozan Özen’e teşekkürler.
NÜSA UĞUR/Sabah Emlak