Hürriyet Gazetesi Yazarı İsmet Berkan, İstanbul’da uygulanması gereken kentsel dönüşüm projelerine değinerek, yapılacak işlerin doğru ve dürsüt şekilde yapılmadığı takdirde kaybedenini İstanbul olacağını söyledi
Bizde her deprem telaşı ve ardından gelen ‘Hâlâ depreme hazır değiliz’ tartışması hep aynı sihirli formüle bağlanır:Depremden etkilenecek semtlere ekstra imar verilirse bu bir teşvik olur, bu sayede de insanlar binalarını yeniler, depreme dayanıklı binalar yapılır.
Doğrudur, bu bir formül. Üstelik şaşırtıcı biçimde, o olayın bütün taraflarına birden kazandıran bir formül.
Yani, binadaki mal sahipleri kazanacak; ceplerinden beş kuruş para çıkmadan binalar yenilenecek. Müteahhit kazanacak; durduk yerde kat karşılığı inşaat yapacak yeni araziler belirecek. Buna izin veren siyasetçi de oy kazanacak.
Peki kim kaybedecek? Eğer bu ekstra rant dağıtımı düzgün planlanmaz ise kaybeden İstanbul olacak. Belediyenin elinde böyle bir silah var. Şimdi, eğer Başbakan, ‘Oy kaybetmeye razıyız, hepsini yıkıp yapacağız’ derken samimiyse ve dediğini yapacaksa, bence oy falan kaybetmeyecek, tam tersine kazanacak. Çünkü ortaya çıkacak yeni ranttan geniş bir kitle yararlanacak, doğrudan mal sahibi olmayanlar bile düşecek olan kiralar sayesinde dolaylı kazanç elde edecekler.
Son günlerde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın bazı açıklamalarından, bu ekstra imar verme formülünün yeniden ve ciddi biçimde gündeme geldiğini öğreniyoruz. Başta da söyledim, bu illa ve kategorik olarak yanlış diye nitelenebilecek bir formül değil. Ama ‘doğru’ uygulanabilmesi için kaçınılmaz olarak ayrımcı biçimde uygulanması gereken bir formül.
Diyelim İstanbul’da, Adalar, Kartal, Kadıköy, Zeytinburnu, Bakırköy ve Avcılar bölgesi deprem riskini en fazla yaşayan bölgeler. Bu bölgelere ekstra imar verilerek belki bir şey sağlanabilir ama aynı imarın Beşiktaş, Sarıyer, Üsküdar gibi belediyelerde de uygulanması şehri yaşanmaz hale getirme riskini taşıyor.
Şişli’de, Fatih’te veya diğer birinci dereceden risk taşımayan ama yine de çürük bina stoku geniş ilçelerde ne yapacaksınız? Tek tek binalara ayrımcılık yapamayacağınıza göre, ilçe çapında uygulamalar geliştireceksiniz. Belki bu ilçelerde ekstra imar vermek yerine tam tersine kamulaştırmaya gidip bina sayısını azaltacaksınız, bu yolla şehre nefes aldırtacak, yıkılacak binaların yerine parklar, bahçeler inşa edeceksiniz.
Belki aynı rantı bu ilçelere de vereceksiniz. İstanbul’un rantı, başta İstanbullular olmak üzere herkesin iştahını açıyor.
Bakalım belediye yeni bir şey yapacak mı?
İsmet Berkan/Hürriyet