Zaman gazetesi yazarı Günseli Ocakoğlu bugünkü yazısında kentsel dönüşümle ilgili düşüncelerini yazdı…
Kentsel dönüşüm konuşuluyorken Saint-Goben Weber Türkiye Genel Müdürü Levent Gökçe ile görüşeceğim.
Tam da zamanı, bakalım inşaat sektöründe neler oluyor diyorum. Weber markasını sağda, solda, inşaatlarda görüyorum ama tam anlamıyla neyi kapsıyor bilmiyorum. Bilmediğim bu marka 42,1 milyar Euro’luk büyüklüğüyle dünyanın en büyük ilk 100 şirketinden biriymiş. Yapı ürünleri üreten, satan şirketin portföyünde adeta yok yok. Bir kısmının ne işe yaradığını bilmesem de listede seramik yapıştırıcılardan yalıtım ürünlerine kadar pek çok kalem yer alıyor. Grup 64 ülkede faaliyet gösteriyor ve dünya çapında 190 bin çalışanı var. Firmanın Weber kısmına gelince. Saint Gobain’in yapı ürünleri iş kolunda faaliyet gösteren şirketlerinden biri. Sakın ola gözünüzde küçültmeyin 48 ülkede 200’ün üzerinde üretim tesisi ve 10 bin çalışana sahip.
Genel Müdür Levent Gökçe, Türkiye’de 1998 yılından beri faaliyet gösterdiklerini söylüyor. Gökçe, “Toplam 5 fabrika, 8 bölge temsilciliği, 600’ü aşkın bayiye sahibiz. 2008’de Maxit Grubu Saint-Gobain tarafından tüm dünya genelinde satın alınınca beton, tamir ve koruma sistemleri, şantiye genel malzemeleri, mastikler ve zemin sistemleri de Weber’in portföyüne eklenmiş oldu. Weber’in 4 bin metrekaresi kapalı alan olmak üzere 55 bin metrekare üzerine kurulu Adana fabrikasına 15 milyon TL’lik bir yatırım yapıldı. Fabrika hem çevreye duyarlı hem de tasarruf açısından her türlü imkanı kullanıyor. Saint-Gobain Weber, Türkiye’de hizmete girdiği günden bu yana toplamda 100 milyon TL yatırım gerçekleştirdi. 2011 yılında 120 milyon TL ciroya ulaştık. Weber, Türkiye bu sene ilk 6 ay içerisinde 48 ülke arasından 11. sıraya yerleşti. En geç 2 sene sonra Diyarbakır ve Erzurum’da bir fabrika açılması planlanıyor. Bu yatırım için yer arayışı sürüyor.” diyor.
Kentsel dönüşüm beklentisi belirsizlik oluşturdu
Herkes hangi binanın kentsel dönüşümden nasibini alacağını bilmiyor. Eh bilmeyince de hem inşaatlar hem de tadilatlar durdu. Genel Müdür Levent Gökçe durumu sektörel açıdan değerlendiriyor: “Kamuoyunda Kentsel Dönüşüm Yasası olarak bilinen kanun ile oluşan belirsizlik, tadilat ihtiyaçlarında ertelemeye yol açtı. Malzeme üreticileri açısından satışların neredeyse yarısı tadilat, yarısı yeni inşaatlar olduğu düşünüldüğünde, bu olumsuz etkinin büyüklüğü oldukça önemli boyutta. Nitekim ilk 6 aydaki sektör büyümesinin yıllardır ilk defa GSYH’nın altında gerçekleşmesinde bu etkinin de önemli payı olduğunu düşünüyorum.”
Yasa uygulamaya geçildiğinde konut sahiplerinin daha güvenli ve güncel ihtiyaçlarına uygun konut ve işyerlerine sahip olacaklarını ifade eden Gökçe, “Elbette inşaat sektörü de büyüyecek. Ancak uygulama yönetmeliklerinin hazır olmayışı, ekim ayında uygulamaya başlanacağının söylenmesi konut sahiplerinin bu sene için planladıkları tadilatları ertelemesine neden oldu. Çok komplike ve kapsamlı olması beklenen uygulama yönetmeliklerinin düzgün işleyecek şekilde hazırlanması için büyük zaman ve enerjiye ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Bu yönetmeliklerin hazırlanmasında ilgili oda ve derneklerin görüşlerinin alınması ihmal edilmemeli. Aksi takdirde, tam hazır olmadan ‘kervan yolda düzülür’ mantığıyla yola çıkılırsa büyük kargaşaya dönüşebilir, konut sahiplerinin haklarının adil olarak korunmasında güçlükler yaşanabilir. Bu konunun sadece teknik olarak mevcut konut stokunun iyileştirilmesi olarak görülmesi yetersiz bir yaklaşım olur. Konu aynı zamanda çok kapsamlı bir sosyal devlet uygulamasıdır.” diye konuşuyor.
Okullar açılınca yumurta fiyatları neden arttı?
Türkiye ekim ayının ikinci cuması 5. kez Dünya Yumurta Günü’nü kutlamaya hazırlanırken Yumurta Üreticileri Merkez Birliği (YUM-BİR) Başkanı Derya Pala, fiyatlardaki dalgalanmaların tüketimi azaltabileceğine dikkat çekiyor. Anne sütünden sonra en değerli protein kaynağı olarak tanımlanan yumurtanın ülkemizde daha çok tüketilmesi gerektiğini söyleyen Pala, “Dünya yumurta üretimi ve ticaretinde ilk 10 içinde yer alan Türk yumurta sektörü ulusal ve uluslararası pazarda önemli bir oyuncu. Okulların açılışıyla son haftalarda artan yumurta fiyatlarına bakarak üreticileri fırsatçılıkla suçlamak doğru değil. Şu an üreticinin satış rakamı 22-23 kuruş. Geçtiğimiz yıl 20-21 kuruştu. Yumurtacılıkta en büyük maliyet yem. Fiyatların artmasında en önemli etken de yem fiyatlarının artması, ancak artışın geçici olduğunu vurgulamak isterim. Bilinmelidir ki yumurta üreticileri aşırı kâr peşinde değiller ve aşırı fiyatların tüketimi olumsuz etkileyeceğinden biz üreticilerin hiçbir zaman tercih edeceği bir durum değil.” diye konuşuyor.
Pazarın en büyük sorununun üretim planlamasının yapılamıyor olması olduğunu söyleyen Derya Pala, yumurtayı “duygusal pazar” olarak tanımlıyor. Tavukların herhangi bir gerekçeyle strese girebilen canlılar olduğunu, bunun yumurta üretimini azalabileceğini söyleyen Başkan Pala, fiyatların Afyonkarahisar bölgesindeki Başmakçı Kooperatifi’nce belirlendiğini, diğer üreticilerin bu rakamı baz aldığını söylüyor.
Yumurtada kritik pazar Irak
Türkiye’de 2011 yılı itibarıyla 14 milyar adet yumurta üretimi gerçekleşmiş. 2012’nin ilk 8 ayında pazar yüzde 12 büyüyerek 9,5 milyar adet yumurta üretimine ve 210 milyon dolar ihracata ulaşmış. 2012 yıl sonu ihracat rakamı 300 milyon dolar olması bekleniyor. Bu rakam yumurta üretiminin yüzde 25’i. Türkiye AB ülkelerine hiçbir kanatlı ürün ihraç edemiyorken yumurta üreticilerinin gayretiyle yumurta ihracına başlanmış. Böylelikle Avrupa yolu açılmış. Ülkemizdeki ihracatın yüzde 90’ı Irak’a satılıyor. Bu nedenle yumurta üreticileri için Irak kritik bir önem taşıyor. İran, Azerbaycan, BAE, Libya ve Umman da yumurta ihraç edilen ülkeler arasında.
‘Omega ya da selenyum, daha fazla kazanma taktiği’
“Omega ya da selenyum kaynağı olarak adlandırılabilecek bir yumurta çeşidi yok. Hepsi pazarlama taktiği. Yemdeki oranlarını artırırsanız da yumurtayı bu iki elementin kaynağı olarak göstermek doğru değil. Ayrıca selenyum ağır metal, durumu sağlık açısından da değerlendirmek gerek. Aslında bu ürünleri daha pahalıya satarak tüketimi azaltırsınız. Bu da YUM-BİR’in onayladığı ya da desteklediği bir durum değil.” diyen YUM-BİR Başkanı Derya Pala daha pahalıya satmanın değil, yumurta tüketiminin artmasının önemli olduğunu vurguluyor.
Zaman