Kentsel dönüşümde ilk iki ayın tamamlanmasıyla sorunlar da kendisini göstermeye başladı.
Başbakan Erdoğan’ın ‘iktidarı kaybetme’ pahasına başlattığı kentsel dönüşümde ilk iki ayın tamamlanmasıyla sorunlar da kendisini göstermeye başladı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Van depreminden sonra “İktidarı kaybetme pahasına yapacağız” dediği kentsel dönüşüm süreci 5 Ekim’de resmen başladı. Henüz ikinci ayını geride bırakan projenin uygulamaları incelenirken inşaat sektörünün ileri gelenleri halkı oluşabilecek sorunlara karşı uyarıyor.
Dünya.com’un sorularını yanıtlayan Proje geliştirme ve pazarlama uzmanı ve Life in Vera satış direktörü Eyyüp Albayrak, kentsel dönüşüm sürecinin beklendiği gibi hızla gerçekleşmeyeceğini söyledi. Albayrak, “Türkiye hukuksal olarak hızlı hareket edemiyor. Hukuk sistemindeki birçok boşluk gidişatı kilitleyebilir. Bu süreç çok sancılı geçecek. İnsanların bekledikleri kadar da hızlı bir dönüşüm olmayacak” dedi.
Dönüşüm sürecinde öngörülemeyen birçok faktörün ortaya çıkacağını ileri süren Albayrak şöyle devam etti “Çünkü hacim büyüyecek. 5-6 apartmandan fazlasını alıp bir projeye girdiğiniz zaman yaşayabileceğiniz sorunlar artacak. Bazı projelerde kilitlenmeler olacak. Türkiye’de hukuk sistemi 3’te 2 çoğunluğu üzerine kurulmuş olsa da, birçok boşluktan dolayı gidişat kilitlenebilir. Mülkiyet hakkı, mülk dokunulmazlığı gibi konular var. Örneğin Kentsel dönüşüm sürecinde yıkılan bir bina depremde yıkılmıyor, içindekiler de memnun. Fakat bina bütün mahallenin ortasında kalıyor o olmazsa olmaz hale geliyor. Mahallelinin genel refahı için ortadaki binayı yıkmak istiyorsunuz. Bu sefer o binanın sakinlerine daha cazip bir teklif sunmanız gerekir. Aslında bunun tam bir formülü yok. O yüzden bu süreç çok sancılı geçecek. İnsanların bekledikleri kadar da hızlı bir dönüşüm olmayacak.”
Müteahhitin beklentileriyle mahallelinin beklentileri örtüşmüyor
Kentsel dönüşümün bütün ev sahipleri için uygulanmasının sorun teşkil ettiğine dikkat çeken Albayrak, “Bir de şu kötü oldu bütün İstanbul halkının kimi işgalci de olsa beklentileri çok yüksek. Kimi gecekondusunu verip daha büyük bir daireye geçmeyi planlıyor. Hangi semte gitsek bunu görüyoruz.Güneş görmeyen dairesini en güney cepheye çevirmeye çalışıyorar. Kendi dairesi iyi konumda olanlar iki tane daire almanın hesabını yapıyor. Arzla talep bu dönemde buluşamıyor yani müteahhitin beklentileriyle mahallelinin beklentileri örtüşmüyor. Şu an o evlerde yaşayanların beklentileri piyasanın çok üzerinde” diye konuştu.
Durumu şehir efsanesine benzeten Albayrak, “Herkes çok güzel bir proje beklentisi içinde, halkta “aşağıdaki mahalle bu projeyi aldıysa biz daha iyisini almalıyız diye” bir algı var. İşte bu algı sistemi kilitleyecek” dedi.
Vera grup olarak kentsel dönüşüm projelerine mesafeli yaklaştıklarının da altını çizen Albayrak, “Biz önce ilk uygulamaları görmek istiyoruz. Daha sonra Bağcılar’da düşündüğümüz bir yer var orası için harekete geçeceğiz” diye belirtti.
İnşaat sektöründe BDDK, SPK gibi bir yapı şart
İnşaat sektöründeki sorunların giderilmesi açısından üst bir kurula ihtiyaç olduğunu söyleyen Albayrak, “Bakanlığın attığı adımlar ve niyetler çok iyi fakat bakanlık sayısı çok fazla. Her bakanlık hergün farklı bir açıklama yaptığında kafa karşıklığı başlıyor. 6 farklı bakanlık sektöre kendi pencerelerinden bakıp yorumlar yapabiliyor.
Maliye bakanlığının vergileri artırması, şehircilik bakanlığının proje çıkarması ulaştırma bakanlığının farklı projeleri, belediyelerin uygulamaları birbirinden bağımsız olmamalı. 6 bakanlık ve belediyelerin uygulamalarında uzlaşma şart. Bu nedenle inşaat sektöründe de bir büst yapı oluşmalı. BDDK, SPK gibi. Bu tip çok sesliliği önleyecek kafa karışıklığını ortadan kaldıracak yapı oluşmalı” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Emine ÇAĞLAYAN/DÜNYA