Çok uzun yıllardır, Türkiye’nin kanayan yarası “kamulaştırma mağduriyeti ve mülkiyet hakkı ihlalleri” hakkında yeni düzenlemeler bugün Resmi Gazetede yayımlandı.
6487 sayılı Torba Yasa’nın 21 ve 22. Maddelerinde yeni mülkiyet hakkı ihlallerine yol açabilecek hususlar…
Öncelikle, Yargıtay 5. Hukuk Dairesi Kararlarında da seçimlik bir hak olduğu belirtilen “uzlaşma” dava şartı haline getirilmiştir. Böylece taşınmazına fiilen el atılmış vatandaş dava açamayacak, öncelikle uzlaşma sürecine girme durumunda kalacaktır. Aksi halde açtığı dava reddedilecektir. Halbuki, taşınmazı gasp edilmiş mağdur vatandaş, başka bir çözüm yolu kalmadığı cihetle, dava yoluna gitmek istemektedir. Bu sebeple bu saatten sonra vatandaşa ister uzlaşmaya gitme, ister dava açma hakkı seçimlik/serbest bırakılmalıydı. Mağdur vatandaş hangi yolu kendi menfaatine uygun görüyorsa o yola başvurabilmelidir. Kaldı ki, vatandaş aleyhine olan bu yeni düzenleme Yargıtay 18. Hukuk Dairesi tarafından uygulanmaya başlanmıştı.
Ayrıca; yeni düzenlemeye göre, taşınmazının tasarrufunu kaybetmiş vatandaşa, kamulaştırma bedeli de yıllara paylaştırılarak taksitle ödenecek ve bedelin tahsili amacıyla idarelerin mal, hak ve alacakları haczedilemeyecektir.
Yine, yeni düzenlemeye göre dikkat edilmesi gereken diğer bir husus; Uzlaşma başvurusundan netice alamayan vatandaş, uzlaşmazlık tutanağının tanzim edildiği tarihten itibaren üç ay içinde bedel tespiti davası açma durumundadır.
Hukuki el atma halinde, diğer bir deyişle; taşınmazı, kamusal alan (okul alanı, yeşil alan vs.) belirlenmek suretiyle tasarrufun kısıtlanması durumunda, 09.04.2012 tarihli Uyuşmazlık Mahkemesi kararında da belirtildiği üzere; malik, yeni düzenlemeye göre idari yargıda dava açmak durumunda kalacak olup, bu hüküm kesinleşmemiş tüm davalara uygulanacaktır. Türkiye’de hukuki el atma davaları sürecinde ciddi bir yol katedilmiş ve çok sayıda mağdur vatandaşın mağduriyeti giderilmiş iken, bu yeni düzenleme ile bunların aksayacağı anlaşılmaktadır.
Yeni düzenlemede; “Mahkemelerce idare adına tescil kararı verilen kamulaştırmalarda tebligatlar ve diğer kamulaştırma işlemleri tamamlanmış sayılır” hükmü Yargıtay 5. Hukuk Dairesi’nin yerleşmiş içtihatları ile çelişmekte olduğu gibi çok ciddi yeni mağduriyetlerin oluşmasına sebebiyet verecektir. Ayrıca, bu kamulaştırma işlemleri sebebiyle hiçbir hak ve alacak talebinde bulunulamayacağı – kamulaştırmaya veya bedeline karşı itiraz davaları açılamayacağı – devam eden davalar için de bu hükümlerin uygulanacağı belirtilmiştir. Uygulamada sıkça görülen; usulüne uygun olarak yapılmamış tebligat neticesinde mülkiyet hakkını kaybeden vatandaşın yeni düzenlemeye göre yargı yoluna başvuramamasının ise izahı mümkün değildir.
söz konusu yeni düzenlemeler, mülkiyet hakkı ihlalleri sebebiyle açılan davalar neticesinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde defalarca tazminat ödemeye mahkum edilmiş olan Türkiye için aynı durumun katlanarak süreceğini gösteriyor.