1750 Adetten Fazla Türkiye'nin En Güzel Villa Modelleri İçin Resme Tıklayabilirsiniz..

Kaçımız Ev Alırken Depreme Uygunluk Belgesini Soruyoruz?

Gazeteler ve ekranlar birbirinden harika konut, iş yeri, iş merkezi reklamından geçilmiyor. Rakamlara baktığımızda bunların neredeyse tamamının satıldığını öğreniyoruz. Üstelik fiyatı 200-300 bin liranın altında olanı da yok

Bir ev ya da iş yeri alırken ilk sorduğumuz, “Kaç metrekare, kaç oda?” Binanın diğer özellikleri sonra geliyor. Manzarası, otopark, spor salonu, alışveriş yapılabilecek yerler, bakım-onarım destekleri…

Çok merak ediyorum, acaba kaç kişi beğendiği evi gezerken “Bu binanın zemin etüdü yapıldı mı, statik hesapları iyi kontrol edildi mi ya da depreme uygunluk belgeniz var mı?” diye soruyor.

Dün bazı satış ofislerine sordum, sadece “Depreme dayanıklı değil mi?” sorusuyla karşılaştıklarını söylediler. Diğer sorular neredeyse hiç sorulmuyormuş. Deprem konusunda da “belge gösterin” diyen çok azmış. Evi beğenen “Tabii ki depreme dayanıklı, zaten 1999’dan beri bu yönetmeliğe göre yapılıyor” beyanını yeterli buluyormuş.

Demek ki bir ev alırken deprem konusunda vatandaş olarak bize düşen görevi de layıkıyla yerine getirmiyoruz. Bunu bir kenara yazmak gerek.

Önceki günkü yazımda deprem yönetmeliğine uygun inşaatların büyük kentlerde yapıldığını, küçük yerleşim birimlerinde denetimlerin savsakladığını, bunun Van’da ortaya çıktığını yazmıştım.

Bu yazım üzerine AKP’li olmayan bazı belediye başkanlarından mesajlar aldım. Diyorlar ki “Siz her yerde denetimi aynı sanın. Eğer AKP’li belediye değilseniz işiniz çok zor.”

Neden? AKP’li belediyeler denetim yapmıyor mu?
Elbette yapıyorlar. Ama iktidar partisinden olmamak burada da etkisini gösteriyormuş.

Bir CHP’li belediye başkanı “Kılı kırk yarıyoruz. O nedenle müteahhitler bizim alanlarımızda çalışmaktan pek hoşnut değil. Çünkü öncelikle deprem konusunda çok duyarlı davranmak zorundayız hem de AKP’li Büyükşehir Belediyesi’nin şerrinden kurtulmak için çok daha sıkı çalışıyoruz” dedi.

Aslında bu iyi haber. Çifte denetim gibi bir şey. AKP’li olmayan bir belediye, bağlı olduğu büyükşehrin ya da Bayındırlık Bakanlığı’nın korkusundan daha özenli çalışıyor.

Peki bu, AKP’li belediyelerin daha duyarsız olabileceğini mi gösteriyor?
Elbette hayır. Ama aldığım bu bilgi üzerine konuştuğum bir müteahhit “AKP’li belediyeler usulsüzlüğe göz yumuyor diyemem ama, istismara açık uygulamaları var” dedi.

Nasıl olduğunu sordum, anlattı. “İstanbul’un birçok yerinde inşaatlarım var. Hem AKP’li hem de diğer partilerden belediyelerle işim oluyor. CHP’li bir belediye bize hayatı zindan ediyor. Tam eski devlet çarkı gibi işletiyorlar sistemi. Ama AKP’li belediyelerde, hele işini üstlendiğimiz mal sahibi AKP’li ise işimiz çok daha kolay. Onay ve izinleri çok rahat alıyoruz. Biz düzgün çalışıyor olabiliriz, ama başka müteahhitler AKP’li belediyelerle çok içli dışlı, birbirlerine çok güveniyorlar, buna karşı aynı özeni gösterip göstermediklerini bilemem. Aralarından kötü niyetliler de çıkabilir.”

Demek ki İstanbul’daki yapıların gerçekten düzgün olup olmadığını ancak Van depremi gibi bir depremde öğrenebileceğiz.

*****

Ülkemizdeki “kötü yapı stoğu”nu, depremlerle ve binaların içinde insanlar varken eritmekten daha akılcı bir yöntem olmalı! (Gani Yıldız)

Vatan/Can Ataklı

Hakkında: SerMimar

Osmanlılarda mimarbaşı, SerMimaran-ı hassa. osmanlı hanedanının ve büyük devlet adamlarının yaptıracakları binaların projelerini yapmak ve bunların uygulanması için gerekli mimarları, teknik elemanları atamak, büyük kentlerdeki mimarları atamak, hassa mimarlarını yetiştirmek, kent ve kasabalardaki bütün mimar ve ustaların kayıtlarını tutmak SerMimar'ın görevleri arasındaydı.

Ayrıca...

İş Dünyasından “Deprem Fonu” Önerisi

Beklenen İstanbul depreminin ekonomik hasarını telafi edebilmek için en az üç Marmara Bölgesi’ne ihtiyaç duyulduğunu …