Yaygın endişelerimize göz atıp, onlar için bunca zaman harcamaya değip değmediğini anlamak bazen yararlı olur.
1. Yarınki ihtiyaçlarımızı karşılamak için yeterli para olmayacağı endişesi (şöyle ya da böyle, bugün hayatta kalmayı başarırız).
2. Gelecekte beden sağlığının yitirileceği endişesi.
3. Yalnız bırakılacağımız, reddedileceğimiz ve aldırış edilmeyeceğimiz, sevgi ve arkadaşlıktan yoksun bırakılacağımız endişesi.
Dördününde yarınla ilgili endişeler olduğunu görüyorsunuz. Biraz düşünürsek bu dört endişenin de nadiren gerçekleştiğini anlarız. Enerjimizi yapıcı bir biçimde kullanmak yerine endişelenerek boşa harcıyoruz.
İlginç olan şu ki bir kez endişelenmeye başlandı mı endişe duyulan şey önemini yitirir. Bulmak için her taşı kaldırmamız gerekse bile her zaman endişelenecek bir şey bulunur. O eski endişelenme huyunu bir kez kazandık mı endişelenecek bir şey bulmak hiç zor olmaz. Endişe alışkanlığının üstesinden gelmenin ilk adımı onunla işinizin bittiğini kabullenmektir.
“Endişelenerek vaktimi boşa harcamayacağım artık” demelisiniz. Kötü bir alışkanlıktan vazgeçerken olduğu gibi ondan vazgeçmeye istekli olmalıyız. Bir tabağı masadan kaldırıp mutfaktaki rafa yerleştirdiğimiz gibi endişeyi alıp “dokunmayınız” dosyasına yerleştirmeliyiz.
ENDİŞE İLE BAŞA ÇIKMANIN YOLLARI
Aynı anda iki şey düşünemeyeceğinizi biliyor musunuz? Bazen öyle hızlı düşünürüz ki aynı anda birçok şey düşünüyormuşuz gibi gelir; ama aslında bir seferde yanlış bir düşünce üzerinde dikkat yoğunlaşabilir. Bir dakika içinde yüz elli fikir ya da düşünce geçebilir ama saniyeden az bir zaman içerisinde de olsa, her seferinde bir düşünceyi düşünebiliriz ancak. Bu yüzden endişenin aklımıza girmesine izin verdiğimizde, Güç’le dolu olumlu bir düşünceyi dışlamış oluruz.
Şimdi siz de bende biliyoruz ki birçok fiziksel hastalığın temel nedeni endişedir; biliyoruz ki endişe en derin arzularımıza tamamen karşı olan olumsuz düşüncelere kapılmamıza neden olur. Endişe her bakımdan bir sorun yaratıcıdır. Endişenin üstesinden gelmenin ilk adımı, endişenin hiçbir şey kazandırmadığını, sahibine zarar verdiğini, en büyük arzularımızın gerçekleşmesine engel olduğunu, uzun vadede hayatımıza olumsuz etkileri olacağını kabul etmektir.
Kaynak: %100 DÜŞÜNCE GÜCÜ / JACK ENSIGN ADDINGTON