GYODER Kurucu Başkanı ve Krea Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Kodal mahalle bazında dönüşümlerin İstanbul’daki kent dokusunu çağdaş niteliğe kavuşturabileceğini kaydetti.
Medipol Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve Finansman Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kerem Alkin, “Barcelona lokasyon tanımlarını süratle yaparken İstanbul geride kalmamalı. İstanbul’da her şeyi her yerde yapabiliyorsunuz. Lokasyon tanımlarını yapmamız lazım.” dedi.
Alkin “Yeşil Rapido 2. Yeşil Binalar ve Ötesi Konferansı”nda, Beyaz Saray’ın 1999 yılında yaptırdığı büyük ölçekli bir araştırmaya göre, 21. yüzyılın ekonomik açıdan tüm dünya için son derece sıkıntılı geçeceğini anımsattı.
Sürdürülebilir geleceğin sürdürülebilir büyüme ve yeşil büyümeyle doğrudan bağlantılı konular olduğunu ifade eden Alkin, rekabet içindeki global şehirler arasında İstanbul’un hala kentsel anlamda katma değer tanımlarını yapamadığını belirtti.
“İstanbul’da lokasyon tanımlarını yapmamız lazım”
Alkin, sürdürülebilirlik kültürünü geliştirmek için şehirleri dönüştürmek gerektiğini belirterek, Dünya Bankası araştırmasına göre 21. yüzyılda ülke ekonomilerinden ziyade 30 seçkin şehrin dünya ekonomisini yöneteceğini söyledi.
Alkin şöyle devam etti:
“Dünya ekonomisini yönetecek şehirler arasında İstanbul’un yer almasını sağlamamız lazım. Bunu gerçekleştirebilmemiz için İstanbul’un lokasyon tanımlarını yapmış olmamız gerekiyor. Şu an İstanbul’la ilgili en büyük problemimiz lokasyon tanımlarının yapılamaması. Barselona lokasyon tanımlarını süratle yaparken İstanbul geride kalmamalı. Lokasyon tanımlarını yapmamız lazım. İstanbul’da her şeyi her yerde yapabiliyorsunuz.
Oysa şehrin 20 yıl öncesinden başlayarak, lokasyon tanımlarının olması gerekirdi. İstanbul’un neresinde ticaret yapılacak, neresinde sanayi üretimi yapılacak neresinde yüksek nitelikte hizmetler sektörü faaliyet gösterecek, İstanbul’un neresinde normal yaşam yürüyecek bunların lokasyon anlamında tanımlarının yapılması gerekiyordu. Bu tanımlar maalesef eksik olduğundan dolayı İstanbul’da inanılmaz bir mobilite var. Bu mobilite bir yandan iyi gibi gözüküyor ama bir yandan da kilometre olarak baktığımız zaman şehirde bir noktadan bir noktaya mobilitenin bu kadar yüksek olmasının bazı ciddi sorunlara sebep olduğunu da bu anlamda gözlemlemekteyiz.
Şehirlerin büyük bir kısmı önümüzdeki dönemde kendilerini bu anlamda iyileştirmeye devam ediyor. Mesela Barcelona’nın da benzer sorunları yaşayan bir şehir olması nedeniyle açıklamalardan yararlanarak şimdi lokasyon tanımlarını ciddi manada yapma gayreti içerisinde olduğunu gözlemliyorum.”
“Hedefimiz 2020 yılında bu mahalleyi yaratıcılığın merkezi haline getirmek”
Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) Kurucu Başkanı ve Krea Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Kodal ise kentsel dönüşümde dikey dönüşümden ziyade yatay dönüşümün uygulanabilmesi için yaptırım etkisi kuvvetli yasal altyapının sağlanması gerektiğini söyledi.
Yatay dönüşümü önceleyen sürdürülebilir kentsel dönüşüm projelerinin hak sahipleri açısından karlı bulunmadığını ifade eden Kodal, mahalle bazında dönüşümlerin İstanbul’daki kent dokusunu çağdaş niteliğe kavuşturabileceğini kaydetti.
Yeni nesil kentsel dönüşümde duvarları yüksek, küçük küçük yapılar halinde yaşam merkezlerinin görüldüğünü aktaran Kodal, Tomtom Mahallesi kentsel dönüşümünü örnek gösterdi. Kodal bölgeye ilişkin şunları söyledi:
“Tomtom Mahallesine yatırım yapmaya başladığımızda fark ettik ki tasarımla ilgili çok mekan var, sanat galerisi var. Cihangir ve Çukurcuma’da çok sayıda antikacı var. Antikacılarla beraber o bölgeye inanılmaz tasarımcılar gelmiş. Ahşaptan oyulmuş kartvizitlik üreten bir küçük mağazadan tutun yeni nesil aksesuar ve mobilya tasarımı yapan mağazalar var. Bin liraya yastık satan bir dükkan var mesela. ‘Kime satıyorsunuz bunu?’ dediğinizde ‘Galataport’a kruvaziyerler geldiğinde Amerikalılar gelip en çok bu yastıkları alıyorlar.’ diyor satıcı.
Biz mahallemizi keşfettiğimizde dedik ki, bizim projemiz kesinlikle sadece konut işi değil. Biz bir mahalle projesi yapacağız ama mahallede olmayan bir şeyi getirmeyeceğiz. Bu mahallenin özünde ne var? Yaratıcılık var, sanat var, ticaret var ve dedik ki binaları tek tek dönüştüreceğimize bütün bir mahalleyi dönüştürmeye çalışacağız. Hedefimiz 2020 yılında bu mahalleyi yaratıcılığın merkezi haline getirmek.”
“Yeşil binaların iç hava kalitesi yüksek”
Erke Sürdürülebilir Bina Tasarım Danışmanlık Kurucu Ortağı Cemil Yaman da LEED sertifikalı yeşil binaların inşaat sırasındaki kirlilik ve enerji tüketimi konusunda çevreci olduğunu kaydetti.
Türkiye’de toplam 191 sertifikalı LEED uzmanı bulunduğunu belirten Yaman, “Yeşil binalar konusunda yeterince uzman bulunmuyor. Mimar ve mühendisleri bu alanda çalışmaya davet ediyorum.” dedi.
İşletmelerin normal binalar yerine yeşil binaları tercih etmesi halinde işletme maliyetlerine yüzde 9, bina değerinin artmasına yüzde 7,5 katkı sağladığını dile getiren Yaman, şirketlerin yeşil binalarla iç hava kalitesi daha yüksek yapılar elde ettiğini söyledi.
Siemens Gebze Tesisinde yüzde 30 enerji tasarrufu sağlandığını aktaran Yaman, “Torium AVM’de müşteri bizden sadece LEED Sertifikası istedi ama ek hiçbir maliyet olmadan LEED altın sertifikasını aldık. Müşteri için de sürpriz oldu.” bilgilerini verdi.