Bahçeşehir Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Dekanı Ahmet Eyüce ‘Dünyada en iyi mimarlık eğitimi İstanbul’da yapılabilir. İstanbul yaşayan mimarlık tarihidir’ diyor…
Gençlerin üniversiteye girme telaşının yaşandığı son günlerde giderek popülerleşen ‘mimarlık ve tasarım eğitimini’ yaşamını mimarlığa adamış olan veren Bahçeşehir Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi’nin dekanı. Prof. Dr. Ahmet Eyüce ile konuştuk. Eyüce’nin genç mimar adaylarına yol gösterecek açıklamaları şöyle:
– Akademik hayatınız nasıl geçti? Kısaca bahseder misiniz?
1973’te Ortadoğu Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Bölümünden mezun oldum. Mezuniyetten sonra 8 yıl Dokuz Eylül Üniversitesi’nde asistanlık yaptım. Ayrıca bu 8 yılda master ve doktoramı tamamladım. 1981 yılında Suudi Arabistan’ın Cidde kentine gittim ve 1988’e kadar Cidde Kral Abdul Aziz Üniversitesi’nde öğretim üyeliği yaptım. Daha sonra tekrar 1988’de Dokuz Eylül Üniversitesi’nin Mimarlık Bölümüne Doçent öğretim üyesi olarak geri geldim ve 1994’e kadar orada çalıştım. Yine o yıllarda İzmir’de kurulmakta olan İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nün Mimarlık Bölümü’nde kurucu öğretim üyesi olarak görev aldım ve Profesör oldum. Oradan sonra da Bahçeşehir Üniversitesine geldim ve Mimarlık Bölüm Başkanlığını yürüttüm. Şuanda dekanlık görevimi sürdüyorum.
– Suudi Arabistan mimarisine dair izlenimleriniz neler?
O zamanlar çok farklıydı. Daha inşa edilmekte olan bir Cidde vardı. Tabii ki 30 yıl öncesinden bahsediyoruz. Mekke’nin eski dokusu yıkılıp yeni Mekke ve Medine inşa ediliyordu. O yıllarda yetişmiş insan gücü çok fazla değildi. Düşünün, Suudi Arabistan’da öğretim üyesi olarak gittiğim üniversitede benimle birlikte 54 öğretim üyesi vardı ve sadece biri Suudi Arabistanlı’ydı.
– ‘Her üniversitenin ayrı bir dokusu var’ diyorsunuz, fakülteniz için neler söyleyeceksiniz?
Yerine sığmayan çok dinamik bir yapıya sahip olan bir okulumuz var. Merkez kampusumuz Beşiktaş ama zihinlerdeki Bahçeşehir Üniversitesi Kampusu bütün dünya. Çünkü yurtdışındaki birçok ülkenin üniversiteleri ile sürekli bilgi alışverişi içerisindeyiz.
– Türkiye’de mimarlık ve tasarım bölümüne karşı talep nasıl?
Talep sıkıntısı yaşamayan bir bölüm. Bizim üniversitemizde yüzde 100 oranında doluluk var. Alanında en iyi profesörlerle çalışıyoruz ve teknolojinin en son yenilikleri ile düzenlenmiş araç ve gereçlere sahibiz. Dünyada en iyi mimarlık eğitimi İstanbul’da yapılabilir. Çünkü İstanbul yaşayan mimarlık tarihidir.
IŞSİZ MEZUN YOK
– İşsizlik yeni mezunların en büyük sorunu. Mimarlık fakültesinden mezun olan öğrencilerin iş olanakları nasıl?
Mezunlarımızın performansını izliyoruz. Şuanda birçok mezun zaten eğitimine devam ediyor, işsiz öğrencimiz yok. Öğretim üyesi olmalarına da olanak tanıyoruz. Ayrıca üniversitenin dış dünya ile mezun öğrencilerini gözeten ilişkiler içerisinde olmasını da önemsiyoruz. Bu yüzden biz de Coop’u oluşturduk.
– Coop nedir?
Aslında Coop öğrencilere uzun süreli staj yapma imkanı sunuyor. Bunun dışında örneğin vitracam yapan bir firmanın genel yöneticisini üniversitemize çağırıyoruz ve burada öğrencilere uygulamalı olarak bu sistemi anlatmalarını istiyoruz. Fabrikalarına götürüp aktarıyorlar ve başarılı olan öğrencilerimize de iş imkanı sunuyorlar.
EĞİTMEN BAŞINA 10 ÖĞRENCİ
– Tasarım eğitiminde fakülte olarak izlediğiniz yol nasıl?
Tasarım kara tahtada verilecek bir ders değil. Herkesin yeteneği aynı renkte değil. Bizim odak noktamız öğrencimizdir. Birebir iletişim ve etkileşim yüksek öğretimde oldukça önemli. Maalesef öğrenci ve öğretmen iletişimini sağlayabilen üniversite sayısı çok az. Fakat biz öğrenciye özel bir eğitim vermek zorundayız bu yüzden fakültemizde 10 öğrenciye bir eğitim üyesi veriyoruz.
Akşam
