Yapı stokunun yüzde 70’i potansiyel riskli olan İstanbul’da kentsel dönüşümün vakit kaybetmeden tamamlanması gerekiyor. Ancak vatandaşların yüksek beklentileri, finansman sıkıntıları, artan inşaat maliyetleri, yetersiz insan kaynağı, mevcut hukuki sıkıntılar ve merkezi yönetim ile yerel yönetimler arasındaki uyum eksikliği, hayati öneme sahip bu dönüşümün gecikmesine neden oluyor.
Üsküdar’da 55 yıllık bir apartman dairesinde oturan işçi emeklisi Savaş Demir’in binasının sağlamlığı konusunda son yıllarda endişeleri giderek artıyor. Özellikle Kahramanmaraş merkezli depremin ardından da endişeleri korkuya dönüştü. “Binamızın oturduğu zemin sağlam, müteahhit de zamanında iyi yapmış. Ama çok eskidi, artık yenilenmesi gerekiyor” diyor. Ancak bu iş hiç de Savaş beyin söylediği kadar kolay değil.
Apartman sakinleri kentsel dönüşümün hız kazandığı, çevre apartmanların yenilendiği bir dönemde, belediyeye başvurup neler yapabileceklerini araştırdılar ve ilk şoku orada yaşadılar. Zira 12,5 metre olan apartman yüksekliği yeni imar düzenlemesinde 9,5 metre olarak belirlenmişti. Bina sakinleri durumu tartışırken önce pandemi başladı, ardından da hızla yükselen enflasyon nedeniyle inşaat maliyetleri katlanarak arttı. “Birkaç yıl önce daire başına 350 – 400 bin TL’ye binamızı yenileyebiliyorduk. Şimdi 1,5 milyon TL oldu. Binada bu rakamı ödeyebilecek kimse yok. Kat hakkımız da yok. Artık bu işi yapmamız çok zor” diyor Savaş Demir.
Haberin devamı Bloomberg Businessweek Türkiye’de!