Yeryüzünde 600 milyon insan deprem açısından riskli bölgelerde yaşarken, Türkiye nüfusunun % 98’i deprem tehdidi altında ve en önemlisi %73’ü de aktif fay üzerinde yaşamaktadır. Bunun yanında barajlarımızın %95’i bu tehlikeli topraklar üzerinde inşaa edilmiş,124 enerji santralinin çoğu birinci derecede deprem bölgelerinde kurulmuştur.
Dünyanın en aktif deprem kuşaklarından olan Türkiye’de ölçümlerin yapıldığı 1900’lü yıllardan sonra 90 büyük deprem olmuş ve 82 372 kişi hayatını kaybetmiştir. Buna Van’ı da eklersek 83 bin insan hayatını kaybetmiştir.
1999 Marmara depreminde…..n sonra deprem vergisi konmuş, Ak Parti döneminde kalıcı olarak yasallaşmış ve bugüne kadar 50 milyar toplanmış, yoksullara binaları yenilemek, binaları yeniden yapmak amacıyla konulmuştu. Ne yazık ki hiç bir önlem alınmamıştır. Bakan Mehmet Şimşek “bu parayla otoban yaptık, şunu bunu yaptık açıklaması yaparak insan hayatına ne kadar önem verildiğini ortaya koymuştur.
Şimdi 50 milyarla olası depreme Türkiye’yi hazırlamayan anlayış deprem vergisini otobanlara, yollara harcayıp insan hayatını hiçe saymıştır. Ve şimdi deprem bölgelerine yardım götürüp TV ekranlarında günah çıkarıyorlar; ayıptır, günahtır. Ülkemiz bunları hak etmiyor diye düşünüyorum
Türkiye’nin en çok göç alan ve uzmanlarca beklenen depremde çok acı yaşanacağı söylenen İstanbul’la yazımı devam ettirmek istiyorum 1988 yılında deprem uzmanı Oğuz Gündoğdu hocamızla yaptığımız “7 Tepede Deprem Olacak” röportajını sür manşet yayınladıktan sonra arazi mafyalarından, belediye başkanlarından yoğun tepki aldık ve bir yıl sonra deprem oldu, binlerce insan hayatın kaybetti.
İstanbul’da yeşil sahaları yok eden, büyük olasılıkla beklenen İstanbul depreminde….. çadır konulacak yeşil alan imar tadilatlarıyla yandaşlarına peşkeş çeken caddeleri sokakları satıp, daracık sokak açan bir depremde İstanbul trafiğini felç eden imarlara imza atan anlayışlar bugün TV’lerde utanmadan timsah gözyaşları döküp ve “şöyle yapacağız, böyle yapıcağız” diye halen yorum yapıyorlar, ayıptır.
Van depreminde….. Türkiye’yi birleştiren, tek yumruk yapan 73 milyon insanın Van’da yüreğinin atmasını sağlayan CNN TÜRK, Kanal D, ATV, Star TV, FOX, NTV, Kanaltürk, Beyaz TV, A Haber, 24, Habertürk, Kanal 58, Fenerbahçe TV, Bea TV, Powerturk TV’’ye ,sanatçılara teşekkür ederim. Fakat toplanan paralar takip edilmezse, verilen bağışların günahları bu organizeyi yapanların ve görevini yapmayan medyanın omuzlarına kalacaktır.
Yapı Denetim Kuruluşları Birliği İstanbul Şube Başkanı Tekin Saraçoğlu, “1999 sonrası deprem yönetmeliğine uygun binaların bile yıkılması, güvenlik sorununu yeniden gündeme getirdi. Yapı Denetim Kuruluşları Birliği, denetimin yapıldığı 19 ilde yapılaşmanın kontrol altına alındığını açıkladı ancak bir iddiada Türkiye’nin geri kalanı için manzaranın tüyler ürpertici olduğunu ortaya koydu. Vasıfsız malzemeler kullanılmadı. Önceleri çok rastladık ancak sonradan böyle malzemeler görülmedi. Bu malzemeler nerelere gitti? Yapı denetimi olmayan illere gitti. Bakın, bu yıkılan binaların malzemesinin de test edilmesi lazım” dedi.
Depremde Erciş’te yerle bir olan 47 binanın yapımında Marmara Depremi sonrası Afet Yönetmeliği’nce yasaklanan burgusuz demir kullanıldığı ortaya çıktı. Eğer adil yargılama yapıp bu inşaatları teslim alan, onay veren sorumlular acilen içeri alınmazsa, Türkiye’nin başka illerinde de bu kalitesiz inşaat malzemeleri kullanılacak ve sonuç yine acı olacaktır.
Depremlerdeki ölümlerin tek sorumlusu zeminlerinin yapılaşmaya uygun olmayan sit alanlarını ve özellikle deprem riski taşıyan, İmarlar Odası tarafından kaygan bölge olarak ilan edilen arazileri imara açıp yandaşlarına rant sağlayan Belediye başkanları, Meclis üyeleridir. Eğe Yargı suçluları cezalandırırsı örnek olacak ve bir daha görevi kötüyü kullanmak için miste insan canına kıyan kararlara imza atmayacaktır
İstanbul’daki kent merkezlerinde yapılan inşaatların tamamına yakını uygunsuz ve kaçaktır. Şimdi bu bölgeler de hukuksal anlamda suç işliyor. ‘Kentsel Dönüşüm’ adı altında bir ‘rantsal dönüşüm’ yapıyorlar. Bu haksız, hukuk dışı, yasa tanımaz yapılaşmalar imar kanununa, şehircilik ilkelerine ve yerel yönetimler yasasına tamamen aykırı. Kararları alırken ” Belediye başkanları bu gücü ve cesareti nereden ve kimden alıyor, tabiî ki hükümetlerden. Yarın hesabını da hükümetler verecek.
Gelelim yüksek katlara: “İstanbul Mimarlar Odası olarak Kadıoğlu’nun kentsel yağma ve keyfi içinde aşırı ağırlıklara, İstanbul’un belli noktalarında özellikle Esenyurt, Beylikdüzü, K. Çekmece, Büyükçekmece ve Avcılar’da yapılan zemin etüdü raporlarına göre İstanbul’da olası depremde çok büyük riskler vardır. Raporun can alıcı noktası ise “Bu bölgelerde yapılan çalışmalarda zeminin sıvılaştığı görülmüştür. Siz sıvılaşan bir zemin üzerine istediğiniz kadar bodrum yapın, istediğiniz kadar beton ve demir yığın, hiçbir şey ifade etmeyecektir. Çünkü zemin bu yükü taşıyamaz.
Şimdi bu tarihi açıklamayı hükümet dikkate almadığı için bu rant inşatları durdurulmamış. Bu kadar insanın hayatını hiçe sayan, şehircilik kanunlarını çiğneyen, yasaları hiçe sayan, hukuk dışı yapılaşmayı durdurmayan, muhalefet edenlere siyasi bakmakla suçlayıp 73 milyon insana “biz gerekeni yapıyoruz “diyen bir anlayış. Bugün bu haksız rant imar tadilatları durduramıyor, hesabını soramıyorum ama bu gariban, emekçi halkın hakkını birilerinin derinlemesine soracağına inancım tamdır.
En önemlisi1999 depreminde…..n sonra olası bir deprem için İstanbul’da 480 tane Çadır yeri arazisi ayrıldı. Gözlerini kara para bürümüş Belediye Başkan ve yandaşları imara açarak bu çadır yerlerini yarısından fazlasını sattılar. Bir deprem olursa İstanbullular çadır açacak yerleri bile yok. Şimdi timsah gözyaşları döken Belediye Başkanları çadır kurulacak arazilerin rant için imara açtıklarını nasıl açıklayacaklar
Van depreminde….. yaralanlara acil şifalar diler hayatını kaybeden 53 öğretmen, 582 yurttaşımıza Allahtan rahmet yakınlarına sabır ve başsağlığı dilerken bir daha bu acılar yaşamamak dileğiyle.
Önemli bir not
Türkiye’de 1903’ten bu yana yaşanan depremler
1903 – Malazgirt: Sismik depremde…..2 626 kişi
1912 Mürefte depreminde……….216 kişi.
1930 – Hakkâri depreminde……….2 514 kişi
1939 – Erzincan depreminde……….32 962 kişi
1942 -Niksar/Erbaa depreminde……….3 000 kişi
1943 -Tosya/Ladik depreminde……….2 824 kişi
1944 -Bolu/Gerede depreminde…..3 959 kişi
1946 -Varto/Hınıs depreminde….. 839kişi
1966 – Varto depreminde…..2 394 kişi
1970 – Gediz depreminde….. 186 kişi
1975 – Lice depreminde….. 1 385 kişi
1976 -Çaldıran/Muradiye depreminde….. 3 840 kişi
1983 -Erzurum/Kars depreminde…..1 155 kişi
1992 – Erzincan depreminde…..653 kişi.
1995 – Dinar depreminde…..94 kişi
1998 – Ceyhan depreminde…..84 kişi
1999 – Kocaeli depreminde…..17 127 kişi
1999 – Bolu Düzce depreminde…..845 kişi
2000 – Çankırı depreminde…..2 kişi.
2000 – Afyon depreminde…..6 kişi
2003 – Tunceli depreminde…..1 kişi
2003 – Bingöl depreminde…..176 kişi
2004 – Erzurum depreminde…..1 kişi
2004 – Ağrı depreminde…..18 kişi
2005 – Hakkari depreminde…..2 kişi
2010 – Elazığ depreminde…..51 kişi
2011 – Kütahya depreminde…..0 kişi
2011 – Van depreminde…..601 kişi
Sonuç olarak 100 yıl içinde depremlerde 83 bin insandan fazla kayıp verirken Milyonlarca yaralı ve engelliyi arkasından bırakan depremlerden ders alacakmıyız acaba
Mustafa Küpeli
mustafakupeli36@gmail.com