Hükümet göçün durduğunu söylüyor, ancak geçen yıl göç hızı üçe katlandı. Çılgın projelerin bu hızı daha da artırma riski var. Hükümetin İstanbul için ortaya attığı kanal ve iki yeni kent projelerinin göçü yeniden 1970’lerdeki gibi patlatacağından korkuluyor
Hükümetin İstanbul için ortaya attığı kanal ve iki yeni kent projelerinin göçü yeniden 1970’lerdeki gibi patlatacağından korkuluyor. Çünkü 2002’den beri ciddi oranda azalan göç dalgası, geçen yıl adeta patladı ve göç hızı üç kat arttı. Bir yılda yaşanan bu büyük sıçrama, yeni projelerle iyice engellenemez bir hale gelebilir.
Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi verilerine göre, İstanbul’a geçen yıl 439 bin 515 kişi göç etti. En fazla göç edenlerin başında Tokatlılar ve Ordulular geliyor. Bu iki kentten geçen yıl göç eden her iki kişiden biri rotasını İstanbul’a çevirdi. Aynı şekilde Samsun, Giresun, Diyarbakır, Mardin, Erzurum da İstanbul’a yoğun göç veren illerin başında geliyor.
Siyasi iklimi de etkiliyor
1970lerde göç dalgası sadece ekonomik sebeplere bağlanırken 2000’lerden sonra göç haritasında belirleyici etkenlerden biri hem-şerilik bağı olarak ön plana çıkıyor. Nitekim son 10 yılda İstanbul’a en fazla göç edilen illerin listesindeki sıralama pek değişmedi.
Karadeniz ve Orta Anadolu ağırlıklı bu göç dalgasının yarattığı hemşe-rilik bağları, kentin siyasi iklimden ekonomik durumuna kadar her şeyi etkiliyor. Dünyadaki benzer örnek¬lerde yaşanan göç ve sonrasında ortaya çıkan ekonomik ve sosyal sıkıntıların izini uzun yıllar silmek mümkün olmuyor.
BÜYÜLÜ KENT PROJELERİ DÜNYADA HÜSRAN OLDU
İstanbul’a ‘iki yeni şehir’ projesine şehir planlamacıları mimarlar kaygılı bakıyor. Uzmanlara ögre bu proje gelecekte İstanbul için hem ekonomik hem sosyolojik hem de ekolojik iflasa yol açabilir. Bu şekilde rem riskinin önüne geçilemiyeceğini vurgulayan İstanbul şehir Plancıları Odası Başkanı Tayfun Kahraman, “İstanbul’un nüfusu 2023’te 20 milyonun üstüne çıkacak. İki yeni şehir’e taşınacak insanlar kapalı bir getto ıayatına mahkum edilecek” dedi. Kahraman, dünyada benzer projelerin 60’larda yapıldığını ve sonuçlarının kötü olduğunu söyledi. Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Başkanı Deniz tncedayı ise projenin özellikle şehrin akciğeri olan orman alanlarına zarar vereceğine dikkat çekti. İşte dünyadaki benzer ‘çoklu kent’ projeleri:
PARİS
1960’larda Avrupa’da birçok şehirde görülen şehir bölünmelerinin en büyük sıkıntısını Paris yaşadı. Halen de bunun sonuçlarını yaşayan Fransa, bugünlerde yeni projeler üreterek kenti tekrar birleştirmeye çalışıyor. Kentin merkeziyle unutulmuş banliyöleri bir araya getirmeyi hedefleyen Greater Paris’ (Daha İyi Bir Paris) projesiyle hızlı tren hatları uzatılarak, yeni bir ulaşım sistemi oluşturulacak.
HAMBURG
Almanya’nın ikinci büyük şehri Hamburg da yakın zamanda kent içinde yeni bir kent yarattı. Avrupa’nın en büyük ikinci limanına sahip olan 1.7 milyon nüfuslu Hamburg’da liman çevresine ‘Half encity’ adıyla küçük bir şehir inşa edildi. Mini şehirde 40 bini aşkın insan yaşıyor. Kent şehir merkezinden kopuk durmazken, çok sayıda aile sunduğu olanaklar nedeniyle Hafencity’yi yaşam alanı olarak seçiyor.
ÇİN MEGA KENT
Çin kent içinde yeni kentler yaratma projesini ilk Şanghay’da uyguladı. Ancak Şanghay dünyanın en kalabalık ve altyapısı sorunlu kentlerinden biri haline geldi Çin şimdi, dokuz büyük şehrini birbirine bağlayarak 42 milyon kişinin yaşadığı dünyanın en büyük mega şehrini inşa etmeyi planlıyor. ‘den oluşacak
SAN PAOLO
Güney Amerika’nın en kalabalık ülkesi Brezilya’nın en büyük kenti San Pao-lo, 20 milyonu bulan nüfusuyla şehir içinde şehir yaratan kentlerden. Ancak kentin merkezi dev gökdelenlerle zenginliği temsil ederken bölünen kısımlarda oluşan gettolar kaos ortamına yol açıyor
MEXICO CITY
Tüm kontrol çabalarına rağmen 15 milyona yaklaşan nüfusuyla dünyanın en büyük ve kirli kenti haline gelen Mexico City’ea nüfus hızla artmaya devam ediyor. Bölünme yüzünden kentin kuzey bölümü sanayileşmiş kesimken doğu bölümü fakirlikle ve suçla boğuşuyor.
Radikal/Nuriye Doğu