Bültende, sanayi üretimindeki bu olumlu havayı sürdürmek için üretim artışına istikrar kazandırılması gerektiği, mevcut iklimin de buna uygun olduğuna dikkati çekildi
Türkiye İşveren Sendikalarının (TİSK) ekonomi bülteninde, “GSYH’deki artışın sektörel yapısına bakıldığında yılın 3. çeyreğinde de Türkiye’nin aynı oranda olmasa da yüzde 5-6 aralığında bir büyüme oranını yakalayacağını tahmin ediyoruz” denildi.
TİSK, Eylül ayı ekonomi bültenini yayımladı.
GSYH’nin yılın ikinci çeyreğinde yüzde 10,3 artarak, büyümede istikrarı yakalama yönünde önemli bir atak yaptığı belirtilen bültende, GSYH’nin mevsim ve takvim etkilerinden arındırıldığında dahi yüzde 3,7 yükselerek, uluslararası iktisadi kuruluşlara güven verdiği kaydedildi. Bültende, GSYH’deki artışın sektörel yapısına bakıldığında yılın üçüncü çeyreğinde de Türkiye’nin aynı oranda olmasa da yüzde 5-6 aralığında bir büyüme oranını yakalayacağının tahmin ettikleri ifade edildi.
Sanayi üretiminin 2009 yılına göre artmaya devam ettiği, Temmuz ayında da 2009’un aynı ayına göre sanayi üretiminin yüzde 8,6 yükseldiği ve endeksin 119,9 düzeyine ulaştığı belirtilen bültende, sanayi üretimi içinde imalat sanayi üretiminin yüzde 9,1 artmasının ekonomideki büyüme trendi açısından önemli bir avantaj olarak görüldüğü kaydedildi.
Bültende, sanayi üretimindeki bu olumlu havayı sürdürmek için üretim artışına istikrar kazandırılması gerektiği, mevcut iklimin de buna uygun olduğuna dikkati çekildi.
2010 yılının ikinci yarısında inşaat sektöründe üretimin 2009’un aynı dönemine göre yüzde 19,9 arttığı, üretimdeki bu artışa karşın sektörde aynı dönemde ciro endeksinin yüzde 9,4 azaldığı belirtilerek, bu durumun sektörde satışların üretime eşlik etmediğini gösterdiği ifade edildi.
-ÖDEMELER DENGESİ-
Bültende, büyüme oranı ve işsizlikte elde edilen olumlu gelişmelere karşılık cari işlemler açığının büyümeyi sürdürdüğü, Temmuz ayında cari işlemler açığının geçen yılın aynı ayına göre yaklaşık 7 kat artarak 471 milyon dolardan, 3 milyar 438 milyon dolara ulaştığı, bu artışla birlikte, 2009 yılının Ocak-Temmuz döneminde 7 milyar 854 milyon dolar olan cari işlemler açığının 24 milyar 230 milyon dolara çıktığına işaret edildi.
Daha önceki dönemlerde olduğu gibi cari işlemler açığının ana nedeninin dış ticaret açığı olduğu, Ocak-Temmuz 2010 döneminde dış ticaret açığının 26 milyar 251 milyon dolar düzeyine çıktığı, bu dönemde ihracatın geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 13,4 artarak 64 milyar 407 milyon dolar olurken, ithalatın ise yüzde 32,1 artarak 99 milyar 336 milyon düzeyine geldiği belirtilen bültende,
“Dış ticaret açığının cari işlemler üzerinde yarattığı olumsuz etki diğer döviz getirici kalemlerle dengelenmektedir. Bu kalemlerden biri de turizm gelirleridir. Yılın ilk yedi ayında net turizm gelirleri geçen yıla göre hemen hemen hiç artmamış (sadece binde 2 artış) ve 7 milyar 339 milyon düzeyinde kalmıştır. Böylece, turizm gelirlerinin cari işlemler açığını azaltma etkisi nispi olarak düşük kalmıştır. Diğer bir döviz geliri sağlayıcı kalem olan taşımacılık gelirleri de bu yılın ilk yedi ayında 112 milyon dolarlık net katkı sağlamıştır. İnşaat şirketlerimizin yurtdışı faaliyetlerinden elde ettikleri gelirler de geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 30,1 azalmış ve 458 milyon dolara gerilemiştir” denildi.
Bültende, 2010 yılı Ocak-Temmuz döneminde hizmetler dengesinin geçen yıla göre küçüldüğü ve yüzde 13’lük bir azalışla, 5 milyar 835 milyon dolar fazla verdiği, aynı dönemde doğrudan yatırımların, geçen yıla göre yüzde 12,2 azalarak 4 milyar 387 milyon dolara gerilediği belirtildi.
İlk yedi ayda Türkiye’nin yurtdışından portföy yatırımı akınına uğradığı, bu dönemde 10 milyar 809 milyon dolar net portföy girişi olduğuna dikkat çekilen bültende, Merkez Bankasının döviz rezervlerinin geçen yılın Ocak-Temmuz döneminde 3 milyar 379 milyon dolar azalırken, bu yılın aynı döneminde 6 milyar 681 milyon dolar arttığı belirtildi.
-İSTİHDAM VE İŞSİZLİK-
Türkiye’de istihdamın arttığı, bu olgunun, krizin etkisinin azaldığının bir göstergesi olduğu ancak işgücündeki artışın işsizlik oranında arzu edilen hızlı düşüşü engellediği ve üstelik bu durumun, işgücüne katılım oranında önemli ölçüde artış olmamasına rağmen meydana geldiğine işaret edilen bültende, 2010 yılı Haziran döneminde, Türkiye’de kurumsal olmayan nüfusun 2009’un aynı dönemine göre 802 bin kişi artarak 71 milyon 307 bin kişiye, kurumsal olmayan çalışma çağındaki nüfusun ise 859 bin kişi artarak 52 milyon 503 bin kişiye ulaştığı kaydedildi.
Bültende, bu dönemde işgücüne katılma oranı, 2009’un aynı dönemine göre 1,2 puan artarak yüzde 50’ye ulaştığı, oranın erkeklerde yüzde 71,6, kadınlarda yüzde 29,1 düzeyine çıktığı, işgücüne katılma oranındaki bu yükselişleri krizin olumlu bir etkisi olarak gördükleri, çünkü Türkiye’de işgücüne katılma oranının, özellikle kadınlarda hem OECD hem de AB ortalamasının oldukça altında olduğu anımsatıldı.
Bu gelişmeler sonucunda 2010 yılı Haziran döneminde istihdam edilenlerin sayısının, geçen yılın aynı dönemine göre 1 milyon 541 bin kişi artarak, 23 milyon 488 bin kişiye yükseldiği belirtilen bültende, istihdam edilenlerin yüzde 44,8’nin kayıtdışı olduğuna dikkati çekildi.
İstihdam ve işsizlik verileri mevsimsel etkiden arındırıldığında, istihdam 0,7 puan artarken, işsizlik oranının 1,5 puan düştüğü ifade edilen bültende, “İşsizlikteki düşüşün devam etmesi için yapısal düzenlemelerin ivedilikle yapılması gerekmektedir. İşsizlik oranı yaz sonunda mevsimsel olarak yükselme eğilimine girecektir. Ulusal İstihdam Stratejisi ile istihdam yaratmayı özendirecek işgücü piyasası reformlarının gerçekleştirilmesi işsizliğin uzun vadeli olarak düşürülmesini sağlayacaktır” denildi.
-PARA VE MALİYE POLİTİKASI-
Bültende, Ağustos ayında Tüketici Fiyatları Endeksinin (TÜFE) bir önceki aya göre yüzde 0,40, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 3,50, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 8,33 ve 12 aylık ortalamalara göre yüzde 7,83 yükseldiği, Üretici Fiyatları Endeksinin (ÜFE) bu yıl Ağustos ayında bir önceki aya göre yüzde 1,15, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 5,98, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 9,03 ve 12 aylık ortalamalara göre yüzde 6,18 arttığı hatırlatıldı.
Enflasyon oranının beklenenin üzerinde gelmesine rağmen Merkez Bankasının Eylül ayında iki farklı atak yaptığı, bu çerçevede borçlanma faiz oranlarını 25 baz puan indirdiğine, bankanın Eylül ayının son haftasına girilirken TL ve yabancı para cinsinden mevduatlar için kanuni karşılık oranlarını 50 baz puan artırdığına işaret edillen bültende, “Bu şekilde piyasadan yaklaşık 3 milyar lira çekmiştir. Bankanın bu uygulamaları ile krizin sona erdiği sinyalini piyasalara vermek istediğini düşünüyoruz” dedi.
Maliye politikasının başarısını gösteren temel değişken olan bütçe açığı verilerinin Ağustos ayında beklenin üzerinde olumlu geldiği, geçen yıl Ağustos ayında 1 milyar 525 milyon lira açık veren bütçenin, bu yıl 3 milyar 89 milyon lira fazla verdiği, faiz dışı fazlanın da bu yıl 6 milyar 192 milyon liraya ulaştığı ifade edilen bültende, şunlar kaydedildi:
“Bütçe verileri Ocak-Ağustos 2010 dönem için değerlendirildiğinde, geçtiğimiz yıla göre daha olumlu bir tablo ile karşılaşılmaktadır. Bütçe giderleri bu dönemde yüzde 6,8 artarken, bütçe gelirleri yüzde 20,4 artmıştır. Böylece bütçe açığı geçen yıla göre yüzde 54,1 azalarak, 14 milyar 387 milyon TL düzeyine kadar gerilemiştir.
Bütçe ve büyüme verilerinin beklenenin üzerinde olumlu gelmesine karşın, Ağustos ayı Tüketici Güven Endeksi, bir önceki aya göre yüzde 0,14 oranında azalmış, Temmuz ayında 87,48 olan endeks Ağustos ayında 87,35’e inmiştir. Bütçe, Ağustos ayında 3 milyar 89 milyon lira fazla verdi. Ocak-Ağustos döneminde bütçe açığı geçen yıla göre yüzde 54,1 azaldı.”
AA