Son bir ayda açıklanan yeni konut projesi bir elin beş parmağını geçmedi. Bazı sektör yetkilileri, bunu seçimler öncesi “bekle-gör” stratejisine bağlıyor. Bazıları ise yeni yatırımların 15 Mart’tan itibaren başlayacağım öngörüyor…
GEÇEN yılın son aylarında art arda yeni projeler açıklayan inşaat sektöründe son bir aylık süre suskun geçti. Şubat ayında açıklanan yeni konut projesi bir elin beş parmağını geçmedi. Astaş İnşaat’ın Avrupa Konutları Atakent-3, Astay İnşaat’ın OnaltıDokuz ve Eroğlu Yapı’nın İstanbul Lounge-2 projeleri satışa çıktı. Oysa geçen yılkı hareketliliğin bu yıl da sürmesi bekleniyordu.
Bazı çevreler, bu durumu hükümetin ekonomiyi soğutma isteğinin bir sonucu olarak görüyor. Nitekim BDDK’nın (Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu) konut kredilerinin tutarı gayrimenkul ekspertiz değerinin yüzde 75’ini aşamayacak” yönündeki kararı da bu düşünceyi güçlendirdi. Bu arada “Genel seçimlere kadar zorunlu olmadıkça kimse konut almayacak” gibi açıklama yapanlar da oldu. Tabii başta İstanbul olmak üzere büyükşehirlerde arsa bulma konusunda yaşanan sıkıntıların yeni projeleri engellediği de bir gerçek…
“HÜKÜMET ‘DURUN’ DEMEDİ”
İnanlar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Serdar İnan, hükümetin ekonomiyi soğutma adma atacağı adımların inşaat sektörü için geçerli olamayacağını düşünüyor. “İnşaatçı kar gördüğü işin peşine düşer” diyen İnan, kaldı ki hükümetin inşaat sektöründen bugüne kadar böyle bir talepte bulunmadığını vurguluyor. Serdar İnan, sektördeki duraklamayı esas olarak inşaatın hammaddesi sayılan arazi sıkıntısına bağlıyor:
“Şu an İstanbul’da hemen başlanabilir imarı ve mülkiyet sorunu olmayan ciddi bir arsa kalmadı. Bir arsanın satışı ya da kat karşılığı verilmesi için imar ve mülkiyet sorunlarının aşılması, arsa sahibiyle inşaat firmasının mutabakata varması gerekiyor. Bu da zaten önemli bir süreye tekamül ediyor.”
2012 yılına kadar gayrimenkul sektöründeki çıkışın devam edeceğini düşünen İnan, genel seçimlere kadar inşaat firmalarının gaz kesmesinin faydası olmayacağı kanısında. Böyle bir durumda ise seçimlerden sonra çıkışın daha keskin olacağını savunan İnan’a göre, asıl sorun bankaların likidite sıkıntısıyla karşı karşıya kalması.
“MARTTA IANSMANLAR BAŞLAR”
Özyurtlar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Özyurt’a göre ise gayrimenkul projelerindeki durgunlukta satış sezonu olmaması en önemli etken: “Sezon ailelerin tatilden dönmesi ve okulların açılmasından sonra yani 15 Ekim’ze başlar ve 15 Aralık’a kadar devam eder. Yıl içindeki ikinci sezonsa 15 Mart’ta başlar ve 15 Haziran’da sona erer. Bu iki dönem arasında kalan aylar genelde durgun geçer. Nitekim biz de yeni projelerimizi sezon içinde yapmaya çalışırız.”
Genel seçimlere kadar konut satışlarının duracağı görüşüne katılmayan Özyurt, inşaat yatırımlarının da süreceği görüşünde. Halen 300 bini İstanbul’da olmak üzere 500 bini aşkın konut ihtiyacı olduğunu hatırlatan Özyurt, bu aydan itibaren yeni konut projelerinin yeniden hız kazanacağını düşünüyor.
Tamer Özyurt, BDDK’nın “konut kredilerinin tutarı gayrimenkul değerinin yüzde 75’ini aşamayacak” yönündeki kararıyla ilgili ise şu değerlendirmeyi yapıyor: “BDDK, bankacılık sektörü üzerindeki riski azaltmak için böyle bir karar aldı. Hem finans hem de konut sektörünü korumayı amaçlıyor. Çünkü Türk bankalarının geleceğinde konut sektörü çok önemli bir yer tutuyor. Bu açıdan baktığımızda yerinde bir uygulama. Ancak yine de böyle bir karar almaya gerek olmadığını düşünüyoruz. Bugüne kadar kredi dönüşlerinde herhangi bir sorun yaşamadık. Kredi geri dönüş oranımız yüzde 100. Dolayısıyla konut kredilerine yüzde 25 peşinat şartı getirilmesi satışları olumsuz etkilemez.”
“KİMSE BİNDİĞİ DALI KESMEZ”
Teknik Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Nazmi Durbakayım ise bugüne kadar hiçbir hükümetin ekonomiyi soğutma isteğine tanık olmadığını söyleyerek söze başlıyor. Durbakayım, “Kimse bindiği dalı kesmez. Özellikle Türkiye ekonomisinin dinamosu haline gelen bir sektörü dizginlemek istemez. Çünkü inşaat sektörü ne kadar canlı olursa hükümet o kadar vergi alır, istihdam sağlanır, enflasyon frenlenir” diyor.
Yeni projelerin hız kesmesini tamamen firmaların uzun vadeli planlarının bir parçası olarak değerlendiren Durbakayım, gayrimenkul sektörünün uzun soluklu bir faaliyet alanı olduğunu vurguluyor: “Yatırımların sürekliliği, sektörde kalıcı olmanın şartlarından en önemlilerinden biridir. Bu nedenle inşaat firmaları 2011’in yatırım planlarını 2010’un ortalarından itibaren yapmaya başladı, inşaat sektörü günü kurtaran kararlarla ilerlemez. Sektörde alınan kararlar ve yapılan planlar uzun vadelidir.
“BEKLE-GÖR DÖNEMİNE GİRDİK”
Propa İnşaat İcra Kurulu Başkanı Can Reşit Özçiçek de genel seçimler ve Merkez Bankası’nm “düşük faiz yüksek karşılık” politikası sebebiyle bankaların bireysel ve ticari kredi faizlerini yükseltmesinin hem şirketleri hem de konut alıcısını bekleyip gelişmeleri görmeye ittiğini düşünüyor. Ancak Özçiçek, bu beklegör döneminin uzun sürmeyeceğini düşünüyor. Bahar ayları ve genel seçimlerin ardından talepte artış bekleyen Özçiçek, hükümetin ekonomiyi soğutma politikasına yönelikse şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Merkez Bankası finansal istikrar ve fiyat istikrarı hedefine paralel para, sermaye ve reel piyasaları yatandan takip ediyor. Gelişmelere göre önlemler alıyor. Şirketler ve bireyler de alınan bu önlemlerin kendilerine yansımasına göre hareket ediyor. Bunun rasyonelliğin gereği olduğunu düşünüyorum.”
İhtiyacı olanların ve yatırım yapmak için uygun koşulları oluşturan insanların alıma devam ettiğini vurgulayan Özçiçek, konut kredilerindeki yüzde 25 peşinat şartının gerek Propa İnşaat gerekse sektör genelinde satışları olumsuz etkilemediğini belirtiyor.
Para / Bülent Ekimci