Kahve, lokum gibi geleneksel ürünleri dışarıda tutarak, Türkiye’de, tarihi 1800’lere kadar uzanan kaç şirket sayabiliriz? Uluslararası danışmanlık şirketi PwC’nin dünya çapında gerçekleştirdiği 2010-2011 Küresel Aile Şirketleri Araştırması’na göre bu sayı 20.
İçdaş Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Yusuf Bayram Aslan, Çanakkale’nin Biga İlçesi’ndeki açılış töreni öncesinde yaptığımız sohbette, 130 yıl öncesine kadar uzandı…
Toplam 5500 çalışanı olan, 1.5 milyar dolar ihracat rakamını yakalayan Türkiye’nin 9’uncu büyük şirketi İstanbul Çelik Demir AŞ (İçdaş); 6 milyon tonluk kurulu kapasitesiyle, Avrupa’daki rakiplerine çalım atmaya başladı. Demir çelik sektöründe üretim kapasiteleri 50-60 milyon tonlara ulaşan Mittal Steel ve Arcelor gibi küresel şirketlerin fabrika kapattığını söyleyen Aslan, “Japonya’dan Şili’ye kadar 72 ülkeye ihracat yapıyoruz” diyor. İçdaş’ın ortakları; Antalya Belek’te Susesi, İstanbul’da Cihangir Oteli; Pera, Florya, Trabya ve Mahmutbey’de geliştirdikleri turizm ve gayrimenkul projeleri; 500 araçlık karayolu araç filosu, 300 vagonu, sigorta ve lojistik şirketleriyle verdiği hizmetlerle genişlemeyi sürdürüyorlar.
BİGA’YA YOL, ELEKTRİK GETİRDİ
Ailenin geleceği, Konya’da, dedeleri Derbederoğlu Koca Mustafa Bey’in Kastamonu’ya gelmesiyle şekilleniyor. Bayram Aslan; İçdaş Yönetim Kurulu Başkanı Tacettin Aslan ve diğer ağabeyi Necati Aslan ile İstanbul’da tutunuyor. 1930’ların başında İstanbul’un en eski elektrik santralının bulunduğu ve o yıllarda tankların atış alanı olan Silahtarağa’ya yerleşiyorlar. Şimdilerde Bilgi Üniversitesi bünyesinde “müze” işlevi gören elektrik santralı 1983’e kadar tıkır tıkır çalışıyordu…
1930’da Haliç’in kıyısında bir gemi onarım tersanesi kuruyorlar.
Haliç’in temizlenmesiyle birlikte girişilen yeni imar planları çerçevesinde, 1980’lerde soluğu Tuzla’da alıyorlar; 1990’lardaAmbarlı’da ilk limanlarını kuruyorlar. 1970’te İstanbul’da Mahmutbey’de demir ve çelik tesislerini işleme alıyorlar.
Mahmutbey’de 42 yılı doldurduktan sonra Çanakkale’ye taşınıyorlar…
Bayram Aslan Mahmutbey’in kaderi de hızlı kentleşmeden nasibini alınca, “Devlete gittik, ‘Bize öyle bir yer gösterin ki, bir daha taşınmak zorunda kalmayalım’ dedik. Ne plan, ne program var… ‘Kendiniz bilirsiniz’ dediler… İş başa düştü. İskenderun’a gittik, baktık; olmadı. Çanakkale’ye geldik ama yol yok, enerji yok… Hepsini kendimiz yaptık. 7 köyü by-pass ettik. 25 kilometre yolu, 18 kilometreye indirip yaptık, 2 köprü inşa ettik, bundan 4 yıl önce Karayolları’na devrettik, 185 kilometre elektrik hattı çektik” diyor.
Yurtdışında yatırıma sıcak bakmadığını söyleyen Bayram’ın “Milliyetçi bir aileyiz” sözleri boşuna değil. Ağabeylerinden Necati Bayram, bir dönem DYP Beyoğlu İlçe Başkanlığı’nı yapmış. 1950’lerin siyasi mirasını çocuklarının birine Adnan, öbürüne ise Menderes ismini vererek yaşatmaya çalışan bir işadamı… Bayram Aslan’ın Kastamonu İşadamları Derneği Başkanı da olan oğlu Adnan Aslan “2009 yılında Amerika’da, Irak’ta ve İran’da üretim için araştırmalar yaptık ama Çanakkale’de büyümeye karar verdik” diyor.
Demir-çelik sektörünün en yüksek oranlı girdisi olan enerjide, kurulacak santral türünün belirlenme sürecini anlatan Bayram Aslan “Doğalgaz fiyatını Rusya belirliyor, dışa bağımlıyız. Kömür ise her yerde var, o nedenle kömürü seçtik” açıklamasını yapıyor.
Daha da önemlisi İçdaş gibi; Çolakoğlu’nun Gebze’de, TTK’nın Çan’da, Ciner’in Silopi’de işletmeye aldığı akışkan yataklı termik santral teknolojisinin yaygınlaşması. Zira yatırım maliyeti doğalgaz çevrim santralından 2.5 kat fazla olsa da, türev katı ürünlerin hepsini yakabiliyor. Çevre, maliyet ve arz güvenliği açısından ileri bir tercih…
Serpil Yılmaz
syilmaz@htgazete.com.tr