İnşaat işçileri güvencesiz, sağlıksız koşullarda çalışırlar; kaderlerinde ölüm ve yoksulluk hep yazılıdır.
Evlerine götürecekleri ekmek parası için enselerinde ölüm korkusunu hep hissetmek zorundadırlar, bazen taşeron firmanın verdiği yemeği yiyerek zehirlenirler, bazen de iş güvenliğinin maliyeti taşeron firmaya ağır geldiği için iskeleden düşerek, bezen de yaşamlarını sürdükleri konteynırlarda yanarak can verirler.
Kasım ayında iş cinayetlerinden seksen iki işçi yaşamını yitirdi. İş cinayetlerinin en fazla yaşandığı sektörlerden birisidir inşaat. Ölümler en çok inşaat ve maden sektörlerinde oldu. Mevsimlik işçi olarak evini, çocuğunu bırakıp gurbete gelen inşaat işçilerinin, yaşadıkları zorlukların karşılığı hastaneler ya da mezarlıklar olur. Şanslılarsa eğer evlerine dönerler ve kış ayları onlar için yazın kazandıkları paralarla idare etmekle geçer, bir daha sene yaz ayları gelince sevdikleriyle vedalaşıp valizini toplar yine düşerler yollara.
Emeklilik ya da sigorta onlar için hayalin ötesindedir, günde 14 saat çalışan işçiler aylık maaşlarını bile düzenli olarak alamazlar. İnşaat işçileri sigortasız ve güvencesiz çalıştırıldıkları için sendikalaşmak şu anki sendikalar yasasıyla çok mümkün görünmüyor. Özellikle yeni çıkan sendikalar yasasıyla birlikte yüzde 3’lük iş kolu barajları sendikalaşmanın önündeki en büyük engellerden birisi.
İnşaat işçileri yaşadıkları olumsuz durumu tersine çevirmenin yolunun örgütlenmekten geçtiğini düşünüp dernek kurup burada örgütlenmeye karar vermişler. Derneğin kuruluş bildirgesinde işçi sınıfının bütün sorunlarına dair mücadele edileceği deklare edilmiş. Deklarasyonun tamamı:
Yapıcılar iş başında…
Biz memleketimizi baştan sona elleriyle yapan inşaat işçileriyiz. Yaz kış, gece gündüz demeden şantiyelerde alın teri döken yapıcılarız.
En çok işçi ölümlerinin yaşandığı, güvencesiz işçi çalıştırmanın kural haline geldiği, aylık ücretlerin dahi alınamadığı, gündüz çalıştığımız şantiyenin gece ev olarak kullanıldığı, işverenin sorumluluğunda olmasına rağmen yemek ve su ücretlerinin bizler tarafından karşılandığı, işçi sınıfı içerisinde din, dil, mezhep ve kıdem ayrımının en sık yaşandığı sektörün işçileriyiz biz.
Biz inşaat işçileri, kamu emekçilerinden sonra, işçi sınıfı içerisinde en yaygın, sayıca en fazla olmamıza rağmen en örgütsüz sektörün işçileriyiz.
İnşaat İşçileri Derneği, bu örgütsüzlüğü kırmak, inşaat işçileri arasındaki dayanışmayı güçlendirmek, sektörde gerek tekelleşen gerekse de taşeronlaşan patronların sömürüsü karşısında inşaat işçilerinin haklarını savunmak, işçi sınıfının bütün kesimleri arasındaki birliğin sağlanmasına katkı koymak amacı ile kurulmuştur.
Dernek, sömürüye karşı eşitliği, sınıf ve sektör içerisindeki patronlar eliyle organize edilen her türlü ayrım ve ayrımcılığa karşı işçilerin birliğini savunur.
Dernek, dernek üyesi olsun ya da olmasın şantiye içinde ya da dışında işçilerin patronlar eliyle gasp edilen haklarının takipçisi ve hesap sorucusudur.
Dernek, inşaat işçilerinin gündelik ve tarihsel çıkarlarının birbirleriyle ayrılmaz bir bütün olduğunu bilir ve örgütlü gücünü bu amaç için kullanır.
Dernek, işçi sınıfının dostu olan tüm kurumların dostudur.
Dernek, memleketini bırakıp gurbette kazma sallayan, günde 14 saat çekiç vuran, terini akıttığı şantiyelere kanını da akıtmak zorunda bırakılan işçilerle, bu işçilerin aileleriyle, bilgisini inşaat işçilerinin mücadelesine sunan aydınlarla, hukukçularla, bilim adamlarıyla bir bütündür.
Taşeron şirketlerinin uykusunu kaçıracak olan bu örgütlenme girişiminin yaşanan hak gasplarının karşısında bir direnç oluşturacağı kesin. Bu dernek sıradan derneklerden farklı olarak işçi sınıfı içerisindeki özellikle inşaat sektöründeki dağınıklığı toparlamak açısından önemli bir adım. Yapıcılar iş başına.
Özgür Hüseyin Akış
Kaynaklar:
http://haber.sol.org.tr/sonuncu-kavga/yapicilar-is-basinda-insaat-iscileri-dernegi-kuruldu-haberi-63607
http://www.guvenlicalisma.org/index.php?option=com_content&view=frontpage&Itemid=151
http://www.sendika.org/yazi.php?yazi_no=3204